~38~

460 30 30
                                    

Aradan bir yıl gibi uzun bir süre geçmiş ve Ron ile Hermione'nin hayatında kendi evlerine yerleşmiş olmaktan başka hiçbir değişiklik olmamıştı.

Ta ki, o güne kadar...

+++

Hermione salonda oturmuş, kahvesini yudumluyordu. O gün de Ron'un eve geç geldiği olağan günlerdendi. Ama Ron bu sefer geç geleceğini haber vermemişti ve Hermione endişelenmeye başlamıştı.

Gece saat bir gibiyken kapı çaldı.

"Ron, bugün mesaiye kalacağını söylememiştin."

"Kalmadım zaten." Ron çok bitkin görünüyordu. Kafasını kurcalayan bir şey vardı.

"Ne?" dedi Hermione. "Nerdeydin?" Sitemkârdı.

Ron kafasını ona çevirdi. Hermione onun o halini gördü ve aklındaki her şeyi unuttu.

"Neyin var senin?"

"Bir karar vermem gerekiyordu. Sana da danışmalıydım ama önce George ile konuşmak istedim. İşten çıkınca Şaka Dükkânı'na uğradım."

Hermione yumuşamıştı. "Aranızı düzeltmek için mi?" diye sordu. George ile Ron bir kavga etmişlerdi ve son zamanlarda fazla konuşmuyorlardı.

"Kısmen." dedi Ron. "Bana biraz izin ver, sonra hepsini anlatacağım."

+++

Ron donduran soğukta Diagon Yolu'nda yürürken kendi kendine düşünüyordu. Kararından defalarca kez vazgeçti. Yapmalı mıydı? İşten ayrılmalı mıydı? George ve Ron, Fred tablosu konusunda kavga etmişlerdi. O tablo son zamanlarda annesi ve George'u çok fazla etkiliyordu. Gerçek Fred değildi. Hayallere bağlı yaşamak  iyi bir şey değildi.

Ron, annesi ve George dışında evdeki diğer herkesle birlikte bir karar aldı ve o tabloyu kaldırıp Mcgonagall'a geri gönderdi. George çok sinirlendi. Öyle ki Ron'un, Fred'in yerini doldurmaya çalıştığını bile ima etti. Bir kavga çıktı ve o günden beri konuşmaz oldular.

Düşüne düşüne Şaka Dükkânı'na kadar gelmişti. Derin bir nefes aldı ve içeri girdi.

Büyük dükkânın içine girince ısındı. George ortalıkta görünmüyordu. Ron arka tarafa doğru yürümeye başladı. Anılarını hatırladıkça istemsizce gülümsedi.

"Bu ne kadar?"
"Beş Galleon."
"Bana ne kadar?"
"Sana, beş Galleon."
"Ama ben kardeşinizim!"
"O zaman on Galleon."

Sonra el hareketi çektiğini hatırladı.

"Bir daha o hareketi yaparsan parmaklarını birbirine yapıştırırım Ronald Weasley!"

Bir anda yüzündeki gülümseme silindi. On altı yaşında Fred'e bıçak attığı ve Fred'in de onu asasının küçük bir hareketiyle kağıt uçağa çevirdiği anı hatırladı. Mrs. Weasley'in sesi kafasında yankılandı:

"Bir daha seni bıçak atarken görmeyeyim, Ronald Weasley!"

"Atmam." dedi Ron. "Sen bakarken." diye fısıltıyla ekledi.

Ama bütün düşünceleri sinirli bir sesle dağıldı.

"Ne işin var burada?"

Ron kafasını kaldırıp ona sinirle bakan George'a baktı.

"Seninle konuşmaya geldim."

"Hangi cüretle?"

"Biraz sakinleşmeye ihtiyacın var." dedi Ron. "Oturmaya ne dersin?"

George'un barışmak istediği her halinden belli oluyordu. "Sadece beş dakika." dedi.

Arka tarafa geçip oturdular ve konuşmaya başladılar.

"Benim Fred'in yerine geçmeye çalıştığımı düşünüyorsun, değil mi?" dedi Ron.

George tepki vermedi. Ron devam etti:

"Bir karara vardım. Çok zor oldu, ama sonunda kendimi ikna ettim."

George sözünü kesti: "Sadede gel."

"Fred'in yerini doldurmaya çalışmadığımı, onun yerine geçer gibi yaparak kanıtlamak istiyorum."

"Nasıl olacak o?"

"Bundan sonra burada, Weasley Kardeşler Şaka Dükkânı'nda seninle çalışmamı ister misin?" Ekledi: "Tekrar  'küçük kardeş Ronnie' olarak."

George ayağa kalktı ve Ron'a sarıldı.

"Onun yerine geçmeye çalıştığını bir kere olsun düşünmedim. Asla düşünmem de. Sadece-"

Durdu. Ron'un yüzüne bakıp devam etti.

"Sadece sinirlenmiştim."

+++

"Sence?" dedi Ron Hermione'ye.

"Ne bence?"

"Sence dükkânda çalışmalı mıyım?"

"Bu tamamen senin kararın olmalı Ron. Ama eğer fikrimi soruyorsan, kardeşin için çok güzel bir şey yapıyorsun ve yürüdüğün yolda devam etmelisin."

---

Melez Prens kitabını okumadıysanız, özür dilerim, Ron'un anıları kısmında spoiler yediniz çünkü hepsi gerçekten kitapta var.

king of my heart; romioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin