4. Çimdi ikij dibi olduk hyunf.
Aylar ayları kovalamış, Jungkook'un evinde büyük bir heyecanı beraberinde getirmişti.
Eylül ayının ilk günü, sabahın ilk ışıklarıyla Yoongi yatağından fırlamış ellerini yüzünü yıkayarak pijamalarının üzerine ince montunu geçirerek kapıya yaklaşmıştı.
Heyecandan kalbi yerinden çıkacak gibi oluyor, akciğerlerine giren hava minik bedenine yetmiyordu.
Minik Kookie'si bugün dört yaşına giriyordu. Chaeyoung annesine -geçen onca ayda Jungkookla birbirlerinin annelerini kendi anneleri gibi benimsemişlerdi- yardım etmek için pijamalarının altına geçirdiği spor ayakkabılarıyla karşı eve koştu.
Jungkook uyanmasın diye zile basmadı ve sessizce kapıyı tıklattı. İki elini ağzına siper ederek içeri fısıltıyla seslendi.
"Chaeyoung anne! Yardıma geldim."
Chaeyoung kocaman gülümsemesiyle kapıyı açtı. Yoongi burnuna dolan kurabiye kokusuyla gülümsedi.
Bu Jungkook ve kendisinin en sevdiği kurabiyeyi. Bazen Jungkook ısırmakta zorlanır, Yoongi minik parçalar bölerek minik çocuğa yedirirdi.
Ayakkabılarını çıkartıp kenara koyarken Chaeyoung diğer oğlunun üzerinden montunu aldı ve astı.
Yoongi kendi panduflarını alıp ayaklarına geçirdi ve Chaeyoung'ı takip etti.
Mutfak birsürü yemekle dolmuştu. Kenarda kocaman bir kutu vardı. Yoongi bunun pasta olduğu kanaatine vardı. Pastanın nasıl olacağını beraber seçmişlerdi.
Yoongi yerde duran süsleri görerek onlara yöneldi. Evi süsleyeceklerdi ve Jungkook hala yukarda uyuyordu.
Yoongi'nin annesi yarım saatin ardından elinde yemekler, oğlu ve kendisinin hediyesi ve Yoongi'nin giyeceklerini getirmişti.
Chaeyoung aradan geçen 2 saatin sonunda Yoongi'yi Jungkook'un yanına biraz uyuması için yollamıştı.
Çocuk, Jungkook'un doğum günü için Jungkook'tan sonra en sevdiği şey olan uykusunu feda etmişti.
Ama şimdi iki sevdiği şey beraber olunca gözünde pembe bulutlar uçmaya başlamıştı.
Paytak ama mutlu adımlarla Jungkook'un odasına ilerledi. Minik çocuğun kapısındaki yazıya bakarak gülümsedi.
"Jungkook ve Yoonki Hyunf'un Odası"
Jungkook ısrarla Yoonki hyunf yazdırmıştı. Yoongi'nin gülümsemesi genişlerken kapının koluna uzandı ve yatağında elleri yanağının altında birleşmiş mışıl mışıl uyuyan çocuğa göz gezdirdi.
Çok güzeldi. Jungkook daha bugün dört yaşına basmış olmasına rağmen çok çok güzeldi.
Yoongi büyüdüğünde onun çok yakışıklı olacağını biliyordu. Jungkook büyüdüğünde Yoongi onun elini tutarak gezecek ve herkese Jungkook'un kendisinin olduğunu söyleyecekti.
Yoongi tek arkadaşını kimseyle paylaşmak istemiyordu. Paylaşmayacaktı.
Belki bir gün anne ve babası gibi biriyle evlenmek isteyecekti ama Yoongi bencillik ederek Jungkook'u kendisine saklamak isteyecekti.
O kendisine özeldi ve öyle kalmalıydı. Başkasıyla uyumamalıydı Jungkook. Sadece Yoongi'nin kollarının arasına yakışıyordu minik bedeni.
Yoongi adımlarını yatağa yönlendirdi ve Jungkook'un yanına uzandı. Jungkook yatağındaki ağırlıkla gözlerini kırpıştırarak açtı ve yanındaki bedene baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
friendship is complicated |yoonkook
Hayran Kurgu"Hyunf, gidiyof muşun ? Gifme hyunf. Noluysun gifme." Minik elleri yumruk olmuş, arabanın önünde bekleyen hyunguna seslendi Jungkook. "Üzülme Jungkook~ah. Hyungun bir gün seni görmeye gelecek. Hyungun seni asla unutmayacak." Yoongi gitti. Ve Jungk...