-9-

38 0 0
                                    

Sabah erkenden kalkmıştım. Öğlen 13:40'da uçakla tek başıma dönecektim. Çünkü burada daha fazla durup kendimi üzemezdim.
Ben valizimi toplarken Ömer geldi. Yanıma çömelip elimi tuttu. "Gitme" dedi. Sessizce. Hızlıca elimi çektim. Ağlamamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Valizimi kapatıp ayağa kalktım. "Hoşçakal" dedim sessizce... Ömer arkamdan baktı. Gözleri yalvarıyormuş gibiydi.
- Sen Asya'yı seviyorsun Ömer! Bana ne dersen de bir şey farketmez.
Konuşmasına izin vermeden kapıya yöneldim. Asya sahte bir şaşkınlıkla nereye gittiğimi sordu. Cevap vermedim. Kulağıma eğildi;
— Gitmen iyi oldu. Ömer'e bir daha yanaşmayacaksın! Çünkü o beni seviyor, beni sevecek.
Alt dudağım titredi. Ağlamamak için kendimi zor tuttum. Başımı kaldırıp Ömer'e baktım. O da çaresizce bana baktı. Hızlıca merdivenlerden inmeye başladım. Artık kendimi tutamıyor hüngür hüngür ağlıyordum. Çok mutsuzdum, çaresizdim, acı çekiyordum. Ömer tercihini yapmıştı. Vaz geçmeyecekti. Ben de onu unutup kendime yeni bir sayfa açacaktım.
Havaalanına taksi ile gittim. Ömer götürmeyi teklif etmişti fakat gurur yapmıştım. Ve haklıydım. Hava soğuk ve nemliydi. Üşüyordum. Keşke Ömer de yanımda olsa diye düşündüm o an. Onu hala seviyordum. Ne kadar sevmiyorum desem de seviyordum işte.
🍒🍒🍒
Sonunda uçağa binmiştim. Kaptan konuşmaya başladı;
"Sayın yolcularımız ben kaptanınız Onur. uçağımız birazdan kalkışa geçecektir. kemerlerinizi bağlamayı unutmayın. Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür eder hepinize iyi uçuşlar dileriz."
İçimde büyük bir üzüntü vardı. Buna rağmen Ömer olmadan yeni hayatıma başlayacaktım. Bu yüzden mutlu olmam gerekiyordu. Artık üzülmemeliydim.
Uçak saatler sonra inişe hazırlanıyordu. Kaptan tekrardan konuşmaya başladı;
"Sayın yolcularımız uçağımız birazdan inişe geçecektir. Kemerlerinizi açabilirsiniz. Bizi tercih ettiğiniz için şimdiden teşekkürler.
Uçak inmişti. Hayranlıkla baktım etrafa ". "Antalya'yı çok özlemişim" dedim kendi kendime. İnsan yaşadığı yerden kolay kolay ayrılamıyordu. Annemler bir hafta sonra  dönecekti. Bugünden gelmem iyi olmuştu. Anneme durumu açıklamak istemiyordum.
Eve girmek için çantamı açtım. Anahtarımı aradım ama bulamıyordum. Bürün çantamı aradım. Orada kalmış olabilir miydi? Telaşla Ömer'i aradım. Öfkeli ve mesafeli bir sesle konuştum;
- Alo Ömer?
- Ne oldu İrem?
- Ben ev anahtarımı bulamıyorum da orada mı kaldı? Bakabilir misin? En son dolabın önündeydi.
- Bakıyorum... Evet burada kalmış.
- Allah kahretsin!
- Asya üç gün sonra dönecekmiş. O zamana kadar ne yapacaksın? Merak ederim seni.
- Komşularımız memlekete gitti. Asya gelene kadar bir pansiyonda kalırım. Beni merak etme görüşürüz.
Gözümden bir damla yaş aktı. Ömer Benin sevgilimdi. Ne ara Asyaya aşık olmuştu. Gözyaşımı sildim. Bir taksi çağırdım. En yakınımızda ki pansiyon mavi pansiyondu. Ben de oraya gidecektim. Hem geceliği ortalama 200 civarıydı. Biraz olsun idare edebilirdim. Annemleri arayamazdım. Tek başıma halledecektim.
Taksinin parasını ödeyip indim. Pansiyon küçüktü. Hemen içeri girip oda numaramı öğrendim. 2. Kattaki bir odayı vermişlerdi. Odamın yerini gösterdiler. Oda çok küçüktü. Zaten bir pansiyondan ne beklenebilirdi ki? Biraz dinlenmek için yatağa uzandım. Çok yorgundum.
                              

KİRAZ AĞACI 🍒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin