Bileklerimden akan sıcak sıvıyı hissedebiliyordum.
Jungkook beni tuttu ve o güzel yüzünü ellerimle sevdim. Yüzüne doyasıya bakmak istedim, ama ne kadar bakarsam bakayım doyamıyordum. Parmaklarımın ucuyla Jungkookun kirpiklerini seviyordum. Sonra... parmaklarımın ucundaki hissiyatsızlığı hissettim ve kolumu kaldırmak bana çok büyük bir yükmüş gibi gelmişti.
"Se.. seni çok seviyo.. rum Jungkook.."
Kolum yere düştü ve.... Jungkookun yüzünü sonsuzluğuma kazıdım. ______________________________
Jungkook
"TAEHYUNG!!"
Hayır hayır bu olamaz! Ne yapmalıyım ne yapmalıyım! Taehyung gidemez.. Taehyungu kaybedemem!
"Şerefsiz adi pislik herif! Hepsi senin yüzünden oldu, hepsi! "
"Sen benden habersiz işler çevirmeseydin bunların hiçbiri olmuycaktı."
"Ne yani? Taehyungu öyle bıraksamıydım? Ölse miydi bunu mu istiyorsun!"
"Jungkook saçmalama ve ne olursa olsun ben senin abinim"
"Abimsin ha öyle mi? Sen benim abimsin? Abi dediğin bunu yapar mı?!"
"Jungkook bak-"
"Sen benim abim değilsin, aynı babadan olmamız bir şey ifade etmiyor, Sen benden değilsin!!"
"Jungkook kendine gel! Taehyung benim kanımı taşıdığı halde hem sana bana itaat ediyor, bunun anlamını bilmiyor musun?"
"Kapa çeneni! Taehyung ölüyor Jimin, o ölüyor! Ne yapıcam!"
Gözlerim doğru düzgün göremiyordu bile, her tarafı puslu görüyordum. Taehyung ellerimde haraketsizce yatıyordu. Dünyam yaşanılmaz hale geliyordu. Dibe vurmuştum.
"Jungkook.."
"Jimin ne olur yardım et lütfen... Ben onsuz yaşayamam Jimin ne olur... Ne yapıcam bilmiyorum deliricem.."
Hıçkırıklarımın arkası kesilmiyordu. Çaresiz çırpınışlarım ve Taehyungun hali beni iyice mahvediyordu. Ne olur Tae lütfen... lütfen benimle kal beni yalnız bırakma sevgilim lütfen...
"Jungkook lütfen bana kızma ama, Tae için tek çaremiz bu"
"Ne demeye çalışı—"
Jimin dişlerini boynuma geçirdi. Bir kaç saniye hareketsiz kaldım.
"Jimin sen ne.. ne yaptın?"
"Kanımda ki panzehiri.. sana enjekte ettim."
"A-ama"
"Merak etme dna geçmedi, vücudunda sadece panzehir var, kanım değil.."
Şok olmuş bir şekilde yüzüne bakıyordum.
"Bunu.. neden yaptın?"
Belli belirsiz bi gülümsemeyle karşılık verdi.
"Seni hayatımda hiç bu kadar çıkmazda görmemiştim, gözlerinden okunuyor ona karşı olan sevgin.."
"Jimin ben ne.. ne diyeceğimi bilemiyorum.."
"Bişey deme ve onu kurtar... bi an önce."
Ağlamaktan kızarmış gözlerimle ona baktım.
"Teşekkür ederim.."
"Biz kardeşiz Jungkook, bunu aklından çıkarma.."
Saçımı okşadı ve arkasını dönüp gitti. Peşinden bir kaç saniye bakakaldım.
Daha sonra hemen Tae ye döndüm ve tişörtünün boyun kısmını yırttım.
"İyileşeceksin Sevgilim.."
Sivri dişlerimi o güzel boynuna geçirdim. Ve panzehiri vücuduna enjekte etmeye başladım. Vücudum halsiz düşmüştü, vücudumda ki kanın çoğunu Tae ye enjekte etmiştim ve onu odamıza çıkarmıştım. Bir saniye bile başından ayrılmamıştım.
Ten rengi hala olması gerekenden daha soluktu.
Acaba.. simgemi almış mıydı?
Kafasını nazikçe sol tarafa yatırdım ve ensesine baktım. Jeon Simgem.. ortaya çıkmıştı. İçimdeki sevinç tekrar ortaya çıktı ve Tae'nin yüzüne saatlerce baktım. Çok güzeldi. Her bir hattı, özellikle dudakları... Oraya bir sürü öpücük kondurdum.
"İyi olucaksın Sevgilim... güven bana.."
Taehyung tuttuğum eliyle elimi hafifçe sıkmıştı.
"Tae?!"
Tae kendine geliyordu. Sayıklıyordu. Daha net duyabilmek için yaklaştım. Dudakları dudaklarıma değecek kadar yakındım.
"Yo.. yon..gi.."
Bir dakika.
Yoongi.. mi?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sizce Taehyungun Yoongi ile ne gibi bir ilişkisi var?
Bölümü beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın!! (Fotoğrafa düşen kaç kişiyiz?)