İğne Korkusu

51 5 3
                                    

"İliğim uyarsa bağışlamak isterim"

Çölde su bulmuş biri gibi parlıyordu gözleri. Hemen iliğim uyuyor mu diye doktorların yaına gittim. Yanımda Eren vardı. İğneden korkardım. Eren'inkolunu sımsıkı sıkıp kan verdim ve bir kaç şey daha. Sonuçların çıkmasını bekledik. 

"Allah'ım nolur uysun!"

Doktor yanımıza geldi. 

"Lütfen güzel bir şey söyleyin"

"Başak Hanım, iliğiniz %99 uyumlu ve bu bizim için yeterli bir uyum sonucu"

Çığlık atarak Eren'e sarıldım. 

"Ee hadi alın iliğimi"

Emre'yi ameliyat için hazırladılar.

"Ee kimmiş bana iliğini verecek kişi?"

"Görürsün az sonra"

Sonra başka bir odada ben hazırlandım. Sedyeye uzandım. Beni sedyeyle ameliyathaneye kadar götürdüler. Emre oradaydı. Beni görünce şaşırdı.

"Hayır ben kabul etmiyorum"

"Emre delirdin mi?"

"Başak olmaz. Hem sen korkarsın iğneden."

Doktora baktım ve kolumu uzattım. Emre'ye de diğer ilimi uzattım. Sımsıkı tuttu. İğnenin acısıyla yüzümü buruşturdum ama Emre'nin canı benimkinden daha çok acımıştı sanki. Sonrasını hatırlamıyorum. Uyandığımda Emre ile aynı odadaydım. O hala uyanmamıştı. Yavaşça doğruldum. Bir ağrım sızım yoktu. O yüzden mutluydum. Odaya doktor girdi.

"Uyandınız mı? Bir ağrınız sızınız var mı?"

"Yok iyiyim. Şimdi Emre iyileşmiş sayılır mı?"

"Henüz değil. Yani vücudunun iliği kabul etmesi lazım. Yani bir süre daha burada kalacak"

Doktor kolumdaki serumu çıkarttı ve odadan çıktı. Bende ayağa kalktım ve Emre'nin yanına oturdum. 

"Çok geç olabilirdi. Hiç gelmeye bilirdim Emre. Niye ikimize de bu kadar çok acı çektirdin."

Eğilip yanağından öptüm. Bir kaç dakika sonra uyandı. Biraz gözlerini kırpıştırdı.

"Başak sen niye ayaktasın?"

"İyi hissediyorum kendimi merak etme. Sen iyi misin?"

"İyiyim. "

Elimi tuttu ve gözlerime baktı.

"Başak. İyi ki geldin."

"Gelmeyipte napacaktım?"

"Hiç kimseyi sevmedin mi Başak. 2 yıl oldu"

"Senden başkasını sevemezdim ki Emre"

Avuç içlerimden öpüp gülümsedi. O sırada odaya Emre'nin annesi girdi. 

"Anne bana ceketimi getirir misin cebinden bir şey almam gerek"

Emel Teyze Emre'nin ceketini getirdi. Emre ceketinin cebinden mavi bir ip çıkardı ve doğrulup oturdu. 

"Bu sıradan bir ip. Sana bir yüzük almayı çok isterdim"

Durdu. Elindeki ipe bakıp derin bir iç çekti.

"Önünde diz çökmeyide çok isterdim ama şu serumlar felan sağ olsun. Bu an için çok şey planlamıştım ama hiç biri olmadı."

Yüzünde buruk bir gülümseme vardı. Derin bir nefes aldı.

"Her sabah uyandığımda yüzünü göreceğim o kadın olur musun?"

Bunları söylerken başı öne eğikti. Başını kaldırıp gözlerime baktı.

"Eğer şans yüzüme gülerde ölmezsem. Benimle evlenir misin Başak?"

"Evet!"

Kollarını açtı sımsıkı sarıldım. Saçlarımı küçük bir öpücük kondurdu. Sonra elindeki mavi ipi parmağıma bağladı. Emel Teyzeye döndüğümüzde aplıyordu. Yanımıza gelip ikimize birden sarıldı. 

1 Ay sonra

Emre'nin saçları ilaçları kullanmayı bıraktığından beri baya uzamıştı. Biraz hava almak için bahçeye çıkıyordum. O sırada hastaneye kucağında küçük bir çocukla  bri adam girdi. 

"Yardım edin! Doktor yok mu?"

Şansına öğle arası olduğu için etrafta doktor yoktu. Hemen yanına koştum. Çocuğu kucağından  alıp bir sedyenin üzerine yatırdım. 5-6 yaşlarında küçük bir kız çocuğuydu. Nabız yoktu. Kalp masajı yapmaya başladım. 

"Noldu bu çocuğa?"

"Suya düşmüş sonradan farkettik. Nolur kurtarın kızımı doktor hanım"

Suni teneffüs yapıp kalp masajına devam ettim. 

"Hadi be çocuk hadi"

Çocuğun kalbi atmaya başlayınca yan çevirdim. Bir kaç kere öksürüp ağlamaya başladı. P kadar korkmuştum ki çocuğu kucağıma alıp sarıldım. Bende ağlıyordum bir yandan. Çocuğu babasına verdim. 

"Allah sizden razı olsun doktor hanım"

Zengin bir adama benziyordu. Güzel giyinmişti.

"Ne demek ama ben doktor değilim."

"Nasıl?"

"Bir kaç doktor hastaneye girdi. Adamla çocuğu görünce yanımıza geldiler.

"Geldiğinde kalbi durmuştu. Şimdi nabzı iyi akciğerinde su olabilir"

Doktorlar çocuğa bakarken arkamı dönüp ilerledim ve Emre'nin odasına girdim. Emre'ye olanları anlattım. Lafımı bitirir bitirmez kapıyı birisi tıklatıp içeri girdi. Azz önceki adamdı.

"Ben size adınızı bile soramadım?

Elimi uzattım.

"Ben Başak"

"Bende Egemen. Şey doktor değilim dediniz. Nasıl böyle iyi bir müdahale ettiniz?"

"Şey ben tıp bölümünden mezunum çocuk doktoru olmak istiyorum"

"Sizi alan hastane yaşadı o zaman"

"Aslında ben İstanbul'dan geldim. İstanbul'da ki hastane beni kabul etmedi."

"Umarım sizi kabul edecek başka bir hastane çıkar"

"Umarım"

Adam tekrardan teşşekkür edip odadan çıktı. Emre'nin yanına oturdum.

"Benim sevgilim bugün küçük bir çocuğun hayatını mı kurtarmış?"

"Emre kim olsa yapardı"

"Orda bir sürü kişi yok muydu yani hasta yakınları felan?"

"Vardı."

"Niye onlar yapmadı o zaman?"

Başımı Emre'nin göğsüne koydum. Sonra başımı kaldırıp Emre'ye daha çok yaklaştım. Yüzlerimiz çok yakındı. Kapı şak diye açıldı.










Ya Gökkuşağı Siyaha Aşıksa ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin