IV

305 119 398
                                    

   Ayaklarının suya alıştığını hissediyordu, bu yüzden suyun soğukluğunu dert etmedi. Şelalenin kenarında oturmanın ona bu kadar keyif vereceğini düşünmüyordu. Kendisine pek de uzakta olmayan şelalenin sonuna bakıyordu. Su sesinin verdiği rahatlatıcı hazzı içinde hissetti ve temiz havayı içine çekti. Uçuşan saçlarını dert etmiyordu. Yan taraflarındaki çimenleri avuçladı ve yeniden ellerini açtı. Ardından suda oluşan yansımasına baktı. İfadesiz bir yansıma görüyordu, bu yüzden gülümsedi fakat gülümsediği anda yansımasının kaybolduğunu gördü. Su bulanmaya başlamıştı ve suyun üzerinde başka bir sima oluşmaya başlamıştı. Yüz kendisinin değildi ama kime ait olduğunu biliyor gibiydi. Yansıma detaylanmaya başlayınca yüzün bir erkeğe ait olduğunu anladı. Bu erkeğin Joe olduğunu anlaması da uzun sürmemişti. Yüzünü aniden geriye çekmesiyle "Görüşmeyeli uzun zaman oldu." lafını duyması bir oldu. Ses arka taraftan geliyordu. Başını arkasına çevirince çocuğun bacağının kendi göz hizasına geldiğini gördü. Başını kaldırdı ve "Burada ne işin var?" diye sordu, endişelenmiş gibi görünüyordu. Çocuk güldü, "Burada ne işimiz var?"

"Aslında... Bilmiyorum. Neden buradayız?" diye tekrardan sordu Clara. "Belki de böyle olması gerekiyordu." diye karşılık verdi çocuk ciddi bir şekilde ve elini uzattı. Kız, çocuğun yardımıyla ıslak ayaklarını sudan çıkardı ve çimlere bastı. Saçları hala şiddetlenen rüzgarın etkisiyle uçuşmaya devam ediyordu. Joe, ağaçtan elma toplar gibi Clara'nın uçuşan saçlarından bir tutamı iki parmağının arasında kıstırdı. "Saçların da aynı senin gibi, narinler... Her bir tutamı..." dedi Clara'nın gözlerine dikkatli bir şekilde bakarak. Kız karşılık vermedi.

   Çocuk aniden diğer eliyle kızın boğazını kavradı ve "Peki nereye kadar ayakta kalmayı sürdürebilirler?" dedi, sesindeki öfke açığa çıkmıştı. Aynı zamanda kızın saçını da işaret parmağına doluyordu. Zavallı Clara çaresizce "Bırak beni!" diye haykırıyor, elleriyle çocuğu itmeye çalışıyordu fakat nafile, bu yaptığı sadece çocuğun onun boğazını daha sert sıkmasına neden oluyordu. Haykırışları devam etti fakat sesi gittikçe kısılıyordu. Şelaledeki su sesleri ise kendi seslerini baskın kılmak istercesine yükseliyor, kızın sesinin gürültünün arasında kayboluşunu izliyorlardı.

***

   Soluk soluğa uykusundan uyandı Clara. Yatakta doğrulduğunda eli boğazındaydı. Uykusunda boğazını sıkmış olmalıydı, boğazı ağrımıştı ve genzi yanıyordu. Kafasının içinde yankılanan "Bırak beni!" haykırışı beynini acıtıyordu. Mutfağa gidip bir bardak su içti ve yeniden yatağına girdi. Gördüğü kabusu unutmak isterken yeniden uyumak ve yeniden o kabusu görmekten korkuyordu. Başını ellerinin arasına alıp yatakta bir hayalet gibi oturdu. Zaten son günlerde kendini öyle hissediyordu. Kendini hayattan soyutlamış gibiydi, sadece Joe ile konuşuyordu. Gerekli olmadığı sürece ailesiyle hiçbir şekilde iletişim kurmuyor, gün boyu odasında duruyordu. Sınıf arkadaşlarından gelen onu okuldan attırma tehditlerini ailesine anlatmamıştı bile. İflas etmelerinin ardından okuduğu özel okulu bırakıp başka bir devlet okulunda eğitimine devam edebilirdi ama bunu kendisinden başkası ona yaptıramazdı. Yine de herkesin onun okuldan atılması için imza attığını - ki okuduğu lisede kimse onu sevmediği için bunun olma ihtimali oldukça yüksekti - ve ailesinin iflas etme gerçeği ortadayken bunun okul müdürünün kulağına gittiğini düşününce bu pek de imkansız bir şeymiş gibi görünmüyordu. Ama... bir şeyleri umursamayı bırakalı ne kadar olmuştu onun için?

***

"Gerçek değilsin!" diye bağırdı Clara ve çocuğu itti. Aynı zamanda kendi boğazın tutuyordu. Öksürerek "Bana hiçbir şey yapamazsın!" dedi. Çocuk kaşlarını çattı ve "O kadar zayıfsın ki benim seni yıkmak için kılımı kıpırdatmama gerek yok!" diye karşılık verdi. "Rüyama ara verdikten sonra o kadar da gerçekçi gelmemeye başladın, biliyor musun? Joe benim en zor zamanlarımda yanımdaydı, bu yüzden sen o olamazsın." dedi Clara soğukkanlı bir tavırla. Çocuk ürkütücü bir şekilde gülmeye başlamıştı, "Ya Joe ya da bir başkası, ben sana engel olmaya çalışan herhangi biriyim. Her gece rüyalarını kabusa çevireceğim." dedi ve Clara'yı şelaleye doğru  itti. Çaresiz kız, kendisini iten çocuğun koluna tutundu ve onu da kendisiyle beraber şelaleye çekti.

Kafamın İçindeki ŞeytanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin