Uzun saçlarımı kestireli 1 hafta oluyordu. Annem kanser hastası bir melekti. Saçlarımızı beraber kestirip ona destek olmak istesiğimi söylesemde saçlarımı omuzlarımda kestirmeme izin vermisti.
Saçlarım uzunken kafamı okşamayı sevdigini soyledigi icin o sacini kazitirken bende omuzlarimda kesip yasima uygun model verdirmistim.
Üniversite 1 ögrecisiydim ama kaydimi dondurmustum. Annem için 2 yil calisma durumum vardi.Babam tır soforuydu. 4 yil kadar once italya yolunda onu kaybetmistik. Bu duruma yavas yavas alismitim. Annem ve babam varken hayatim o kadat guzeldi ki. Durumumuz cok çok iyiydi. Liseyi ozel okumuştum. Babam vefat edince bir yanimiz hep bos kalmisti.
Simdi annemi ameliyat ettirmek icin bir sirkette ise girdim. Şirket kucuktu. Ama buyuk sirketin Izmirdeki bayisi gibi biseydi. Yani buyuk patron denilen adamla ayni ortamda olmayacaktik. Herkes cok titiz calisiyordu. Buyuk patron cok asabi sinirli bir adammis. Herkes ondan korksada ben korkmuyordum. Çunku korkan insanlar hep arkadan is cevirmeye meyilli adamlardi. Hirsizlik gibi seyler yapmadigim icin rahattim. Ben her zaman helal parayla annemi ameliyat ettirme hayali kuruyordum.
Şirketten içeri girer girmez büyük bir karmaşayla karşılaştım.
" Erken gelmen gerektiğini bilmiyor muydun?" Diye bagirdi müdür Necla.
" Bugun annemin bakim günüydü iznim vardı" dedim.
" Büyük patron izmire doğru yola çıkmış ona göre davran" diyip beni holde bıraktı. İceri geçip kendi işlerimle ilgilenirken burada sadece evrakları düzenliyordum. Sonra odaları temizliyor ve toz aliyordum. Bütün isler bitince bir kac dosya inceleyip fotokopi aliyordum. Ayakci gibi biseydim.
Siyah dar pantolonumun uzerine giydigim salas tisortun uzerine calisma onlugunu giydim. Gerekli malzemeleri alıp odaya girip isleri yapmaya basladim.
Masanin uzerini silerken kolum kalemliğe değdi ve kalemlik yere dusunce bende egilip toplamaya basladim. Kapi sertce acilip kapandi. Buyuk ayaklar masaya doğru gelirken aceleyle kalkiyordum ki kafam cam masaya gürültüyle carpti. Üzerimde bakislara aldirmadan kafami ovmaya basladim.
" Sende kimsin" dedi otoriter ses. Sesin geldiği yöne bakip gri gözlere kendini süzme firsati verdim.
" Adım Eylül temizlikçiyim" diyebildim. Adam imayla bakmaya devam etsede suratimin sag tarafindan ince bir kan siziyordu. Kapi tiklandi
" Gelme" diye komut verdi.
Yanima yaklasip cebinden mendil cikardi ve sag yanagimdan yukarı silmeye basladi.
" Temizlikçimiz masamın altinda ne yapiyor?" Dedi ifadesiz tonda.
" Kalemleri düşürdüm topluyordum. Birden gelince telaş yaptim." Diyebildim.
" Telaş yapacak bir durum mu var?" Dedi peçete yi katlayip beyaz tarafini tekrar ayni yerlerde gezdirdi.
" Yaran küçük ölmezsin. Şimdi odamı temizle ve çık" dedi ayni sert tonuyla.
Patron karsisinda kendimi garip hissederken toz beziyle tozu alip yerleri silmeye basladim.
" Elindeki toz birakiyor. Oturup elinle sil" dedi.
Sanki ilk karsilasmadan benden nefret etmisti. Hatta oyle bir bakiyorduki ondan korkmama sebep oluyordu.
Önlugumun kollarini yukarı cekip yere egildim. Ellerimle yerleri seri bir sekilde sildim. Butun oda bitince ayaklarimda derman kalmamisti. Kalkio malzemeleri topladigimda koltukta uyuyan adama baktim.
Yüz hatlari sertti ama uyurken cok daha guzel görünüyordu gozume.
Zengindi. Hemde uzerindeki tek bir ceketle bizim evi satin alabilirmisiz gibi bir his doğmuştu icime. Ayağindaki spor tarzi beyaz adidaslar spor ceketiyle o kadar uyumluydu ki ben bile bu kadar uyumlu giiyinemezdim. Pantolon uzerine salas birseyler gecirmek her zaman rahatima gelirdi. Hava soguk sa cizme yağmur luysa bot gunesliyse spor giyerdim.
Sacları siyahin en guzel tonuymus gibi parliyordu. Uyurken bile sertti. Ama korkacak kadar degil.
Müdüre hanim kislari ayaklari usudugu icin ayaklarina örttugu beyaz temiz polarlardan birini açıp usulca uzerine orttum. Kenarlarini duzeltmek icin egilince parfümü nün kokusuyla cigerlerim bayram ederken nefesinin hizlandigini duyar gibi oldum.
" Bu kadar yakınımda durma kücük kız." Dedi kulagima doğru.
Acilen geri çekilmem gerektigin farkindaydim ama kokuya o kadar hapsolmustum ki.
Hizla adim atip geri cekildim. Bu sefer de filmlerdeki gibi üzerine düşüp birde bunun icin rezil olmadigima dua ettim.
" İsim bitti. Çıkabilir miyim?" Diye izin alma gereği duydum.
Kapı tam o anda tekrar çaldı.
" Gırme" komutunu ikinci kez verirken icime bir ürperti dogdu.
" Çıkabilirsin"dedi kafası ayaklarina bakarken.
" Ama senden bir isteğim olacak."
Düsünüpte kendimi yormak istemedigimden anlamsizca bakindim.
" Nedir?"
" Bir daha bana bu kadar yaklasirsan sonuclarindan mashul degilim. Ve odadan cikinca sakin kafanda kurdugun o fettan dusunceleri yayayim deme." Dedi serttce
"Fettan düşünceler nedir?" Diye safca sordum tabiki.
" Yani su son 1 saattir odamda sen temizlik yaparken benim uyudugumu soyle. Cocuk yapma girisimine girdik falan gibi seyler duymak istemiyorum. Adimin bir hizmetciyle anilmasi hoşuma gitmez."
Söyledikleri bana fazla agir gelirken gozlerim dolmaya basladi. Ne demekti bu? Ben herkese onun uyduğunu soylesem bile 2 kez kapidaki kisiye gelme demisti. Bu buyuk yanlis anlasilma degil miydi? Neden geldigi ilk gun bana fenalik getirmisti.
" Siz ne soylediginizin farkında degilsiniz. Bunlari duymadim farz ediyorum. Aksi halde ayni ortamda bulunmamak icin mecburen calismak zorunda kaldigim bu isi birakmak zorunda kalacagim. "
Sozcukler agzimdan tane tane dokulurken dikkatle dinledi. Gozlerimde biriken yaslari elimin tersiyle Silip derin nefes aldim.
" iyi akşamlar"
Odasindan cikali 3 saat kadar oluyordu. Adamin adının Emir Sayar oldugunu ogreneli 3 saat 13 dakika. Turkiyede sayili zengin aile cocuklarindanmis yok nisanliymis yok arabasi turkiyese 1 taneymis yok bilmem ne. Adamda beyin 0.
Masamdaki fotokopi orneklerini toparlayip numaralandirdim.
2 numara Feyyaz abiye uzatip yerime geldim. Sirada 5 numara Asli abla vardi. Butun gun ayni isleri yaptigimdan seriye baglamistim artik.
Masamdaki telefon caldiginda actim.
" Emir beye bir Türk kahvesi sekersiz." Dedi Mudurun sekreteri Sevgi.
Mutfakta hazirlayip kahveyi Sevgiye uzattım.
" Hazir"
"Seni bekliyor. " dedi memnunsuzca. "Artık ne halt yediysen ilk gunden."
Kapiyi tek kolumla acip ayagimla kapattim. Dengemi saglayip arkami döndüğümde gri gozleri beni seyrederken buldum.
" Kahveniz" diyebildim kuru sesimle. Beynimde acaba isten mi atilacagim gibi seyler geçerken elleriyle kahveye uzandi..yudum layip bana bakti.
" Adın Eylül demek." Dedi ikinci yudunu alirken. "Doğrusu seni nasil ise aldılar bilmiyorum. Belkide guzelligine yenik dusmuslerdir. Ama ben sirketimde ayakci istemiyorum. Herkes isini kendi yapacak. Yapamayan gider. Tipki senin yarin ise gelmeyeceğin gibi."
Elbette dusunulen buydu. Adam bi kere hakliydi. Ama düşündüğü gibi guzelligime degil anneme acimislardi.
" Annem rahatsız. Babam vefat ettigi icin hastane masraflari ile ilgilenmem gerekiyor. Isten cikmam durumunda annemi hastaneden cikarirlar." Dedim aglamakli bir sesle. " ve annemin durumu kotulesir. "
"Bu benim problemim değil. "
EVET CANLARIM. EZGIM URAL BASLIĞI ALTINDA EROTIK BIR ESERLE KARSINIZDAYIM. KÖLE YE ASIK BIR YAZAR OLARAK KÖLEDEN 5-6 KAT SEKSI BIR KITABA BASLADIM. ILK BOLUMDEN KARAKTERLERIMIZI TANIDIK NASIL KISILER GORDUK. BUNDAN SONRA Eylül VE EMIRI IZLEYELIM VEYA OKUYALIM. VOTE VE YORUM LAR BOL OLSUN ÖPÜLDUNUZ.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇINILMAZ SON (DÜZENLENİYOR)
RomanceHikaye kapağı için ' parodyy' adlı okuruma çok teşekkür ederim ☺