BEGIN [▪]

7.7K 288 52
                                    


4 yıl önce Tayland'da;

Hayat gerçekten çok garipti, asla bir güvenceniz yoktu. Yarın ne olacağımızı hiçbirimiz bilmiyorduk ve asla buna göre yaşamıyorduk.

Şu an yaşıyor olmamız, yarın öleceğimiz gerçeğini değiştirmiyordu.

Ya da önceden trilyonlarca zengin olmamız şu an iflasın eşiğinde olduğumuz gerçeğini..

Babam başını ellerinin arasına almış bir şekilde çalışma masasında kara kara geleceğimizi düşünürken, annem sesini duyurmamaya çalışarak için için ağlıyordu. Ben ise kapının dibinde onları gözetliyordum.

Hızla zirveye tırmananların daha sert dibe batması haksızlık değil miydi?

Sonumuzun böyle olacağını biliyordum ama bilmek ile yaşamak, ikisi apayrı dünyalardı. Bugün bunu tam anlamıyla öğrenmiştim.

"Şimdi ne olacak Marco?" Annemin titrek sesi sessizliğin hüküm sürdüğü odanın duvarlarına darbeler verirken bütün dikkatimi onlara verdim.

"Taşınacağız başka ne olacak, adam ismimi bütün piyasadan sildi!" Babam yumruğunu bütün öfkesiyle çok kıymetli özel tasarım olan, muhtemelen birkaç güne hacizciler tarafından götürelecek masasına vurduğunda korkuyla gözlerimi yumdum.

"Nereye? Tanrı aşkına elimizde ne var ne yok hepsini aldılar, beş parasısız haciz için gelmeleri an meselesi!" Annem babama olan öfkesini cümlelerinin arasına gizleyip kusarken derin bir nefes aldım.

Haklıydı, gerçekten beş parasız kalmıştık. Doğduğumdan beri içinde bulunduğum ev bile şu andan itibaren artık bize ait değildi.

Babam sakinleşmeye çalışarak şakaklarını ovarken söyledikleriyle neye uğradığımı şaşırırken elimde olmadan içeriye girmiştim.

"Beş parasız falan değiliz. En azından içinde yaşayabileceğimiz bir evimiz var." İçeri girdiğimde kısa bir an şaşırsalarda şu an babamın söylediklerinin verdiği şaşkınlık hepimizin üzerinde daha ağır basıyordu.

"N-neyden bahsediyorsun sen Marco?"

Kaşlarımı çatıp olanları anlamaya çalışırken babam sandalyesini geriye itip ayağa kalktı ve adımlarını kasasına doğru yönlendirdi. İkimizde babamın hareketlerinden bir anlam çıkarmaya çalışsakta bir türlü başaramıyorduk.

Babam eğilip kasanın şifresini girdiğinde içerisinden bir miktar parayla birlikte çıkardığı anahtarla gözlerim aralandı.

Elindeki anahtarı bize doğru sallarken acıyla içini çekti.

"Bu anahtar bizim bir nevi kurtuluşumuz. Bütün bu mal varlığın içinde hiç tedbir almayacağımı düşünmüyordunuz değil mi?"

Alaylı sesine ek olarak burukça gülümserken, annem kafasını inanamıyormuşcasına iki yana salladı. Babam onun konuşmasına izin vermeden bedenimizi ele geçiren şok dalgasının voltajını arttırırken, ince dudaklarını birbirinden ayırıp bunca zaman saklanan gerçekliği ortaya döktü.

"Bu anahtar Kore'de ki dağ evimizin anahtarı. Eğer iflas edersek diye herkesten uzakta bir ev satın almıştım o zamanlar."

Babamın her şeyi önceden planlamasına en az annem kadar şaşırmıştım. Çünkü o, parayı önemsemeyen ve çar çur harcayıp sonunu düşünmeyecek kadar tutumsuz bir insandı.

"Ama baba sana ait değil mi? Devlet orayı çoktan almıştır." Ortada dönen oyunları anlamaya çalışırken babamın başını iki yana sallayıp, beni reddetmesiyle kaşlarım çatıldı. Her şeyi tek tek mi sormam gerekiyordu Tanrı aşkına!

"Baba daha net konuşsana o zaman!" Sesimin yükselmesiyle ters ters bakan babam ile gözlerimi devirdim. Şov yapıp tek tek anlatmanın sırası değildi.

"Yıllar önce iş seyahati için Kore'ye geldiğimde evi almadan önce hepimize orada sahte kimlikle birlikte vatandaşlık çıkarmıştım. Kimlik aslında tam sahte sayılmazdı, o zamanlar elim kolum uzun olduğu için birçok tanıdığım vardı ve bu kimlik işi benim için çocuğun elinden şekerini almak kadar kolay olmuştu. Devlet benim Tayland'da ki bütün servetime el koymuş olabilir ama biz bu gece ilk uçakla yeni bir ülkede yeni isimlerle, yepyeni bir hayat kuracağız."

Babamın bu kadar şeyi planlarken bize anlatmamasına bile kızamıyordum. Yaşadığım şaşkınlığı kelimelerle bile anlatamayacak kadar hem ruhen, hem de bedenen uyuşmuştum.

"Yeni isimler mi?" Diye sorduğumda başını sallayarak beni onayladı.

"Evet Pranriya," diye fısıldadı. Daha sonra kelimeler birbirine bağlanarak dudaklarının arasından firar etti.

"Senin adın artık Lalisa Manoban."

Güzel Lalisa'mız kitap boyunca bu tip olacaktır~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güzel Lalisa'mız kitap boyunca bu tip olacaktır~

Düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi ve vote vermeyi unutmayın lütfen..

Trouvaille •TaeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin