YeniDoğan

2.2K 137 21
                                    

Hiçbirşeyi algılayamıyordum. Beynimin içinde sadece ben vardım. Kendimle, sadece kendimle konuşuyordum. Hiçliğin içindeydim. Vücudum buz gibiydi, hiçbirşeyi hissedemiyordum. Kalp atışlarımın iyice yavaşlamaya başladığını fark ettim. Vücudum gittikçe daha da soğuyordu. Korkuyordum.

Jungkook... Jungkook nerede? Jungkooku hatırlamamla birlikte içinde olduğum karanlık berrak bir havaya bulandı, şu ana dek yaşadıklarımız sanki film gibi gözlerimin önündeydi. Tuhaf olan ise benim 1 saniyesini dahi hatırlamadığım anıları görüyordum.

Okulda Arkadaşlarımla konuşurken, koridorda yürürken, eve giderken, evde ders çalışırken, telefonla uğraşırken Jungkookun beni yüzünde çok tatlı bi gülümsemeyle izlediği anları gördüm. Ama bu anların hiçbirinde ben onu görmemiştim. Çünkü güçleri sayesinde kendisini benden saklayabilmişti.

Bir gün okulda yaşadığım büyük kavga geldi gözümün önüne, gerçekten çok feci yaralanmıştım. Ayakta durmaya dahi takatim yoktu. O zamanı hatırlıyorum, bi çocuk beni almıştı ve eve getirmişti. Odama girip uyuduğumu hatırlıyorum. O anıda Jungkook başımda yaralarıma dokunarak onları iyileştiriyordu. Demek ki bu yüzden di sabahında ağrı sızı hissetmeden kalkmam.

Onunla yaşadığım her anıyı her anı gördükçe kalp atışlarım hızlanıyor ve vücudumun ısısı yükseliyordu. Kalp atışlarım iyice hızlanmaya başladı, vücudum cayır cayır yanıyordu. Sonra ardından bi soğukluk çöktü vücuduma. Vücuduma oksijen gitmiyordu. Kalp atışlarım durmuştu. Hiçbir acı sızı hissetmiyordum. Korkuyordum, Jungkook... Jungkooku istiyordum.

"Tae?! TAE!!"

Jungkookun seslenişilyle vücuduma derin bi nefes çekerek kendime geldim. Gözlerim... gözlerim görmüyordu, her yer bulanık gibiydi. Bi süre gözlerimi kapalı tuttum. Jungkook telaşla bana sesleniyordu.

"Tae!! Tae kendine geldin mi!? Tae nasıl hissediyorsun!!"

En sonundq gözlerimi açabildim Jungkook karşımda gözleri kızarmış bi halde bana bakıyordu. Yattığım yerden doğruldum hemen Jungkook belimden tuttu.

"Sevgilim TaeTaem.. Tanrım şükürler olsun..."

Gözlerinden boncuk misali yaşlar dökülüyordu. Elimle gözlerini sildim küçük birer öpücük kondurdum.

"Jungkook... Ağlama... bak burdayım işte.."

Ne olduğunu bilmiyordum ama kendimi iyi hissediyordum. Tek tuhaf olan şey karnımın gerçekten aç olmasıydı, bi şeyler yemeliyim.

"Tae çok korktum... benim yüzümden sana bir şey olacak diye çok korktum..."

Sıkıca Jungkooka sarıldım ve saçlarından ve yanaklarından öptüm.

"Jungkook.. korkma burdayım hiçbirşey olmadı bana.. ama tam olarak ne oldu ben onu anlayamadım..."

"Vücudunda ki kan ile vampir kanının içindeki "tüm" dna lar uyuşmadı ve bu yüzden vücudun kendini kitledi. Tam 17 gündür uyuyorsun. Kalp atışların o kadar düzensizdi ki her an bi şey olucak diye korkuyordum ama çok şükür ki uyandın Meleğim.."

Jungkook bana öyle bir sarılıyordu ki kemiklerim kırılacaktı nerdeyse.

"Sevgilim.. şu an ki halimi gerçekten merak ediyorum gözlerim dişlerim ne durumda."

Oturduğum yerden kalktım ve aynaya doğru yürüdüm. Tenim önceki halinden daha soğuk soluk bir beyazdı ama gözlerim öncekiyle aynı hale gelmişti kırmızılıktan eser kalmamıştı. Dişlerim... sivriydi. Ama ilk bakışta normal bir insandan farkım yoktu. Sanırım zorluk çekmeyecektim. Karnım aşırı açtı, buzdolabına doğru ilerledim.

En sevdiğim tavuklu ramen vardı. Hemen suyunu falan kaynattım, sanırım bozuktu kokusu çok itici geliyordu, ama son kullanma tarihinde daha 1 sene gözüküyordu, neyse tadından anlarım.

Ramenimi önümde aldım yemeye başladım. Sanırım bu pakette bişi var, lezzettli değildi.
Tabağın yarısına gelmiştim ki feci bi mide bulantısıyla lavaboya koştum, yediğim herşeyi çıkarmıştım. Uzun süredir yemek yemiyordum ondan olmalı.

"Tae iyi misin! Ne oldu birden?"

"B-ben acıkmıştım ve rameni pişirdim, bozuktu galiba mideme dokundu..."

"Ah TaeTaem, öyle düşündüğün gibi değil.."

Anlamsız gözlerle Jungkooka bakıyordum.

"N-nasıl yani..?"

"Sen artık nesin?"

"V-v-vampir..?"

"Evet güzelim aynen öyle.. ama yarı insan yarı vampir.. benim gibi.."

"P-peki bu n-ne demek oluyor?"

"Yani bu demek ki vücudunun kana ihtiyacı var."

Kan mı. Ne?

"K-k-kan mı? Yemek yok mu yani?"

"Belirli yiyecekler.. şeker, gliserin, protein gibi yiyeceklerden uzak durmalısın vücudun Bunları kabul etmeyecektir. Ve en gereklisi besin ihtiyacının %80'ini kan karşılayacak. 1 litre kan seni normalde 2 aya yakın götürücek ama şu an "yenidoğan" dediğimiz kısımda olduğun için birazcık daha fazla ihtiyaç duyabilirsin."

Peki ben bu kanı nerden bulucam?"

"P-peki kanı nerden bulucaz..? Ve istediğimi pek sanmıyorum.."

Jungkook eline aldığı ucu sivri olan kesiciyi boynuna doğru götürdü ve ordan bir delik açtı. Kan akıyordu. Kanı görmemle birlikte bütün vücuduma yayılan açlık hissi kendini göstermeye başladı.

"Gel güzelim..."

Hipnoz olmuş bir şekilde Jungkooka yaklaştım. Jungkook koltuğa oturdu ve kucağıma otur dercesine işaret yaptı. Kucağına oturdum.

"N-ne yapmalıyım.."

"Yala ve em.."

Kendime hakim olamıyordum, kokusu görünüşü anlamadığım bir şekilde kendine çekiyordu. Dilimi tereddütle oraya sürttüm ve kanın tadı ağzımda yayıldı. Tadı hissetmemle dişlerimi dahada sivriltip Jungkookun boynuna istemdışı bir şekilde geçirdim.

"A-ah Tae!!"

Bu bölümde böyleydiii umarım beğenmişsinizdirrr😊😊😊 gittikçe sanki daha iyi yazıyorum ne dersiniz🙈Umarım aksiyonlu heycanlı okunası bir bölüm olmuştur, yorumlarınızı isteklerinizi önerilerinizi lütfen eksik etmeyin😊 ve beğendiyseniz lütfen oy ...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Bu bölümde böyleydiii umarım beğenmişsinizdirrr😊😊😊 gittikçe sanki daha iyi yazıyorum ne dersiniz🙈
Umarım aksiyonlu heycanlı okunası bir bölüm olmuştur, yorumlarınızı isteklerinizi önerilerinizi lütfen eksik etmeyin😊 ve beğendiyseniz lütfen oy vermeyi unutmayın, Destekleriniz için çok teşekkür ederimmmm❤️❤️❤️❤️

{𝔅𝔩𝔬𝔬𝔡 𝔗𝔥𝔦𝔫𝔤𝔰} 𝔗𝔞𝔢K𝔬𝔬k Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin