Onun ile resim çekilmek hiç aklımın bir ucundan dahi geçmiyordu.Piknikte oturduğumuz yere nihayetinde varmıştık. Bizim geldiğimizi gören Ecrin 'geldiler hocam' diye bağırıyordu. Şimdiden olacak felaketi düşünüyordum.Feride hoca sinirli bir şekilde 'Mayıs neredesiniz, hem o telefona neden cevap verilmiyor' diye azalıyordu.Yine her seferinde olduğu gibi benim can kurtarıcım olan, Ayşe Sultan 'Feride hocam bir şeyle karşılaşmışlardır kızmayın,hem onların yapacak bir açıklamaları vardır elbet ,demi Mayısım' demişti.Ben hemen Denize baktım,o da bana bakıyordu.Denizle ben 'şey...ııı...şey oldu...' diyorduk. Bir süre bunları tekrarladık.Denizin aklına birşey gelmişti gözlerinden anlaşılıyordu. Deniz 'hocam gelirken Mayısın ayağı burkulmuştu o yüzden geç geldik' demişti. Ben hemen Denize bakmıştım.Kendin beni ihmal ettin be çocuk beni burda zararlı çıkartıyorsun diyordum kendi kendime.Ayşe Sultan oturduğu yerden telaşla kalkarak 'Mayısım kuzum bir yerinde bir şey var mı' diyerek bacaklarıma kollarıma bakıyordu.Feride hoca 'kızım bir şeyin var mı? E bari haber varseydiniz telefonuna da ulaşılmıyor' diyordu yine Kerim hoca da oğlundan hesap soruyordu.Ben herkez açıklama yapacakken Deniz 'Mayısın telefonunun şarji bitmiş ondan ulaşılmamıştır demişti.Kerim hoca 'e peki oğlum seninki?' demişti.Oh canıma değsin hep bana top atıyordun hadi bunada cevap ver Deniz efendi.Deniz babasına 'baba hiç farketmedim'demişti.Deniz benim gözümün içine baka baka yalan söylüyordu,gerçi aradıklarını cidden görmemiştik, hem Feride hocanın, beni aradığını hemde Kerim hocanın,Denizi aradığını.Zaman nasıl geçmişti anlamadım.Herşeyi açıkça söylesem iş halledilebilirdi hem benim suçum yoktu ki.Anlatıklarımı yanlış anlayacaklardır iyi de neyi yanlış anlayacaktı ortada hiçbir şey yoktu daha doğrusu yanlış anlaşılma yoktu.
Çaylar çoktan konulmuştu,bende piknik sepetinden tabak alıp aldığımız çekirdekleri koyacaktım ki yanıma Ecrin geldi:
-Anlatmıyacak mısın? diyerek karşıma dikildi.
-Neyi anlatacak mışım? demiştim ters bir şekilde.O da bana:
-Kızım düşmediğini biliyorum.Neden geç geldiniz?
-Yo düştüm bacağım da ağrıyor,demiştim bu sefer göz teması kurmadan.
-Peki Ayşe Sultana neden öyle dedin,sen ben dahil herkesin gözünün içine bakarak yalan söylersin ama Ayşe Sultana hayır,'bir yerim ağrımıyor'dediğinde bile onun gözünün içine bakmadın demişti.Sanırım yakalanmıştır,aynı bir çocuğun annesinden gizli şeker aldığı gibi.Zaten beni her zaman Ecrin yakalıyordu.Ecrinin yanından 'ben çaylar bitmeden şu çekirdekleri sofraya koyayım' demiştim.Kendi kendime 'yes be bundan da kurtulmuştum' demiştim,ama yurda gidince beni büyük bir sorgu bekliyordu.Ecrin yaptığım bu tavırların tümünün hesabını bir bir soracaktı.Feride,Kerim hocanın ve Denizin olduğu bir de birkaç kızın bulunduğu sofraya çekirdekleri koymak için harekete geçtim. Çimene oturdukları için eğilmek yerine ordaki bir kıza seslendim ama yanındaki arkadaşı ile gevezelik ettiği için beni duymadı.Elimde tabaklar ile ayakta mal gibi duruyordum.Deniz ile göz göze geldik.Deniz ilk önce kızlara baktı bir hareket yok,sonra hocalara baktı onlarda da hareket yok bana yaklaşarak 'en iyisi ben alayım' dedi.Beni o mal durumdan Deniz kurtarmıştı.Bu da beni her seferinde kurtarıyor ya da tesadüf.
Saat 24:00'a doğru geliyordu.Piknikteki hiç kimsenin kalkmaya niyeti yok gibiydi.Kerim hoca hala çekirdek çitleyen kızlara 'kızım siz yurda götürün orada yiyin bu kadar yeterli' demişti. Cidden bu kadar yeterli,bu günlük benim için açık hava yeterli. Feride hoca 'kızlar hadi bakalım ufaktan toparlanmaya başlayın' demişti.Ben zaten bu oturduğum yerden kalkmak için bir bahane arıyordum,Feride hoca böyle deyince yerimden aniden fırladım. Onca yer varken beni neden Kerim Hoca ile Denizin yanına otutururlar ki.Gerçi onları suçlamıyorum çünkü yer olmadığı için beni buraya yönlendirmişlerdi.
Biz sepetleri hazırlamış Feride hoca ile Kerim hocanın sohbetlerinin bitmesi ve oturdukları sofrabezini çırpmayı bekliyorduk.Feride hocagil kalkınca hiç kimse çırpmaya aday olmayınca ben gideyim çırpayım karşıma da elbet biri gel dedim,çünkü biran önce bu alanı terk etmek istiyordum.Eğilerek sofrebezinin ucunu tutum ve kalkınca sofrabezinin çektirildiğini gördüm karşımda Deniz bezin diğer ucunu tutmuş çekiştiriyordu.Bir yan gülüşü attım.Neden mi? Sizce erkeklerin sofrabezi çırptığı hangi devirde görülmüş,eğer görüldüyse de benim şu an yaşadığım şey tesadüfün ötesi...
Sonuç itibarı ile bezi çırptık dürdük katladık.Feride hoca bağırarak 'Mayıs bak bakalım eksik olan var mı?' demişti.Neden bana herzaman bu görevler veriliyordu.Şöyle bir göz gezdirdim 'herkez tam hocam' diye bağırdım.Sonra herkez kankisi ile kol kola girmiş bize kalmış olan servise doğru yürüyorduk.Kerim hocanın arabası servisin biraz uzağında idi.Servise yaklaşınca Kerim hocaya herkez 'iyi akşamlar' dedi.Bende Ecrin'nin kolundan çıkarak hocaya elimi uzatarak 'iyi akşamlar hocam çok güzel bir akşamı' dedim.O da bana gülümsedi.Servise geçecek ken bana bir el uzatıldığını fark ettim.Bu el buğday tenli olan ve Kerim hocanın yanına yeni gelmiş Deniz'in eli idi.Bana 'iyi akşamlar Mayıs,tekrardan tanıştığıma memnun oldum' dedi.Ben eline elimi uzattım. Yine ilk tanıştığımız gibi o hissi hissettim.Bende ona gülümseyerek ve yine gamzelerimi çıkararak gülümsedim ve 'iyi akşamlar,bende memnun oldum tanıştığıma' dedim.Bu sefer kaçıp giden ben oldum,çünkü yine kızarmıştım.
Serviste yine aynı yerime en arkanın bir önü camdan tarafa oturmuştum.Camdan Denize bakıyordum uzaktan daha güzel duruyordu,gerçi erkeğe güzel değil yakışıklı denirdi. Düzeltiyorum uzaktan daha yakışıklı duruyordu.Benim onu izlediğimi fark ettiğinde hemen gözümü diğer tarafa çevirdim zaten o zaman Ecrin yanıma oturmuştu.Ecrin bana 'he kızım ne bakıyon öyle?' demişti.Bende ona biraz yağcılık yaparak 'ne ya kankime bakamıyacak mıyım yasak mı?' diyerek yanaklarını sıkmıştım.Denizin o kahve koyusu gözlerinden kaçmak için güzel bir kaçış yöntemi idi.
Servis harekete geçtiğinde son kez Denizime baktım.Hayır da ne zaman 'Denizim' olmuştu.Ben cidden iyi değildim.Kaçamak bir baktım Denize, o da bana bakıyordu o sırada aniden yönümü çevirim.Servisçi abi değişik değişik müzikler açmaya başlamıştı sevis hareket edince.Ben bu acıya dayanamayıp kendi güzel müziklerimden açayım dedim.Şarkıyı yürütme tuşuna basınca 'Koray Avcı'nın:Senin Îçin Değer' şarkısı bir anadan açıldı.Koray Avcı'nın şarkılarını çok seviyordum.Ama en çok ta beni kendime getiren şarkıları var ya onlara bayılıyorum.
Görür görmez yeşerdi tüm umutlarım
Henüz hazır değilse kalbin, anlarımYetim bir yalnızlık içinde kor gibi geçer zaman
Senin olmadığın her an
Rüyalarımda özlemin, hayallerimde nefesin
Bekliyor kalbim, inanHer mevsim bu hasretin hazin hikayesi
Yalansız gönlümle sabır taşı, içi keder
Masal değil vadettiğim bir aşk efsanesi
Neyim varsa al götür, senin için değer