Ankara'ya geldin Angara'lı mı oldun?

61 12 3
                                    

Emre Bey gönlümü aldıktan sonra Lunaparkın içinde gezmeye başladık.

"Korku trenine binelim mi?"

"He mal korkarım ben"

"Başak ya hadi ben sarılırım sana"

"Of tamam ama çıkışta gülmek yok"

"Tamam sevgilim avokadolu sütlaçın sana güler mi hiç?"

"Nah gülmez! Biliyoz seni"

"Sende Ankara'ya geldin Angara'lı mı oldun?"

"Yok be ben hala bir İstanbul'luyum"

"Neyse tamam hadi gidelim"

Emre'den

Birlikte trene bindik. Başak korktuğu için çok binmek istemedi ama aşırı ısrarlarımdan dolayı bindik. İçeri gireceğimiz sırada sessizce kelime-i şahadet getirdi ve kolumu sımsıkı sıktı. 

"Bak burda korkunç korkunç şeyler çı- aaaa"

Çığlık atarak kolumun altına girdi.

"Aaa ağzınıza sıçıyım. Emre seninde ağzına sıçayım"

"Başak sakin"

Kafasını kaldırıp etrafa baktığı anda önümüze bir anda korkunç şeyler çıkmaya başladı. 

"Ananızı s- Allah'ım sen koru yarabbim. Allah'ım yardım et Allah'ım"

Kahkaha atarak gülüyordum. Başak sımsıkı sarılıyor ve tiz çığlıklar atıyordu. Kafasını kaldırdı. Bir gözünü eliyle kapattı diğer gözünün de yarısı açıktı. Aslında o kadar da korkunç değildi ama rüyasında unicorn gören bir kıza göre bilemem. 

(Bu arada unicornlar milkshake içmez çay içer)

Sonunda çıkmıştık. Başak durur durmaz indi. 

"Allah belanı versin Emre!"

"Korkunç değildi ki"

"Bok değildi mal!"

Kollarını göğsünün altında birleştirip arkasına döndü. Yaklaşıp arkasından boynuna sarıldım ve yanağından öptüm.

"Çok tatlısın"

Gülümsedi. 

"Hadi dönme dolaba binelim"

Gülümsedim. Elimi uzattım. Tuttu.

"Hadi gidelim"

Dönme dolaba doğru yürümeye başladık. Dönme dolaba binmeden önce pamuk şeker aldık. Yan yana oturduk. Başını omzuma koydu. Bir eli de elimdeydi. Elleri küçücüktü. 

"Çocuk eli gibi ellerin var"

"Napıyım minnak bir insanım ben anneme çekmişim. Hem sende çok uzunsun ben sana bir şey diyor muyum? Gerçi demem. Çünkü babamda öyle"

"Ne alaka?"

"Çünkü kızlar babaları gibi adamlara aşık olurlar."

Bir kaç kez yankılandı beynimde bu cümlesi. Bir şey diyemedim. Ne denilirdi ki? O kadar güzeldi ki bu cümle. Yani sevgilinin seni babasına benzetmesi çok güzel bir şey. Çünkü kızların ilk aşkı babalarıdır.

"Benim annem de sen gibi minnak. Bir gün annenle babanı görmeyi çok isterim."

Başını kaldırıp yüzüme baktı. Suratı asılmıştı.

"Kötü bir şey mi dedim?"

"Hayır gideriz burdalar."

"Ne? Öyleyse hemen bugün gidelim"

"Yarın sabah erkenden gidelim olur mu?"

"Olur"

Başak aşağıya baktı. Sonra da gökyüzüne.

"Ya bulutlar ne kadar yakın baksana"

Dönme dolaptan inince bir kaç oyuncağa daha bindik. En son çarpışan arabalara bindik. 

"Kabul et Emre güzel şoförüm"

"Evet Başak güzel şoförsün ama bunlar oyuncak"

"Oyuncak moyuncak araba mı sonuç olarak araba o zaman?"

"Tamam tamam"

Lunaparkın çıkışına doğru ilerlemeye başladık. Çıkışa geldiğimizde Başak Doğa'yı aradı. Bir kaç dakika içinde hepsi yanımızda oldu. Birlikte yine bir taksiye bindik. Bu seferki taksi daha küçüktü. En küçüğümüz olarak Başak Doğa'nın kucağına oturdu. 

"Kanka çok hafifsin kaç kilosun?"

Başak Doğa'ya cevap vermeden ben cevap verdim

"47"

Başak Esin ve Doğa bana aynı anda bakıp gülümsedi.

"Ne sevgilim yani bilemez miyim?"

Hepsi birbirlerine bakarak kıkırdadı. Ah şu kızlar yok mu kızlar.. :) Sonunda eve geldik. Taksiden inip binaya girdik. Kapıyı Esin açtı ve içeri girdik. O sırada Doğa'nın telefonu çaldı. Sanırım arayan Ata'ydı.

Başak'dan

"Ee nolmuş Doğa?"

"Ata yaklaşmış eve Başak. Bizimkilere söylesene."

Tam bağıracaktım ki salondaki seslerden dolayı sustum. Hepsi bir ağızdan bağrışmıştı.

"Duyduk!"

Odama gittim. Dolabımı açtım ve pijama takımları aldım. 

Hemen üzerime giyip yatağımın üzerine oturdum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hemen üzerime giyip yatağımın üzerine oturdum. Sonra aklıma birden dün ki masal gelmişti. Ne olmuştu en son hatırla. Heh peri bir şey diycekti sanırım. Odamdan çıkıp salona girdim. Herkes televizyon izliyordu. Üzerimden mavi mavi pijamalarımı görünce bana döndüler.

"Emre gelir misin?"

"Tabi sen git odana geliyorum"

Odama gittim ve kapıyı kapattım. Saniyeler sonra Emre odaya girdi.

"Bir şey mi oldu?"

Endişeli gözüküyordu. Ayağa kalktım ve yanına gittim. 

"Şey peri sonra ne demiş çocuğa?"

Gülümsedi ve yüzümü ellerinin arasına aldı.

"Seni çok seviyorum. Demiş"

"Ya Emre!"

"Sen boşversene onu hadi yat sabah erken kalkıcaz. Annenlerin yanına gidicez ya"

"Tamam ama saçımla oyna"

"Tamam yat"

Yattım ve üzerimi örttüm. Emre'de yanıma oturdu ve saçımla oynamaya başladı. Sonrada uyuya kalmışım zaten.

Umarım bölümü beğenirsiniz. Lütfen en baştan sona kadar okuyun kitaplarımı. Teşekkürler :))


Ya Gökkuşağı Siyaha Aşıksa ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin