Trouvaille •Taelice

LILITH [22]

Sizi ve Taelice'yi çok özlemişim ühü beni affedin. Kalbim bir çok kez saldırıya uğradı kendime gelemedim :(

Ayrıca albüm harika harika ❤

🙏🏻Allahım bir gün şu sözü Bp için de diyelim 😭🙏🏻

MEDYA HARIKA 😭❤😭❤

Keyifli okumalar ballarım ❤

"Aklın yok mu senin nasıl takip edersin beni?!" Taehyung sinirle saçlarını karıştırdığında kollarımı birbirine dolayıp bıkkınca azarlamalarının bitmesini bekledim.

"Bitmedi mi daha?" Diye sordum dayanamayarak. Sinirinden hiçbir seyi idrak edemezken "Azarlamaların." Diye açıklık getirdim.

"Lisa!" Diye tısladığında derin bir nefes aldım. "Madem böyle bir işe kalkışıyorsun en çok bana ihtiyacın olacak neden anlamıyorsun bunu?" Dedim inatlaşarak. Gözlerinde kırılan ifadeyi fark ettiğimde gözlerini yumdu, saklamak istercesine. "Babam gözümün içine baka baka beni seninle tehdit ederken öylece oturacak değildim Taehyung."

"Ne?" Diye fısıldadı şaşkınlıkla. Gergince alnımı ovalıyordum. Bu söylemesi zordu, nasıl diyebilirdim ki babamın onu öldürmek için an kovaladığını.

"Lisa seni tehdit mi etti o şerefsiz!" Babama ettiği hakaretlere karşı çıkamamak gerçekten yürek burkan bir durumdu. Kafamı sallayarak onu onayladığımda ardı arkası kesilmeyen küfürlerini sıraladı. Yüzünde yine o ürkütücü öfkenin gölgesi belirmişti. O öfke ile en son karşılaştığımda kalbimin yerinden söküldüğünü hissetmiştim, ikimizde savrulmuş ve birbirimizden kopmuştuk.

Şimdi yine aynı ifade belirmişti, bu sefer savrulan yine biz mi olacaktık yoksa birbirimize kenetlenip tüm zorluklara göğüs geren taraf mı olacaktık?

"Benim için endişelenmene gerek yok, ayrıca bu işin içinde olmanı istemiyorum." Diyerek inadından vazgeçmezken gözlerimi devirdim. O inatçıysa ben de en az onun kadar inatçı olabilirdim.

"Neden istemiyorsun yoksa benim için mi endişeleniyorsun? Öyleyse seninde endişelenmene gerek yok Taehyung. İşleri hızlandırmak için ben gerekliyim bunu sende biliyorsun bırak şu inadı."

"Zarar görürsün Lisa niye anlamak istemiyorsun?" Dedi pes etmek üzereyken. Bu sefer dilimin ucuna gelen kelimeleri yutmak yerine kalbimde açtığı yarayı görmesi için açığa çıkardım.

"En büyük zararı sayende gördüm Taehyung, daha fazla ne olabilir ki?" Dedim boğuklaşan sesime rağmen. Yorgun bir hâlde gözlerini yumarken ellerini yumruk haline getirdi. Onu çok özlemiştim, dip dibe olmamıza rağmen birbirimize o kadar uzak bakıyorduk ki, bu kalbime hâlâ ağır geliyordu, kaldıramıyordum. Yanan gözlerimi tavanda gezdirirken derin nefesler alıp verdim.

"Özel toplantınız bitti mi?" Jungkook'un meraklı sesi ortamdaki gergin ve boğucu havayı ortadan ikiye yararken Taehyung'un birden ruh hali değişerek sinirle soludu. "Kendin geldiğin yetmiyormuş gibi bir de bunu dahil ediyorsun." Jungkook'un yüzüne yerlesen oyuncu ifadesi ile bıkkınca nefes verirken şovunu bekledim. Yanımıza doğru yürürken rolüne büründü.

"Kalbim çıt, gözyaşım pıt. O kadar yaşanmışlığın üzerini çizip bu mu diyorsun bana ha söyle!" Anında terk edilen sevgili moduna girerken Taehyung yanı başımda ağlamaklı bir ses çıkarmıştı.

Jungkook zırvalıklarına devam ederken o ikisini arkada bırakıp içeride bekleyenlerin yanına gitmiştim. Biri kadın diğer üçü ise adamdan oluşan bir gruptu. Kendimi bir an Suicide Squad filminde gibi hissetsemde toparlanıp yüzüme ciddi bir ifade yerleştirdim.