~32~

533 32 59
                                    

"Her şey için teşekkürler Mrs. Weasley, gerçekten."

"Sorun değil Harry, canım. Bence yaptığın çok güzel bir şey."

"O zaman, ben size işaret verince."

+++

Harry yavaşça göz kırptı Mrs. Weasley'e. Mrs. Weasley asasını kimseye belli etmeden masaya doğrulttu, birkaç büyülü kelime fısıldadı ve masadaki yemekler aynı Hogwarts ziyafetlerindeki gibi bir anda yok oldu. Şimdi boş masanın ortasında küçük bir kutu duruyordu. Harry kutuyu aldı, diz çöktü ve "Benimle bir hayatı paylaşmaya var mısın Gin?" dedi. Başta Ron ve Hermione olmak üzere masada tüm ağızlar açılmıştı. Arthur kaşığını düşürmüş, Charlie üzerine balkabağı suyu dökmüştü. Bill, Fleur ve Percy öylece bakakalmışlardı. George ise sırıtıyordu.

+++

"Harry'nin teklifi çok güzeldi, değil mi Ron?" dedi Mione. Ama Ron dalıp gitmişti, başka bir şey düşünüyor gibiydi. Hermione üstelemedi, sessizce yürümeye devam ettiler.

"Ron, geldik." dedi Hermione. Ron durdu, afallamış gibi görünüyordu. Sonra düşüncelerinden sıyrıldı.

"Gö- görüşürüz o zaman."

"Benimle eve kadar yürüdüğün için teşekkürler. Görüşürüz." dedi Mione ve içeri girip kapıyı kapattı. O sırada Ron'un kafasına dank etti. Kapıyı çaldı.

"N'oldu Ron?"

"Yarın öğle vakti Küçük Ev'e gelir misin, diyecektim."

"Tabii." dedi Mione. Gülümsedi.

+++

Küçük Ev'in bulunduğu ormanda hiç kimsecikler yoktu. Mione evin içine girdi, ama boştu. "Herhalde Ron daha gelmedi." diye düşündü. Tekrar dışarı çıkıp Ron'u beklemeye başladı. O sırada uzaktaki ağaçların arasından gümüşi bir şey fırladı, Hermione'ye doğru geliyordu. Sonra bunun bir Jack Russel Terrieri olduğunu fark etti  Mione: Ron buradaydı. Asasını çıkardı:

"Expecto Patronum!"

Ron'un Jack Russel Terrieri, Hermione'nin asasından çıkan Su Samuru'nu kovalamaya başladı. Sonra Patronus'lar dönerek havada bir helezon oluşturdu ve birleşip yok oldular. Şimdi Ron önünde duruyordu Mione'nin.

"Bazen gerçekten romantik olabiliyorsun, Ron."

"Saol." dedi Ron. "Sana bir şey göstermek istiyorum, gel."

Sonra Hermione önünde ilk başta fark etmediği bir dolabın durduğunu gördü. Ron dolabın kapağını açtı, içimden cisimsiz bir şey çıktı. Ron bu şeyin önüne geçti ve bu garip şey bir kişinin bedenine büründü. Hermione'ydi: acı çekiyordu.

"Bu bir böcürt, değil mi?" dedi Ron'un yanında duran gerçek Hermione. Ron başını salladı.

"Riddi-"

"Dur." dedi Hermione. Ron'u kolundan çekti ve böcürtün önüne geçti. Böcürt Ron'un cansız bedenine büründü.

"Riddikulus!"

"Benimle evlenir misin, Mione?"

Ne, hayır. Bunu- bunu kesinlikle beklemiyordu Hermione. "Ta- tabii." Sonra durumu tam olarak kavramayı başardı.

"Evet!" Çığlık atarak söylemişti. "Ah, Ronald!" diyerek sarıldı karşısındaki kızıl adama.

"Daha güzel bir şey yapmak istiyordum." dedi Ron. "Ama far- fark ettim ki çok geç kalmışım, en azından bir teklif al istedim. Daha sonra çok daha güzel bir şekilde yapabilir-"

"Ron, sen yanımdayken her şey güzel. Ayrıca bundan güzel bir teklif düşünemiyorum." Sonra devam etti. "Gel, ben de sana bir şey göstereceğim."

Ron'u çekiştirerek Küçük Ev'in içine sürükledi. Kütüphane odasına girdiler. Artık dolup taşmış olan raftan bir kitabı işaret etti Mione. Diğerlerinden daha çıkıntılı duruyordu.

"Bunun neden böyle durduğunu hiç merak ettin mi?"

"Birkaç kere bakmaya yeltendim ama her seferinde sana yakalandım hatırlıyorsan."

Hermione kıkırdadı. Ron da güldü. "Ee, ne var onun arkasında?"

Hermione kitabı çekip aldı. Arkasında küçük bir iksir şişesi duruyordu. Şişe, hafif pembemsi tonlarda bir iksir ile yarısına kadar doluydu. Yani o kadar küçük bir şişenin yarısına kadar dolu olması demek, içinde içinde üç-dört damla iksir var olması demekti.

Hermione şişeyi alıp ters çevirdi. Şişenin üstünde "Kızılım" yazıyordu. Daha doğrusu bir kağıda yazılıp şişenin üstüne bantla tutturulmuştu.

Şişenin kapağını açtı kokladı ve "Her yer senin saçların kokuyor." dedi.

Ron ona imalı imalı bakınca, "Evet, doğru tahmin, Amortentia." diye cevap verdi.

Hermione şişeyi Ron'a uzattı, "Ne kokusu alıyorsun?" diye sordu. Ama Ron kokladıktan sonra cevap vermedi. Aslında söylemesi için tekrar koklamasına gerek yoktu. Ne kokusu alacağını çok iyi biliyordu. Zaten söylemek yerine şişenin kapağını kapattı ve asasını doğrulttu. Şişe bir anda yok oldu. Sonra Hermione'ye sarıldı.

"İkimizin de aldığı kokunun burada gerçeği varken, yapayına neden ihtiyaç duyalım ki?"

---

Şu an pek fazla Hinny shiplemiyorum ama bu kitaba başlarken öyle başlamıştım, o yüzden değiştirmeyeyim dedim.

king of my heart; romioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin