Günün 2. bölümü, diğer bölümü atlamayın lütfen.
*
Hava güzel miydi, tartışılırdı ama güne mutlu uyanmıştı Sezgin. Aylar sonra ilk defa, mutlu, huzurlu. Hayatında var olan hiçbir dert ve sıkıntı mevcut değildi zihninde. Sadece yanında uyuyan eşi ve geçirdikleri mükemmel gece.
Ona sahip olmanın tarifsiz mutluluğu ve huzuru vardı üzerinde. Bu kötü bir düşünce değildi. Çünkü artık gerçek anlamda eşi olmuştu. Üstelik kendini ona bırakması, Sezgin için büyük bir mutluluktu. Hale için ise büyük bir adım.
"Ne kadar zaman geçerse geçsin, ne halde olursak olalım sen yanımda böyle uyudukça huzuru her bir zerremde hissederim ben." Sessizce fısıldadı ve yüz üstü uyuyan eşinin üstünü örttü.
Yataktan kalktı ve üzerine tişörtünü geçirerek mutfağa indi. Bunların hepsini büyük bir sessizlikle yaptı ki başarılı bir biçimde ulaştı mutfağa.
Kahvaltı hazırlamak için dolap başına geçti ve içindeki mutluluğun bağırarak şarkı söyleme isteğini bastırdı. Yine de mırıldanmaya engel olamadı ve birkaç kahvaltılık çıkarıp kapattı dolabı.
"Günaydın." Aradan geçen yarım saat sonrasında ardında duyduğu ses ile hemen döndü.
Hale, kapının pervazında Sezgin'e ait olduğu belli olan gömleği içinde dudağını ısırarak ona bakıyordu. Şu halinin Sezgin'i nasıl mahvettiğini bir bilseydi. Gülümsedi ve ellerini yıkayarak eşine ilerledi Sezgin. O yaklaştıkça Hale daha da heyecanlandı ve kalbi daha hızlı atmaya başladı. Öyle bir kıvama geldi ki tutunacak bir yer aradı, elini masaya koyup oradan destek aldı.
Elini yüzüne koyup yavaşça okşadı Sezgin, diğer eliyle elini tuttu ve alnını alnına yasladı. Huzurdu, bu kız huzurdu. Yanında nefes alabildiğim, sevmeye doyamadığım, yanımdan ayırmak istemediğim her şeyimdi.
"Günaydın güzel karım," Bir saç tutamını kulağının ardına sıkıştırdı. "Kahvaltıda özel olarak istediğin bir şey var mı?"
Kafasını olumsuz anlamda salladı. Bir türlü gözlerine bakamıyordu. Utanıyordu. İçinde pişmanlığa dair bir belirti yoktu fakat emin de olamıyordu. Korku muydu içindeki belirsiz duygu?
"O zaman sen şimdi yukarı çıkıyorsun, suyu açıyorsun ve ben çayı demleyip geliyorum. Duş alıp mükemmel bir kahvaltı yapıyoruz. Olur mu?" Sezgin'in gülümsemesine aynı şekilde karşılık verdi ve arkasını dönüp merdivenlere ilerledi.
Yanından ayrılmıştı fakat hâlâ heyecanı dinmemişti. Elini çabuk tutarak suyu açtı ve küvet dolarken kıyafetlerini çıkardı.
Annesi dün bebek işini sormuştu, sahi, dün geceden sonra böyle bir şey olur muydu? Hale, sevmediği fakat sevgiye muhtaç bu adam ile bir bebeğe bakabilir miydi? İşte bu düşünceler birden sığmışttı zihnine ve bu kez bunun korkusu çıkmıştı ortaya.
Tekrar banyoya gidip suya baktıktan sonra odaya geri dönmüştü ki açık pencereden giren yabancı adam ile kalbi yerinden çıkacak gibi oldu.
Neye uğradığını şaşırmış bir şekilde orada dururken siyaha bulanmış adamın elindeki silahı fark etmesi ile kapıya doğru hızla koşması bir oldu. Aynı zamanda avazı çıktığı kadar bağırmıştı. Korku öylesine kötü bir şeydi ki, bazen insanın gözü kör olurdu.
Yabancı adam Hale'nin amacını anlamıştı ve o kapıya ulaşamadan saçından tutup yere düşürmüştü. Sezgin'in adını haykırarak bağırmıştı acı içinde Hale.
Mutfakta çayı demleyip gülümseyerek aynaya bakan genç adam duyduğu sesler ile anında merdivenlere yönelmişti. Öylesine ani bir harekette bulunmuştu ki ayağını burkmuş fakat bu umrunda olmamıştı. Çünkü zihnine sızan endişe, bir sürü senaryo, sadece Hale'yi düşündürtüyordu ona.
Kapıya yaklaşmıştı ki, kulağına dolan silah sesi ile olduğu yere çivilenmek istemişti. Zaman dursun, içeride her ne oluyorsa zaman durmuşken düzeltmek istedi. Sadece bir an tüm bunlar geçti aklından.
Kendini kaybetmedi ve kapıyı açıp içeri girdi. Hale, yerde kanlar içinde kıvranıyordu. Pencerenin hemen yanında ise maskeli, siyah kıyafetli bir adam vardı. İlk önce adamın yanına gidip boğazına yapışmak istese de, sevdiği kadının, eşinin, henüz ilk defa dün güzel bir anı bıraktıkları eşinin kanlar içinde olduğunu aklına getirdi ve sakin kalmaya çalıştı. Anında yanına gidip kafasını kaldırdı.
Gözyaşları yavaş yavaş akıyordu, inleme sesleri odayı dolduruyordu ve Hale gittikçe daha fazla kan kaybediyordu.
Sezgin ne yapacağını şaşırmış bir haldeyken, ambulansı aramak aklına geldiği sırada gözyaşları yağmur misali boşaldılar.
Telefonu almak için komodine gitmesi gerekiyordu ve tam ayağa kalkmıştı ki bir silah sesi daha duyuldu. Bu kez aynı anda sırtında keskin bir acı hissetti.
Vurulmanın şiddeti ile Hale'nin üzerine düşecek gibi olmuştu ki son anda iki yanına açtığı elleri ile yerden destek aldı.
Öleceğini hissediyordu ama aklında Hale vardı. Ölecek haldeyken bile onu kurtarmayı düşünüyordu. Çaresizdi ve düşündüğü her fikirde yine Hale vardı. Büsbütün o.
"Özür d-dilerim." Sırtındaki acı daha da şiddetlendi.
Hale'nin göğsündeki acı ise artık onu uyuşturmuştu. Bedeni buz kesmişti. Bu, Sezgin'den birkaç dakika önce öleceği anlamına geliyordu.
"Özür dileme. Şu an bile, s-senin yanında kendimi g-güvende hissediyorum. Teşekkür e-ederim, adamım." Ve son nefesini buna harcadı.
Hale, mutlu olmak için bir adım attığı sırada her şey bitmişti.
"Hayır... Hale! H-hale, lütfen aç gözlerini. Bit-bitmedi, bitemez aç lütfen!"
Sezgin, huzuru bulduğunu hissetmişti ama ilk önce huzurunu, sonra kendini kaybetmişti.
*
*Öncelikle, Sezgin ve Hale'yi kim öldürdü diyorsanız; Sezgin'in düşmanları. ;(
Nasıl oldu hiçbir fikrim yok. Sadece çok boş hissediyorum kendimi, aklımda hep mutsuz son olsa da yazması bir başka oluyor gerçekten. Çok değişik bir his.
Bu her kitabımda oluyordu. Fakat sanki içimden bir ses şu an şey diyor; bu kitabı böyle yazmamalıydın, uzamalıydı ve normal kurgu olmalıydı.
Her neyse ya, bitti ve bende bittim. Sezgin'i ciddi anlamda psikopat yapmayı düşünüyordum, mükemmel bir adam olarak öldürdüm. Psikopat olarak ölseydi içim bu kadar acımazdı...
Hale, şansı hiç olmayan canım karakterim... Senin içinde çok üzgünüm...
Yanımda olsan herkese teşekkür ederim! Şarkılarda Bir Anlam - 4 belki gelir, belki gelmez bilmiyorum ama gelirse yine mutsuz son olacak. ;(
170619🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acıtamaz - yarı texting
NouvellesŞarkılarda Bir Anlam - 3 ¡¿Kitap tamamen hayal ürünüdür, şarkı sözlerinin uyandırdığı duygularla yazılmıştır, gerçek değildir.¿¡ * * "Ağlama yanındayım, Hiç kimse canını acıtamaz, benim gibi." 080619 *Tüm Hakları Saklıdır!