Okumaya başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz :)
Siyah arabanın farları, gecenin beraberinde getirdiği o boğucu karanlığı az da olsa yok ediyor ve etrafı aydınlatıyordu. Farlar oldukça güçlü bir şekilde çalışmasına karşın araba artık yeterince sağlam olmadığı için bunun pek de bir işe yaradığı söylenemezdi. Uçurumdan aşağıya doğru sürüldüğü için çoğu parçası ezilmiş ve araba pert olmuştu. Camlar kırıktı ve arka tarafı, üzerine resim çizilen fakat sonradan resmin yeterince iyi olmaması nedeniyle buruşturulan bir kağıda benziyordu. Dikiz aynalarından biri yerinden çıktı çıkacaktı ve diğer ayna ise çatlamıştı. Arabanın uçurumdan aşağı sürülmesiyle birlikte cam kırıkları etrafa saçılmıştı ve bazı kırıklar araç sürücüsünün bedeninde kesikler oluşmasına, kanların sürücünün bedeninde usulca süzülmesine sebep olmuştu.
Sürücü, yaptığı kazadan sonra bir süre arabanın içerisinde baygın bir şekilde yatmıştı. Elleri direksiyonun iki tarafında, kanlıydı ve başı da ellerinin arasında kalan yerdeydi. Dudağı patlamış ve alnında belirgin bir morluk ortaya çıkmıştı. Saçları sarsıntının ardından darmadağın olmuştu ve burnu kanıyordu. Yapılan kaza gece yarısında olduğu için kimse onu kurtaramazdı. Arabanın olduğu yer de zaten ulaşılması zor bir yerdi.
Kesik kesik soluk alıp vererek başını direksiyondan kaldırdı. Etrafına baktı, farlar da yavaş yavaş aydınlatma kabiliyetini kaybediyor gibi görünüyordu çünkü etrafa yeniden karanlık hakim olmaya başlamıştı ve etraf pek de net görünmüyordu.
Elleri titreyerek dudağına, yanağına dokundu ve sonrasında kollarına baktı. İçinde bulunduğu durumu fark etmesi ve kendine gelmesi uzun sürdü çünkü kazadan öncesi kafasında bulanıktı. Korkuyordu ve her şeye rağmen gülüyordu, evet gülüyordu. Zafer kazanmış bir kötü adamın sevinçli haykırışlarını andıracak bir şekilde gülüyordu. Ardından gülüşü yankılanıyor ve gökyüzündeki gecenin parlayan yıldızlarına kadar gidiyordu.
Saçını kulağının arkasına attı ve arabanın pert olan kapısını açtı. Bu sırada arabanın farları da pili bitmek üzere olan bir fener kadar ışık vermeye başlamıştı. Arabadan indi ve kapıyı mahvolmuş bedenini zorlayarak kapattı. Yıldızlara yüzündeki sinsi gülümsemeyle bakıyordu. Beyninin içinde ise o sırada tüyler ürperten küçük kızların ürkütücü ses tonuyla söyledikleri o korku müziklerinden biri çalıyordu. Yüzündeki gülümseme aniden yok oldu. Nefesi kesilmeye başlamıştı ve gözleri tek bir yere odaklanmıştı: araba koltuğundaki o cam kırıklarına. İstemsizce kolunu arabanın kırılan camından içeri uzattı. Artık kontrolü kaybetmişti, bedeni ona itaat etmiyordu.
Donuk gözlerle karanlıktan içini göremediği, araba koltuğuna saçılan en büyük ve en keskin cam kırığını almak istiyordu. Bulduğu birkaç parçanın keskinliğini kontrol etmek için her bir parçayla bir parmağını kesti ve sonunda içlerinden hangisinin en keskin parça olduğuna kanaat getirdi.
Ardından yere uzandı ve gözünün önünden geçti; düşleri ve yaşadıkları, yaptıkları ve yapamadıkları... Cam kırığını aldı ve sertçe başına sapladı, kafasının içindeki şeytanları öldürmek için.
Merhaba sevgili okurlarım!Biliyorsunuz ki Kafamın İçindeki Şeytanlar, 2019 yılında yazacağım ilk hikaye. Ölüm Oyunu'ndan bile daha iyi şeyler çıkaracağımı düşünüyorum ve umarım gözlerinize layık şeyler yazabilirim ❤ okurken keyif almanız dileğiyle, lütfen desteklerinizi esirgemeyin. Sizi seviyorum ❤
~Bu tarz hikayeleri okuyan veya seveceğini düşündüğünüz arkadaşlarınızı bu satıra etiketleyerek hikayenin daha fazla kişi tarafından keşfedilmesine yardımcı olabilirsiniz❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafamın İçindeki Şeytanlar
ParanormalWattpadMysteryTR'nin Psikolojik Gerilim Dolu Dakikalar adlı okuma listesinde! Sorunlarının onu boğmaya başladığını hisseden Clara; neden güvendiğini bilmediği insanlara karşı inancını kaybetmemek zorundadır çünkü bunun, kendisinin sonunu getireceğin...