Çocuklar ne olduğunu anlamadığı için soran gözlerle bakıyorlardı. "Bakmayın öyle o sikik Ansel proje ödevimi kaybetmiş ama arayıp 'ben hata yapmam, sen getirmemişsin' diyor. O ödev olmazsa sınıfta bırakacak ve yarına kadar yenisinin yapılması imkansız" daha fazla kendini tutamadan hıçkırıklarını serbest bıraktı.
Zayn çok rahat bir tavırla "Öyle bir halt yiyemez. Yaptığı an resim öğretmeniyle temizlik odasında yediği haltları kaydettiğimi ve ortaya çıkaracağımı söylerim. Öğretmenliğine veda etmeyi göze alıyorsa yapsın da görelim" dediğinde ben şok olmuştum. Resim öğretmenimizin evli ve 1 yaşında bebeği olması olayın en iğrenç tarafıydı. İnsanları bir türlü anlayamıyordum böyle iğrençlikleri mideleri nasıl kaldırıyor ve eşlerinin, çocuklarının yüzüne utanmadan nasıl bakabiliyorlardı?
Lydia benim aksime sevinçle gözyaşlarını silip ayağa kalkan Zayn'in boynuna atladı, Zayn'de kollarını beline doladı ama muzipçe gülümseyerek bana göz kırptı. "Bunun için öncelikle beni affetmeniz gerek bayan sümüklü" biz kahkaha atarken Lydia Zayn'in sırtına sertçe vurup tekrar sarıldı.
"Affetmiştim zaten aptal, sensiz yapamayacağımı biliyorsun ama eşşekliğinin cezasını çekmen için biraz sürünmeni istedim"
"Çok üzgünüm, özür dilerim güzelim"
-5 AY SONRA
Havalar tamamen ısınmış, hatta insanlar denize rahatlıkla giriyorlardı. Lydia, Louis ve Zayn ile beraber her gün ders çalışıyor, anlamadıklarımızı birbirimize anlatıyorduk. Liam, Niall ve Harry geçen sene liseyi bitirmiş oldukları için şimdilik babalarının yanında, şirkette çalışıyor diğer yandan da bizim gibi üniversite sınavlarına hazırlanıyorlardı. Çocuklarla tıpkı Zayn ile olduğum gibi yakın arkadaşlık kurmuştum ve hepsiyle iyi anlaşıyordum. Sınava 2 hafta kalmıştı ve her gün heyecanımız ve stresimiz artıyordu. Tek sevindiğimiz kısım öğretmenlerin bize mezuniyet hediyesi olarak adlandırdıkları tatildi. Sınavlardan sonra okula gitmeyecek, sadece mezuniyet balosu için hazırlık yapacak ve büyük ses getirecektik.
Şimdiyse Lydia ve çocuklar Bob amcadan izin koparıp kafa dağıtmak için bara gitmişlerdi, bende yalnız kaldığımda huzur bulduğum sahile inip her zaman ki banka oturmuş denizi izliyor ve geleceği düşünüyordum. Beni düşüncelerimden ayıran telefonumun sesi olduğunda ekrandaki Yaser amcanın ismini gördüm. Hiç zaman kaybetmeden açıp kulağıma götürdüm.
"Yaser amca" cıvıldamam karşısında kıkırtısı daha çok neşelenmemi sağladı.
"Nasılsın güzel kızım?"
"Gayet iyiyim siz nasılsınız?"
"Bizde iyiyiz. Sınavlara çok az kaldı, yardım almadan çalışabiliyor musunuz kolaylıkla?"
"Gayet iyi idare ediyoruz. Takıldığımız yerleri birbirimize sorarak hallediyoruz ya da öğretmenlerimizden yardım alıyoruz. Zayn'e bile tüm konuları ezberlettiğime göre sınavdan düşük almam imkansız" Yaser amca kahkahalarla gülmeye başladığında bende ona katıldım.
"Zayn kaytarmıyor değil mi? Sizi tek başınıza bırakmak hiç içime sinmedi zaten. Başını belaya sokmasından, barlardan kafasını çıkartmamasından korkuyorum. Biraz öncede aradık ama açmadı senin yanında mı?" kırmamam gereken bir pot kırarak "Şuan barda gürültüden dolayı duymuyordur" dedim ve saniyesinde hatamı farkettim ama geç kalmıştım.
"Hey merak etme Lydia ve çocuklar yanında, zaten eskisi gibi çok içmiyor. Bu aralar çok bunaldılar ve biraz kafa dağıtsınlar diye ben gönderdim"
"Tedirginliğimi anlıyorsun değil mi? Zayn bir kez o yerlerde uyuşturucu bataklığına çekildi ve alkolik oldu. Alkolden çok fazla nefret ettiğim halde oğlumun kullanması beni fazlasıyla üzüyor ve tekrardan o kötü zamanların tekrar yaşanmasını istemiyorum"
Göğsüme saplanan acıyla gözümden yaşlar süzülmeye başladı. Yaser amcaya ağladığımı farkettirmemeye çalışsam da Zayn'in hastanedeki o halleri, geçirdiği yoksunluk krizleri gözümde tekrar canlandığında kendime engel olamıyordum.
"İnan bana Zayn'i o halde tekrar görmek yerine ölmeyi tercih ederim Yaser amca. Bu yüzden bana güvenin o kötü günleri bir daha asla yaşamayacağız, söz veriyorum" kötü düşüncelerden sıyrılmak ve Yaser amcayı rahatlatmak için tekrar cıvıldamaya çalışarak konuyu değiştirdim.
"Hem mezuniyetten sonra sizinle beraber gelmek istiyorum ve koca tatili orada geçirmeyi düşünüyorum. Zayn'i ikna etmek için tüm sevimliliğimi kullanacağım"
"Ah güzel kızım beni çok mutlu ettin. Trisha ve kızlarda bu habere çok sevinecekler, hatta sana ikna konusunda büyük destek vereceklerdir eminim" sevinci sesine yansıdığında kendimi alkışlamak istedim ama insanların deli olduğumu düşünmemesi için bu fikirden vazgeçtim.
Saat geç olmaya başladığında eve gelip üzerimi değiştirdim. Mari teyzeler evde tek kalmamı istemese de onları ikna edip evden göndermiştim. Zaten yeterince onlara yük olduğumu hissediyordum, birde başbaşa yemek yeme planlarını bozmak istemedim. Tek kalmamı fırsat bilerek kitabımı alıp salondaki cam kenarına konulmuş tekli koltuklardan birine yerleştim. Kaç saat kitap okudum ya da hangi ara uykuya daldım bilmiyorum. Tek hatırladığım bir çift kolun beni kucaklayarak yatağıma taşıması ve alnıma öpücük bırakmasıydı. Sabah uyandığımda Lydia'nın aşağıdan bağırma sesleri geliyordu. Son günlerde bana olan tavrı da değişmiş, aramıza duvarlar örmüş olması aşağıdaki bağırışların sebebinin ben olduğunu düşündürüyordu. Ses yapmadan merdivenlerin başına gelip dinlemeye başladım. Bunun çok yanlış olduğunu biliyordum ama benimle ilgili olma ihtimali yüksek olduğundan dinlememin sakıncası olmamalıydı.
"O söylemese Zayn bilemezdi anlamıyor musunuz? Size bile söylememiştim Zayn'e olan aşkımı, sadece Betty biliyordu. Zayn'i onun yüzünden kaybediyorum. İstemiyorum artık onu hayatımda, bu evden Betty gitmezse ben giderim tercih sizin baba" duyduklarım karşısında uyuşmuş kalmıştım. Ne ağlayabiliyordum ne de adım atabiliyordum. Dakikalar sonra merdivenlere yaklaşan adım sesleriyle kendime gelip hızla odaya girdim, telefonumu alarak kendimi banyoya attım. Zayn'i aramam her şeyi daha kötü yapardı onu arayamazdım bu yüzden Liam'ı arayarak telefonu kulağıma götürdüm.
Uykulu sesiyle "Günaydın güzelim" diyerek telefonu açtı.
"Liam biran önce gelip beni buradan alır mısın?" şokun etkisinden çıkmaya başladığım için sesim titriyordu. "Sen iyi misin? Neler oluyor?"
"İyiyim sadece beni gelip buradan uzaklaştır. Soran olursa yalnız kalıp birlikte zaman geçireceğimizi söyle"
"Tamam ben hazırlanıp hemen seni almaya geliyorum sevgilim" telefonu kapattığımda gözyaşlarım bu kez kardeşim olarak gördüğüm çocukluk arkadaşımın benim için söylediği kelimeler ve düşünceler için akmaya başlamıştı. Olabildiğince hızlı hazırlanıp cebime telefonumu ve bir miktar parayı sıkıştırdım. Yüzümü yıkayıp bir şeyden haberim yokmuş gibi davranarak aşağı indiğimde Liam gelmiş ve izin almıştı.