Yerimde huysuzca kıpırdanarak, ani bir hareketle yataktan fırladım...Yine kabus görüyordum...Ardı arkası kesilmeyen kabuslar...
Ellerimi yavaşça ,nemli saç diplerimden geçirdim.
Tam iki haftadır hayatım kabusa dönüşmüştü...Konuşamıyordum, ki bu en kötü olanıydı...Sürekli saçma kabuslar eşliğinde uyanıyordum...Annem kimi zaman kabuslarım arasında titrediğimi söylüyordu...
Ve tam iki haftadır Beden dilini öğrenmeye çalışmakla geçiyordu zamanım...
İçimdeki boşluk, kendime geldikçe daha da büyüyordu...Sonra bir bakıyordum ki, o koca boşluğun yerini dehşet derecedeki korkular almış...Yine aynı anları, aynı korkuyu yaşıyordum...Gecelerim gündüz olmuştu...Gündüzlerimse kocaman bir karanlık...
İlk zamanlardaki şoktan kurtulmuştum...Beynime az da olsa hakim olabiliyordum...Her ne kadar beynimin büyük bir kısmını kötü anlar ve ölüm kavramı doldursada iyiye inanıyordum...İnanmaya çalışıyordum...Herşeyin yoluna girmesi için inanmak zorundaydım....
Kursa geç kalmak üzere olacağım aklıma gelince komodinin üzerindeki telefonumu elime aldım.Yaklaşık 1 saatim vardı.
Ayaklarım geri adım atsa da gitmek zorundaydım o kursa...Ama bünyem bunu kaldıramıyordu...Çok kısa zaman öncesine kadar susmaktan nefret eden ben, şuan susmaya mahkum bırakılmıştım...
Zihnim darmadağındı...Sanki o onbeş günü yaşayan ben değilmişim gibi hissediyordum...Herşey bir rüyaydı ama sonu kâbusa dönüşen bir rüya...
Üstelik kısacık zamanda edindiğim arkadaşlığımın da bitmiş olduğunu hissediyordum.Tutku'yla hiç konuşmamıştık.
Her ne kadar ilk öpücüğümü kaybetmiş sayılsam da teşekkür borçlu olduğum birileri vardı hâlâ...
Ve neler yaşadığımı, ne halde olduğumu hiçbiri bilmiyordu...
Gerçi en yakınımdakiler bile beni anlayamıyorken, kilometrelerce uzakta olanlardan beklememek gerekirdi.
Aklımdaki kötü anıları ve düşünceleri kilitli sandığıma hapsederek zihnimin gerilerine ittim.Şuan düşünmem gereken başka şeyler vardı...Bir an önce konuşma yetimi geri kazanmalıydım...Aksi halde bu suskunluk içimdeki düşüncelerimi dışa vurma isteğimi gün geçtikçe köreltmeye devam edecekti.
***
Yazarak konuşmaya çalışmak çok berbattı...Çünkü konuşabilerek anlattığımız birçok şeyi sadeleştirerek yazmak zorundaydık...Ayrıca elim de ağrımaya başlamıştı...Çünkü şuan beden dili hocamız Lale hanımla anlaşmaya çalışıyordum..Henüz beden dilini tam olarak bilmediğimden söyleyeceklerimi yazarak anlatmaya çalışıyordum...
Üstelik şuan olanlar çok daha ayrı bir ironiydi.
Sabah Lale Hanım beni yanına çağırmıştı ve kursun kapanacağı hakkında şeylerden bahsetmişti. Yalnızca ben değil benimle birlikte herkes farklı kurslara dağıtılacaktı.Üstelik ben daha yeni yeni alışıyordum herşeye...Alışmaya çabalamıştım o kadar...Şimdi aynı gücü bir kez daha gösteremeyebilirdim. Zaten sürekli dibe batıyordum. Ben çabaladıkça herşey tam tersi yönde aksediyordu...
Ve şimdi de bu...
Masadaki kalemi tekrar elime alarak kursun neden kapanacağını yazarak sordum.
"Bak tatlım...Çok zor bir dönemden geçtiğini biliyorum. Ve sen buradaki herkesten daha farklısın. Yani onlar doğuştan konuşamıyorlar ama sen konuşabimeyi daha önce tattın...Şimdiyse onu tekrar kazanmak için çabalıyorsun.Ama keşke yapabileceğim birşey olsa...Kursun kapama nedeni , iflas etmek üzere olması...Burası özel bir kurum ve durum gittikçe kötü bir hal almaya başladı...Öğrenci sayımız çok az ve bundan kaynaklı olarak gitikçe kötüleşti herşey...Ve gelen kararname üzerine burası en kısa sürede kapanacak.Bizler hiçbirinizi mağduriyete uğratmadan bu sorunu çözmeye çalışacağız...Yalnız...-"
![](https://img.wattpad.com/cover/19398558-288-k600925.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ღ Hayallere Dalış ღ
Roman pour Adolescents"Bazen bitmek bilmeyen dertler yağmur olur üstüne yağar.Ama Unutma ki, Rengarenk Gökkuşağı Yağmurdan Sonra Çıkar." Hayallerinizi gerçekleştiremediğiniz zamanlarda psikolojiniz öylesine çokerki sanki yaşamanın Bir Anlamı Kalmaz ... Ama belkide hayall...