Bölüm adı tanıdık, değil mi? Bölüm sonunda görüşmek üzere 💞🤭
18| Ellerini ellerimin üzerine koy, Kookie.
"Hyung, bugün bir şeyler yapalım mı ? Ne dersin ?"
Yoongi, karşısında çatalına batırdığı salatalığını kıtır kıtır ısıran bebeğine çevirdi bakışlarını. Günlerdir rutinleriydi hep beraber kahvaltı yapmak. Ama bugün herkesin işi çıkmış, kahvaltıda baş başa kalmışlardı.
Yoongi bundan asla şikayetçi değildi. Minik sevgilisi karşısında doldurduğu yanaklarıyla bir şeyler çiğnemeye devam ettikçe kendisinin onu sarıp sarmalayası geliyordu.
"Olur, ne yapmak istersin ?"
Jeongguk, çatalını bırakarak ellerini çenesinin altında birleştirdi. Aklındaki soru işaretlerini gidermesi gerekiyordu ve eline geçmiş bu fırsatı kaçırmayacaktı.
"Piyano. Bana piyano çalar mısın hyung ?"
Yoongi ağzına minik domateslerden bir tane gönderirken başını salladı. Uzun zaman olmuştu piyano çalmayalı. Hoş, Jeongguk'tan sonra ona da küser gibi olmuştu ya.
Jeongguk mutluca kahvaltısına devam etti. Ara sıra kafasını kaldırmadan, kirpiklerinin arasından hyunguna bakıp duruyordu.
Biten kahvaltılarının ardından hızlıca masayı toplamışlar, Yoongi, buzdolabına eşyaları yerleştirirken Jeongguk kirli bulaşıkları sudan geçirip makinaya dizmişti.
Elinden geldiğince hızlı hareket etmeye çalışıyordu ve bu tabiki Yoongi'nin gözünden kaçmamıştı.
"Kook, bebeğim. Atlı kovalamıyor ya. Ne bu acelen ?"
Jeongguk birden panikleyerek gözlerini büyüttü.
"Ne acelesi hyung! Sadece... sadece hemen piyano çalışını dinlemek istiyorum. Ondan heyecanlandım biraz."
Yoongi diş etlerini göstererek gülümserken Jeongguk aşık aşık baktı kendisine.
Güldüğünde tam bir kediye benzediğini bilsen keşke hyung. Ne kadar sevimli olduğunu görebilsen.
Yoongi, kendisine bakan bedene elini uzattı ve birlikte evin dışına doğru ilerlediler.
Yoongi'nin ailesi tam olarak buraya yerleşemediği için hala Jeongguk'larda kalıyordu. Belirli eşyaları gelmişti, ev temizlenmişti ve gelen şeylerin arasında piyanosu da vardı.
Caddenin karşısındaki eve el ele adımladılar. Çocukluğundaki gibi hissediyordu ikisi de. Yoongi Jeongguk'un elini bırakmadan kapıyı açtı.
Boya kokan eve adımlayarak üst kata yöneldiler. Yoongi, odasının kapısını aralayıp içeri adımladı ve arkasındaki bedeni yanına çekti.
Yoongi piyanoya yaklaşıp kapağını açtı ve beyazlı siyahlı tuşlarda parmağını gezdirdi.
Kapağı kapalı piyanoyu açtı ve özlediği tuşlarda usulca parmaklarını gezdirdi. Sonra burukça gülümsedi ve cebinden telefonu çıkartıp, piyanoyu tamamen alabilecek bir yere yerleştirdi ve kamerayı açarak videoyu başlattı.
"Anne Jungkook'u yanıma oturtup ben piyano çalarken fotoğraf çeker misin?"
Annesi gülümseyerek Jungkook'a yöneldi ve onu tutarak siyah geniş tabureye oturttu. Yoongi de yanındaki yerini alırken Jungkook parıltılı gözlerle büyüğüne bakmaya devam ediyordu.
Yoongi, Jeongguk'un elinden tutarak siyah tabureye doğru yönlendirdi ve oturmasını sağladı. Kendisi de hemen yanıbaşındaki yerini aldı. Jeongguk, başını Yoongi'nin omzuna yaslayıp gözlerini kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
friendship is complicated |yoonkook
Fanfic"Hyunf, gidiyof muşun ? Gifme hyunf. Noluysun gifme." Minik elleri yumruk olmuş, arabanın önünde bekleyen hyunguna seslendi Jungkook. "Üzülme Jungkook~ah. Hyungun bir gün seni görmeye gelecek. Hyungun seni asla unutmayacak." Yoongi gitti. Ve Jungk...