Zayn her zaman rüyalardan ve kabuslardan etkilenen bir insan olmuştur ama bu kadar kötü hissettiren şeyler daha önce görmemişti.
Ellerimle yüzünü avuçlarımın içine hapsettiğimde gözlerinin dolduğunu gördüm ve gözlerimin dolmasına engel olamadım. "Lydia sadece kırgın ama affedeceğini biliyorum. Hadi ama egosu kıçından büyük Malik cazibene çok fazla dayanamayacağını biliyorsun" ortamdaki kasvetli havayı gülüşlerimizle dağıttığımızda Zayn'in çalan telefonu bizi böldü. Trisha'nın aradığını gördüğümde sevinçle elinden alıp ben açtım.
"Zayn oğlum"
"Ah hayır bayan ben unutmuş olduğunuz manevi kızınız Betty umarım hatırlamışsınızdır yoksa çok derin acılar yaşayacağım" Zayn ve Liam kenarda kıkırdarken Trisha'nın da arkasından kızların gülüşlerini duydum.
"Betty tatlım unutur muyum seni hiç? Nasılsın güzelim bizim oğlan iyi bakıyor mu sana?"
"Çok iyiyim ve gayet iyi bakıyor merak etme ama sizi çok özledim, neden gittiniz ki?"
"Bizde seni çok özledik, özellikle Yaser amcan seni orada bıraktığımız için hala kendine kızıyor" sesini kalınlaştırarak "Betty'i Zayn'e emanet etmek aptallıktı Trisha, en kısa zamanda buraya getirelim" diyerek Yaser amcanın taklidini yaptı. Telefon hoparlördeydi ve Zayn bu taklitten sonra gözlerini devirdi.
"Merak etmesin ben gayet iyiyim ve Zayn bana çikolata almasa da iyi bakıyor" Zayn gözleriyle bana 'ciddi misin?' der gibi baktığında gülümsedim.
Kızlarla ve Trishayla güzel bir sohbetten sonra telefonu Zayn'e verdim. O sırada Lydia ve çocuklar geldiği için kapıya doğru baktık. Lydia çamurlarda tepinmiş, deli gibi eğlenmiş çocuklar gibi görünse de sinirli olduğu her halinden belli oluyordu.
"Gel aşkım yukarı çıkalım, sen duş alırken bende sana giyecek bir şeyler ayarlayayım" diyerek onu yukarı çıkardım. O duşa girip temizlenirken bende giyinmesi için çamaşırlarını hazırlayıp yatağının kenarına bıraktım ve beklemek için yatağıma uzanıp gözlerimi kapattım. Yarım saatin sonunda banyodan çıktığında Tanrıya şükürler ediyordum. Neyse ki giyeceklerini ben seçtiğim ve hazırladığım için beş dakikada giyinme işini bitirdi. Tarağını alıp yatağa bağdaş kurarak oturdu.
"Sen neden inmedin aşağıya?" söyleyeceklerini hiç uzatmayı sevmediğim için konuya hemen girmeyi tercih ettim.
"Zayn'in zaman zaman kabuslar gördüğünü ve bunlardan etkilendiğini biliyorsun. Bu aralar yine kabuslar görüyormuş ve tüm bu saçmalıkları onun yüzündenmiş. Liamla da evde tartışmışlar. Siz gidince konuştuk biraz ve çok fazla üzgün. Biliyorum sana söyledikleri yüzünden çok kır-" lafımı "Üzgün ve pişman olduğunu biliyorum zaten. Affettiğimi söyleyeceğim ama biraz daha sürünsün istiyorum çünkü söylediği çok ağırdı" diyerek böldü. Ne zaman saçlarını taradığını anlamasam da dökülen saçlarını toplayıp çöp kutusuna attı, tarağını çekmeceye bıraktı.
"Hadi önden in bende geliyorum birazdan" başımı sallayarak odadan ayrıldım. Önden inip tabağında 3 tane sandwich olan Niall'ın yanına oturdum ve 1 tanesini elime alıp ısırdım. Bana kaşlarını çatsa da korkunç görünmek yerine komik olduğu için dil çıkardım ve ondan daha iyi yapabileceğimden emin olarak kaşlarımı çattım.
"Komik suratlı Horan o kaşlarını düzeltmezsen hemen sana öğle yemeği olarak pizza yapmaktan vazgeçeceğim" sol kolunu omzuma atarak yanağıma öpücük kondurdu. "Şaka yapıyordum istersen diğerini de Betty"
"Ne!!!!" herkes aynı anda bağırmasaydı kulaklarımın durumu daha iyi olabilirdi.
"Sen ciddi misin, yemeğini bize bile vermezdin şimdi Betty'e sandwich'ini veriyorsun! Başına darbe falan mı aldın?" Harry Niall'ın başını kontrol ettiğinde neden bu kadar abarttıklarını anlamaya çalıştım ama her zamanki gibi bir sonuca varamadım.
"Kes zevzekliği Harry! Tanrım sen onun ne kadar güzel yemekler hazırlayabileceğini tahmin edebiliyor musun? Siz sadece yemeklerime saldırıyorsunuz ama bana tek bir lokma getirip vermiyorsunuz tabii ki sizinle değil onunla yemeğimi paylaşırım"
"Siz beni böyle şımartırsanız tepenize çıkarım bilmiş olun. Ve güzel yemekler yapma konusunda anneme çektiğim için iddialıyımdır" Liam gülümseyerek gözlerini gözlerime kilitlediğinde hissettiği tüm o duyguları yüzünden rahatlıkla okuyabiliyordum.
"Bence yemek konusunda da çok bir şey beklemesinler derim, çünkü yaptığın yemekleri yediklerinde her gün kapıya dayanacaklardır" gülümseyerek başımı Niall'ın omzuna yasladım.
Karnımız acıktığında mutfağa gidip Niall'a pizza bize de yemek hazırlamaya hazırlanıyorken Zayn gelip bana engel oldu. "İçerideki herifleri doyuracak kadar yemek yapamazsın" dolaptan pizza siparişi için kartı aldı "Dışarıdan söyleriz hiç kendini yorma" itiraz etmek yerine sunulan teklifi kabullendim. Zayn de kartı alarak mutfaktan ayrıldı. İçerideki çocukların baş ağrıtıcı konuşmalarına alışamadığım için biraz mutfakta oturmaya karar verdim Sandalye çekip oturdum, ellerimi birbirine kenetleyerek içeride dönen muhabbeti dinlemeye başladım. Yaklaşan ayak seslerini farketmediğim için yanağıma değen dudaklarla irkildim.
"Korkma benim. Burada tek başına niye oturuyorsun, bir şey mi oldu?" Liam çaprazıma oturup ellerimi ellerinin arasına aldığında gülümseyerek başımı iki yana salladım.
"Bir şey olmadı sadece çocukların gürültülerine alışamadığım için başım ağrıdı, bende biraz kafa dinlemek için buraya kaçtım" söylediklerime keyifle gülerken Liam'ın telefonu ve kapı aynı anda çaldı. Niall'ın hemen ardından 'ben bakarıııııııım' bağırışı duyuldu. Liam özür dileyerek telefonu açmadan mutfaktan ayrıldı. Kimin aradığını ve neden yanımda açmadığını merak etsem de sormak istemedim. Onun mutfağa tekrar dönmesini beklemek yerine bende kalkıp salona geçtim. Hepsinin çoktan yemeye başladıkları pizzadan bir dilim alarak Zayn'in kolunun altına sokuldum.
"Çocuklar sizce de bir eksiklik yok mu burada? Mesela Lydia gibi. Bana geliyorum dedi ama hala inmedi" dememin ardından merdivenlerden ayaklarını yere vurarak ve homurdanarak Lydia indi.
"O proje ödevini götüne sokacağım o herifin. Tanrı şahidim olsun okulu bitirdiğimde adam tutup komalık olana kadar dövdürecek, kemiklerini kırdıracağım!!!!" tekli koltuğa oturduğunda ağlamaya başlamıştı. Bahsettiği ödev 1 ay boyunca uğraşıp zor bela bitirdiği proje ödeviydi ve onun kaybolması demek notları yüksek bile olsa o dersten kalması demekti.