İ R İ S🌺

63 5 13
                                    

47. Bölüm

"Sonra da Almina mesaj attı, kendimi hiç bu kadar iğrenç hissetmemiştim" yaklaşık 2 saattir Güneş ile telefonda konuşuyordum ve iki gün önce yaşanan olayı defalarca kez anlattırmıştı bana "kız her güzel şeyin ortasında çıkmasa olmuyor zaten!" Derin bir nefes bıraktı ve konuşmasına devam etti "Bak Balın, Almina Lodostan hoşlanıyor olabilir" sözünü kestim "hoşlanmıyor, aşık" öfkeli bir nefes bıraktı "her neyse, burada önemli olan Lodos'un duyguları" "yani sen gerizekalı, başkaları için duygularını bastırma" kaşlarımı çattım, ben kimseden hoşlanmıyorum "Ben Lodostan hoşlanmıyorum" gülüşü doldu kulaklarıma "hoşlandığını söylememiştim" telefonu yüzüne kapattım. Ben duygularımda emindim hem beni seven bir anonim vardı onu üzmek istemiyordum

"Balın! Uyu artık, yarın okul var" annem kapıyı açınca uyuyor taklidi yapmaya başladım, birkaç dakika sonra gözlerimi açtım ama annem gitmemişti. Kapıya yaşlanmış bana bakıyordu "uyandığımda ilk seni görmek çok hoş anne" annem beni takmadı ve sandalyeme attığım kıyafetlere baktı "ben sana odanı topla demiyor muyum Balın?" Evet anne bir sürü kez söyledin ama bu benim serseri serbest stilim "uyu artık" yanağıma küçük bir öpücük kondurdu ve gitti. Telefonumu şarja taktım sonra da gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım, birkaç dakika içinde uykuya dalmıştım zaten.

"Balın, saat 9'a geliyor. Okula geç kaldın!" Telaşla yataktan kalktım ve tuvalete koştum. Hızlıca elimi yüzümü yıkayıp kahvaltı masasına oturdum "ne bu acele Balın?" Annem gülmeye başlayınca ona baktım "niye gülüyorsunuz?" Asrın kafama vurdu ve eliyle telefonun saatini gösterdi 7.43 "anne!" Her seferinde bu dediğine inanıyordum. Annem önüme tostumu bıraktı ve mutfaktan çıktı "bugün okula gelmeyeceğim" dedi Asrın fısıltıyla "annemin bundan haberi var mı" hiç bir şey söylemediğine göre sadece benim haberim vardı "neden?" Sandalyeyi ittirdi ve ayağa kalktı, anlaşılan söylemeyecekti "beni idare et yeter" "anne biz çıkıyoruz!" Ben odama gidip üstümü giyinirken Asrın kapının önünde beni bekliyordu "hadi gidelim" telefonuma mesaj gelmiş mi diye baktım ama mesaj falan gelmemişti. Yol boyunca Asrın biriyle konuşmuştu ben kiminle konuştuğuna bakmak için çabalasamda izin vermemişti

"Hadi okula gir" bana sarıldı ve gitti. Ne yaptığını merak etsem de karıştırmadım, yakında çıkardı kokusu "Balın! Gelsene" Poyraz yerinde zıplayıp bana el sallıyordu, gülümsedim. Tatlıydı manyak. "Ne oldu?" Kolumu tuttu ve beni kantine sürüklemeye başladı "iki gün sonra Lodos'un ve benim Doğum günüm var! Ve sen Lodos'un yanından ayrılmayacaksın" kabul edecektim ama aklıma Almina geldi, Almina'nın ne tepki vereceğini bilmiyordum. Ama Güneş ve bilinmeyen haklıydı, nerede ne istiyorsam yapabilirdim "tabii, oyalarım" saçlarımı karıştırdı ve kantinden çıktı. Ben de kantinden çıkmak için hazırlanıyordum ki Lodosla karşılaştım, her zaman ki güzel gülümsemesiyle baktı bana "kafan basıl oldu beceriksiz?" Göz devirdim, yine eski formuna dönmüştü. "Sonra görüşürüz" dedim ve çıktım kantinden ders zili çalmıştı zaten.

"Balın 4 derstir dışarı çıkmıyoruz, hadi kantine inelim" Güneş kolumdan tutup zorla aşağıya indirmeye çalışıyordu ama benim iki adım atacak halin yoktu "Balın, lütfen!" "Aman be!" Kolumu Güneşten kurtardım ve ayağa kalktım. Güneş sırıtarak koluma girdi "Lodos ile nasılsınız" "normal" suratını buruşturdu, ne bekliyordu ki? "Yemek alacağım sonra da okulun anı kitaplığına gideriz" neden oraya gitmek istediğini anlamamıştım ama bir şey söylemedim. Duvara yaslanmış yemek almak için boğuşan embesilleri izliyordum, sanki bir daha asla yemek yiyemeyeceklerdi. Aptallar.

"Hadi gidelim" Güneş yine kokumu tutup beni peşinden sürüklemeye başlamıştı "Kendim yürüyebilirim" beni umursamadan sürüklemeye devam etti, ben de karşı çıkmadım. "Neden bu kitaplığa gitmek için bu kadar aceleci davranıyorsun?" Güneş eliyle kendini gösterdi "ben mi?" Göz devirdim "Güneş sabahtan beri beni zorla oraya götürmeye çalışıyorsun, ben kabul etmeyince de bana vuruyorsun. Öt bakalım" omuz silkti "seneye biz de mezun olacağız ben de poz beğenmek istiyorum. Güzel pozlar var" ona cidden mi? Der gibi baktım "senden bahsediyoruz Güneş, sen fotoğraf çekilmekten nefret edersin" Şirince gülümsedi "artık eskisi kadar nefret etmiyorum demek ki" ağzımı açmama izin vermeden beni sürüklemeye devam etti. Güneş bir şeyler karıştırıyordu ve bu benim kesinlikle hoşuma gitmeyecek bir şeydi.

İ R İ S (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin