Bölüm 1

380 82 269
                                    

Merhabaa :) 

Can Kırıkları benim için çok özel bir hikaye. Derin Acı'dan bile önce aklımda olan, hep kafamın içinde dolandırdığım bir hikaye. Yeni bir hikaye yazmak gerçekten zormuş, bunu unutmuşum. :) Yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin. 🙌🙌

10.06.2019*


Kod 113: İntihar vakası


Devriye atarken telsizden kod 113'ü duyduğumda vakaya intikal etmemi sağlayan bir bilgi daha anons geçilmişti. Aracın yönünü hızla olay yerine çevirdim ve yaklaşık on dakika sonra karşımda duran kalabalıktan doğru yere geldiğimi anladım. Kalabalığın arasından geçerken iki kadının konuşmasına kulak kesilerek olayı dinledim.

"Anacağım böyle olacağı belliydi. Adam aylardır işsiz, yarı aç yarı tok yaşıyorlardı. Arada sırada biz yardım etmeye çalışıyorduk ama bizim de durumumuz belli. Ee bir de çocuk olunca iyice belleri büküldü. O kızcağız da kaldıramadı kaçıp gitti."

"Ama canım kaçmak çözüm mü? Bak el kadar bebeğin suçu ne? Madem bakamayacaklardı neden doğururlar bilmem ki?" Rozeti çıkararak konuşan bu iki kadının yanına gittim.

"Ablacığım, siz bu adamı tanıyor musunuz?" Kadınlardan daha konuşkan olanı öne atılıp cevap verdi.

"Evet polis hanım tanıyorum tabi, iki bina yanda derme çatma bir gecekonduda oturan Ömer bu. İnşaatlarda çalışır, kendi yağında kavrulurdu. Birkaç ay önce inşaattan düşüp sakat kaldı. Çalıştığı yer sahip çıkmadı garibana. Sakat diye kimse iş vermedi, yeni doğan bir bebeği de vardı zavallının. Karısı dayanamadı bebeği de bırakıp gitti. Bir aydır bebeğe el birliği ile bakmaya çalıştık fakat bizlerin de durumları belli. Demek canına tak etti, ah ne diyeyim ki." Kadının konuşmasını yarıda kesip olay yeri şeridini geçerek polis kimlik kartımı gösterdim.

"Son durum nedir?" Kıdemli olan karakol memuru ile komiser Cemal yanımda belirdi. Cemal adamın hikayesini anlatmaya başlarken sözünü keserek araya girdim.

"Olayı biliyorum, şuradaki iki abla sağ olsun –arkamda kalan ablaları işaret ettim- ayaklı gazete gibi hemen olayı anlattılar. Adam ne istiyor öğrenebildiniz mi?"

"Kaçan karısının evine dönmesini ve devletin ona iş bulmasını istiyor. Elinde bir de silah var, keskin nişancılar karşı ve yandaki binaya konuşlandı. Bizden emir bekliyorlar." Kafamı kaldırıp yedi katlı olan inşaatın tepesine gözümü kısarak bakmaya çalıştım. Bebeğin ağlayışını buradan duyabiliyordum.

"Karısına ulaşabildiniz mi? Adı neymiş?"

"GBT'den baktırdık, adı Leyla. Kadının cep telefonu numarasına ulaştık. Kadınla konuştum, gelmeye ikna oldu. Gebze'den bir ekip kadını buraya getirecek." Kadın gelene kadar adamın bir delilik yapıp atlama ihtimali vardı. Cemal'e seslenip tepeyi işaret ettim. Aklımdan geçeni anlamış olacak ki başını tamam anlamında salladı.

"Önce sen mi gideceksin yoksa ben mi?"

"Ben giderim, hem bebeğin durumunu gözümle görmem gerekiyor. Duruma göre sen de katılırsın bize. Umarım adamı ikna edebilirim." Memur arkadaşa dönüp adını sordum.

"Adım Tarık başkomiserim, dokuz yıldır yakındaki ilçe karakolunda görev yapıyorum."

"Tamam Tarık, şimdi senden istediğim her ihtimale karşı ambulans ve itfaiyeyi araman. İtfaiye geldiğinde atlama yatağını açık tutsun. Ben ve Cemal adamı ikna etmek için yukarı çıkacağız. Keskin nişancılara da söyleyin benden işaret gelmeden ateş etmesinler. Buralar senin kontrolünde anlaşıldı mı?"

Can KırıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin