*05.10.2020
Yeniden düzenleme : 13.02.2021
Kod 319 - Cinayet vakası
"Neler oluyor anlatın bakalım?" Hurda yığınlarının arasında bulunan cesede bakıyordum. Kadının vücudunun çeşitli yerlerinde yaralar ve morluklar mevcuttu. Kıyafetlerindeki yırtıklardan yaşadığı vahşet belli oluyordu. Kim bilir hangi itin kopuğun elinde hırpalandı ve bu hale geldi? Bu ülkede nereye dönsen ya kadın cinayeti, ya tecavüz, ya da çocuk yaşta evlendirilmeye çalışılan çocuklarla doluydu. Bu son olsun dediğimiz her olaya kat be kat yenisi ekleniyordu. Günde en az iki ya da üç kadın cinayetine denk geliyordum. Kimi kocası yüzünden, kimi sevgilisi yüzünden, kimi de aile üyelerinden biri yüzünden bu hayattan koparılıyordu. Bir kadın en yakını tarafından öldürülmemek için çaresizce etraftan yardım isterken buna kayıtsız kalan o kadar çok insan vardı ki... Bu çağın en büyük zorluğu sanırım kadın olmaktı. En ufak sesini çıkarmaya kalkışsan diğerleri seni susturur, kendi dogmasını dayatarak seni engellerlerdi. Peki ne zaman son bulacaktı bu vahşet? Kadınlar, çocuklar hatta hayvanlar, ne zaman bizler rahat nefes alıp korkmadan yaşayabilecektik? Gecenin bir yarısı arkamızdan biri geliyor mu diye endişelenmeden yürüyüp, giyindiğimiz kıyafetten dolayı yargılanmadan özgürce yaşayabilecek miydik? Biz insanlar ne zaman bu kadar kin ve nefretin içine gömüldük? Kalbimiz ve aklımız kör bir kuyunun içinde gibi; göremez, hissedemez olmuşuz. Cemal'in gelişi ile düşüncelerimi bir kenara bıraktım.
"Üzerinden kimlik vs. çıkmadı. Tahmini yirmili yaşlarda, cesedi sokaktaki çocuklar bulmuş. Biz gelene kadar çocuklar cesedin başında beklemişler. Hurda alanının sahibine de ulaştık, adamı direkt merkeze alıyoruz. Olay yeri incelemenin de işi az kaldı. Merkeze geçmeden önce çocuklarla bir konuşalım mı?"
"Çağır gelsinler, ne görmüşler bir öğrenelim bakalım." Cemal çocukları çağırırken ben de etrafı kolaçan ediyordum. Belki etrafta bir şey bulurum umuduyla bakınırken cesedin biraz ilerisindeki arabaların birinin kenarında yüzeyi soyulmuş bir kart parçası buldum. Ekipten birini çağırarak parçayı delil olarak almalarını söyledim. Olay yeri incelemeden bir kişi hemen yanıma gelerek kartı delil poşetine koydu.
"Kart kadına ait olabilir ya da bizi katile götürebilecek bir şey olabilir. Bunu özellikle inceleyin, bakalım altından neler çıkacak."
"Merak etmeyin başkomiserim, en ufak detayı atlamayız."Cemal'in bana seslemesi ile ona doğru yöneldim. Yanında cesedi bulan çocukları da getirmişti. Vakit kaybetmeden konuşmaya girdim.
"Evet çocuklar, anlatın bakalım neler gördünüz?" Bir tanesi öne atılarak olayı anlatmaya başladı.
"Şimdi şöyle oldu başkomiserim, biz buralarda uyumak için rahat bir yer bulmaya çalışırken bir koku aldık, etrafa bakınırken cesedi fark ettik. Önce üzerimize kalır diye korktuk ama sonrasında belki rahmetlinin de bir ailesi vardır diye düşündük ve haber vermeye karar verdik."
"En iyisini yapmışsınız çocuklar. Kadına sebep olan sizler değilseniz korkmanıza gerek yok. Peki siz hep buralarda mı takılırsınız? Şüpheli olabilecek bir şey gördünüz m? Bir kavga olur, ses olur, biri olur herhangi bir şey sezdiniz mi?"
"Biz bu çevrede büyüdük başkomiserim, buranın sahibi Hamit abi arada kalmamıza izin veriyor. O yokken de buraya biz göz kulak oluyoruz. Bu sayede harçlığımızı çıkarıyoruz. Buralarda pek kavga olmaz, birbirine bağlı bir mahalledir. Bizler sokaklarda bile yaşıyor olsak kimsenin hakkına, malına göz koymayız. Herhangi bir şey de görmedik, değil mi Soner?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Kırıkları
Ficção GeralBir intikam yemini kaç insanın hayatını değiştirir? Peki ya birden fazla ölüm? Küçük bir an, belki de bir saniye içinde aldığınız nefes cehennem azabına dönüşebilir. Yeliz'in hayatı işte tam da böyle küçük bir anda cehenneme dönüştü. Henüz sekiz ya...