I

930 208 1.1K
                                    

Gizmo; bu sabah erken uyanmış, kendisi için hazırlanmış olan mama kabını silip süpürmüştü ve mutfak halısının üzerinde sırt üstü yatmış, geriniyordu. Birkaç dakika pencereden kendisine doğru gelen ve gri tüylerini parlatan güneş ışığının tadını çıkarıp yalandıktan sonra mamasının verdiği o mayışmışlık hissiyle yavaşça yerinden doğrulup gerçek bir kedi yürüyüşü ile karşısına ilk çıkan odaya girdi. Tam karşısında duran yatağa doğru önce zarif adımlarla yürüdü, sonra ise hızlanıp yatağa doğru atlamaya çalıştı fakat yatak, Gizmo'nun mayışık ve ağır bedeniyle ulaşamayacağı yükseklikte olduğu için yatağın eteğine patileriyle tutunmaya çalışmaktan ileri gidemedi.

Gizmo'nun ağır bedeniyle yatakta yarattığı titreşim, en küçük bir hareketle uykusundan uyanabilen Clara'nın aniden gözlerini açmasına ve yerde masumca yatan Gizmo ile göz göze gelmesine neden olmuştu. Clara, gözünün önüne gelen saçını kulağının arkasına atıp Gizmo'ya gülümseyerek "Birileri mamasını erken yemiş olmalı." dedi ve kedisini kucağına alıp okşadı. Ardından yanındaki komidinin üzerinde duran saate baktı, hazırlanmak için az zamanı vardı! Gizmo'yu yatağın üstünde bırakıp "Onuncu sınıfın yine berbat bir gününde okula geç kalmamı engellediğin için sana teşekkür mü etmeliyim, açıkçası bilmiyorum ama günümün sorunsuz geçmesi için bana şans dile Gizmo!" diyerek yatağından kalktı ve hızlıca hazırlanıp annesinin her zamanki gibi işe gitmeden önce kendisi için hazırladığı tostu - Gizmo'nun mamasını her sabah veren de annesiydi - yedi. Evi ile okulu arasında on dakikalık yürüme mesafesi olduğu için şanslıydı.

Tam Gizmo'nun başını okşayıp okul çantasını sırtına taktıktan sonra odasından çıkmıştı ki kapı çaldı. Clara kapıyı açtığında karşısında tanımadığı bir adam duruyordu. Tatlı bir sesle adama ''Kime bakmıştınız?" diye sordu fakat adam cevap vermedi. Aslında adam Clara'ya bile bakmıyordu, gözleri kapının tavanındaki süslerdeydi. Clara ise adam gözlerini tavandan ayırmayınca istemsizce yüksek ve sert çıkan ses tonuyla "Bayım! Kimse bakmıştınız?" diye söylenirken adamın kendisine bakması için ellerine hafifçe kelebeklemesine sallıyordu. O esnada evin karşı tarafındaki kaldırımdan okula doğru yürüyen iki arkadaşı, Clara'nın nedenini anlayamadığı bir alaycılıkla kıza bakıp gülüyordu. Adam ise o sırada rahatını bozmayı pek istemiyor gibi görünmesine rağmen rotasını değiştirmiş, diğer evlerin kapılarını geziyordu. Clara bunun üzerine adamın herkese kendi çapında aptalca bir şaka yapmaya çalıştığını düşündü ve arkadaşlarının bunu gördüğünü hatırlayınca kendisini kötü hissetti. Derin bir nefes aldı ve içinden "Bugün güzel bir gün olacak." diye tekrarlayarak evden çıkıp okula doğru yürümeye başladı.

***

Duştan yeni çıkmıştı. Vücut havlusunu sıkılaştırdı ve buğulanmış olan aynayı eliyle sildi. Aynadan kendisine bakıp baş havlusunu düzeltene kadar ayna yeniden buğulanmıştı. Yüzüne tekrar bakmak istedi, eskiden yüzünden silinmeyen o masum tebessümü görmek istedi. Nafile, buğulanmış aynayı eliyle tekrar kabaca sildiğinde gördüğü şey sadece artık bazı şeyleri içinde tutmaya dayanamayıp maskesini düşüren bir kızın yüz ifadesiydi ve bu korkunçtu. Aynanın tekrardan buğulanmasını ve o iğrenç yüz ifadesinin aynadan kaybolmasını bekledi. Daha sonra ise banyoyu terk etti.

Odasına girdiğinde ışığı açmaya yeltenmedi bile. Karanlıkta üstünü değişecek, karanlıkta uykuya dalacaktı. Evet, belki de bu yaptıkları diğer zamanlarla uyuşmuyor olabilirdi ama artık güvenli bir şekilde uykuya dalabilmek için ışıkların açık olmasını değil, şeytanın onu izleyememesi için ışıkları kapatmayı tercih ediyordu. Bunun için perdelerini dışarıdan kimsenin onu göremeyeceği şekilde çekti ve pijamalarını giydi. Uykuya dalmadan önce yatağının yanındaki komidinin üzerinde duran telefonunu eline aldı ve yatağına uzandı. Telefonunun kilit ekranını açtığında bilinmeyen numaradan gelen 'Yine görüşeceğiz.' mesajıyla karşılaştı. Korkmaya başlamıştı. Elleri titreyerek telefonu yeniden komidine koydu. Sadece bir an önce uykuya dalmak istiyordu. Fakat telefonunu komidinin üstüne bıraktığı sırada eline çarpan kağıt parçası buna pek de izin verecek gibi görünmüyordu. Telefonunun fenerini açtı ve kağıt parçasına tuttu. Orada da da 'Yine görüşeceğiz.' yazıyordu. O sırada gök gürledi ve pencereler kapalı olmasına rağmen perde hafifçe yerinden oynadı. İşte o anda fark etti: şeytan, camın arkasından onu izliyordu.

Kafamın İçindeki ŞeytanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin