~27~

562 30 57
                                    

Bir süredir şüpheli hiçbir şey olmamıştı. Acaba Ron mu bu konu hakkında çok kuruntu yapıyordu?

"Hiçbir şey yok mu?" diyerek içeri girdi Kingsley. Esniyordu, gece uyumadığı belliydi. Dosyalara bakmaktan gözleri kızaran Harry cevap verdi: "Hiçbir şey. Hiçbiri hakkında en ufak bir şeyler bulamadım."

Ama Ron'un tek ilgilendi kişi Elrick Grayson'dı. Tanıdık geliyordu bu isim. Acaba daha önce duymuş muydu? Savaşta radyoda duymuş olabilirdi.

"Kafanızı o gömüldüğünüz dosyalardan kaldırın da gündemde neler oluyor dinleyin!" diyerek içeri girdi sekreter Alison. Harry'nin "Yine başladık." diye söylenmesine aldırmadan konuşmaya başladı.

"Hogwarts'ın Bitkibilim Profesörü Longbottom, Büyüzoolog Lovegood'la evleniyormuş!"

"Yeni mi duyuyorsun?" dedi Ron. Neville ve Luna tabii ki de Hogwarts'taki en yakın arkadaşlarına çok önceden birer davetiye göndermişti. Alison masasına geçerken Ron'a "Çok sinir bozucusun!" bakışları atmayı ihmal etmedi, Kingsley'in azarlarına daha fazla dayanamamıştı. Ne zaman içeri girse Kingsley'den azar yiyordu. Fazla konuşmadan oturmasının nedeni buydu.

Kingsley dışarı çıktıktan sonra Alison Ron ve Harry'e dönüp, "Gerçekten çok aptalsınız!" dedi. "Durumu bu kadar abartmamın nedeni, çiftin ani bir kararla düğün tarihini erkene almaları.

"Ne var bunda?" dedi Harry umursamazca.

"Hâlâ anlamıyor musunuz? Bu kadar aceleye getirmelerinde bir iş var. Çünkü üç ay sonra yapmayı planlıyorlardı!"

Harry ve Ron böyle dedikodulara alışmışlardı. Onlar umursamamazca bakmaya devan edince Alison'ın tepesi attı.

"Bence, bence siz çevirdikleri oyunları biliyorsunuz. Harry Potter ve Dünyayı Kurtaran Arkadaşları!"

Harry'nin yüz ifadesi düştü, Ron Alison'a "Haddini aştın!" dercesine bakmaktaydı. Alison aynı sinirle devam etti: "Ayrıca düğün bugün!"

"Ne, bugün mü?!" diye bağırdı Harry ve Ron şaşkınca. "Ve ayrıca Ronald, biliyor musun bilmiyorum ama sevgilin Granger az önce izin alıp çıktı. Lovegood'u sizin eve götürüp süsleyeceklermiş."

"Bizim eve mi?!" dedi Ron daha da şaşırmış hâlde.

"Evet ya, sizin ev. Kovuk. Şu ani kararlarının arasında düğünü orada yapmak da var!"

Ron yeni bir tepki vermeden Kingsley içeri girdi: "Bir de o sözünü ettiğiniz Lovegood'a "lak lak" derdiniz. Hadi, işimiz dedikodu değil."

+++

Tam çıkıyorlardı ki Ron bir şey duydu:

"Kızı kandırmaya çalışıyorum ama fazla akıllı. Bir de o Weasley var. Söylediğin kadar aptal değilmiş, bir şeyler çevirdiğimizi fark etti."

Bu çok tanıdık bir sesti. "Sen de duydun mu Harry?" dedi Ron.

"Neyi duydum mu?"

"Bu iş böyle olmayacak." diye düşündü Ron. "Hiç, hiçbir şeyi. Sen git, ben yetişirim."

Harry'nin uzaklaştığından emin olduktan sonra sesi duyduğu yöne doğru ilerlemeye başladı.

"Granger zekidir, evet. Ama bayağı ilerlemişsin. Bu iyiye işaret. Weasley'i ise kafana takma, bir süre sonra vazgeçecektir. Sadece Potter'ın yanında olmaktan güven duyuyor."

Bu sefer konuşan başka bir kişiydi. Ama bu ses de oldukça tanıdıktı. Oldukça tanıdık. Granger mı demişti o? Hermione'den bahsettiklerine göre adı geçen Weasley de kendisi olmalıydı. İyi de bunlar kimlerdi ve neden onlardan bahsediyorlardı? Sesleri neden bu kadar tanıdıktı?

En sonunda merakına yenik düştü ve bir adım ilerledi. İlk kişinin saçlarını görebiliyordu: uzun, düz ve sarı saçlar. Biraz daha ilerleyince bunun Lucius Malfoy olduğunu gördü. İkinci konuşan kişi oydu. O Azkaban'a atılmamış mıydı? Bakanlık'a nasıl girmişti. Yanındaki de Ölüm Yiyenler'den sızan bir bakanlık çalışanı olmalıydı. Sonra hâlâ göremediği ikinci kişi tekrar konuşmaya başladı.

"Tamam bunu boşver. Bir mesele daha var. Karanlık Lord öldü. Onu Potter öldürdü. Üstünden birkaç yıl geçmesine rağmen Karanlık İşaret'im kaybolmadı. Bir yaraya dönüşmesi gerekmiyor muydu?"

Ron daha fazla dinlemek istemedi. Tek istediği bir adım daha atıp ikinci kişiyi görmekti. En sonunda Lucius Malfoy,

"Sana verdiğim görevi hallet. Granger'ı kandır. Sonra da yara işini hallederiz, Grayson."

derken ilerledi. İkinciyi görünce küçük bir şok geçirdi. Ama sonrasında bunun beklediği bir sonuç olduğunu hatırladı. O kişi, Donald Wright'tı.

+++

"Vayy, çok şık olmuşsun Luna!" dedi Ron bahçeden geçerken. Az önce gördüğü şeyleri unutmaya çalışıyordu.

Bahçeye Bill ve Fleur'ün düğünündeki gibi bir çadır kurulmuştu ve birkaç akraba davet edilmişti. Muriel de oradaydı. Bill ve Fleur'ün düğününde yaptığı gibi sadece oturup insanlara laf yetiştiriyordu. Ama hiçbir zaman olmadığı gibi o büyük ardını oturduğu yerden kaldırıp yardım etmeye tenezzül etmiyordu. Ron'u yakaladığı bir anda, "Sevgilinin bilekleri çok kısa, fazla doğurgan da gözükmüyor. En fazla iki çocuğunuz olur; bir kız, bir erkek."

Ron çok ciddiye almadan "Tamam, teyze Muriel." diyerek yoluna devam etti. "Her zamanki Muriel işte." diye düşündü. Ama kulağa hiç fena gelmiyordu: bir kız, bir erkek.

Luna öndeki sandalyelerin boş kalmasını istemişti. Boş olanlarda isimler yazıyordu: Fred Weasley (George onun en yakınındaki sandalyeye oturmuş, kalkmıyordu.), Remus Lupin, Nymphadora Tonks-Lupin, Sirius Black, Severus Snape (Ron bunu görünce biraz homurdanmıştı. Ne kadar iyi bir insan da olsa, düğününe asla çağırmazdı.) , Albus Dumbledore ve dahası...

Düğünde McGonagall da vardı ve yırtık bir yastık kılıfı ve çay peçeteleriyle sarılmış bir sepetin yanında oturuyordu. "Dobby, a free elf." Hermione sepetin üstüne küçük bir şapka örüp bırakmayı da ihmal etmemişti. Ron ilk defa bu küçük şapkalardan birine bakıp gülümsedi.

Düğün inanılmaz şekilde 'olaysız' ve mükemmel geçmişti. Düğünden sonra -tüm konuklar gittikten sonra- Ron duyduklarını birine anlatmayı düşündü ama üstünden bir-iki gün geçse iyi olacaktı. Bu muazzam şekilde iyi geçen düğünden sonra moral bozmak istemiyordu. Şayet son zamanlarda morali bozulan ve moral bozan hep Ron olmuştu.

Ama aklından çıkaramıyordu.

Granger'ı kandır. Weasley'i unut.

bİrİlErİ dEmİş ÖlDü, ŞiMdİ dEsİnLeR jEaN gErİ dÖnDü

king of my heart; romioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin