Ya Gökkuşağı Siyaha Aşıksa ?

Bir Varmış Bir Yokmuş...

Başak'dan

Birlikte eve döndük. Dizim acıyordu aslında. Topallamamaya çalışıyordum ama yanıyordu. Pantolonum dizime sürtündükçe daha çok yanıyordu.

"Başak sen topallıyorsun"

"Yoo"

"Acıyor değil mi?"

"Hayır acımıyo"

"Sırtıma alıyım mı?"

"Hayır gerek yok istemiyorum"

"Ben istiyorum hadi"

"Of tamam"

Aslında biraz işimede gelirdi. Yüksek bir yere çıktım. Beni sırtına aldı. Saçları güzel kokuyordu.

"Kaç kilosun?"

"Ağır mıyım?"

"Hayır merak ettim tam tersi çok hafifsin"

"47"

"Oha!"

"Noldu?"

"Çok zayıfsın"

"Sen kaç kilosun ki?"

"75 ama benim boyum uzun"

"Benimde boyum kısa mal!"

"Mantıklı"

Derin bir iç çektim. Binaya gelince merdivenlerden yukarı çıktık. Kapının önüne gelince zili çaldım. Kapıyı Ayça açtı.

"Noldu?"

"Sakar işte düştü mal"

"Sensin mal Emre bak döverim"

İçeri girince beni odama bıraktı henüz hiç bir şeyi mi yerleştirmemiştim. Ayça ile Ata dışında herkesin kendine ait odası vardı.  Beni yatağımın üzerine bıraktı Emre. Beni öyle gören Doğa ve Esin yanıma geldi.

"Noldu?"

"Bir şeyim yok Doğa iyiyim"

"Düştün mü?"

"Evet düştüm Esin ama iyiyim"

Emre iki elini de beline koymuş bana bakıyordu sonra Doğa ile Esin'e döndü.

"Cihat ile Atalar uyudu mu?"

"Evet uyudu uyudular Emre"

"Tamam Esin. Şey Başak ile bişey konuşmam lazım çıksanız olur mu?"

"Tabi iyi geceler"

"Doğa pansuman malzemeleri getirir misin?"

"Tamam Emre"

Doğa pansuman malzemelerini bıraktı ve gitti.

"Ben üstümü değiştirsem"

"Tamam kapının önündeyim çağır"

Emre çıkınca altıma siyah bir şort üstüme de uzun beyaz bir tişört giydim. Kapıyı açıp Emre'nin gelebileceğini söyledim. Emre dizime pansuman yaptı. 

"Mal ya niye koşuyorsan?"

"Sanane mal"

Bıyık altı gülüyordu. İbne ya.

"Saç örmesini biliyor musun?"

"Evet"

"Harbi mi?"

"Evet öriyim mi?"

"Ör ama balıksırtı"

"Tamam"