Ayrılık vakti

1.4K 99 2
                                    

Önceki Bölüm:

Adam Jungkook'a savurduğu darbeyle duvara yapıştırdı ve yumruklarını sayamıyordum, ne yapacağımı bilemiyordum... Ama Jungkook hareket etmiyor? Yoksa.. Hayır!!

"Jungkook!!"
_____________________________
Jungkooka seslenmemle Adam bana doğru döndü ve vurmayı kesti. Jungkook baygın halde yere yığıldı. Koşarak yanına gittim, her tarafı kan içindeydi.

"Jungkook! Jungkook! Aç gözlerini Jungkook ne olur lütfen!"

Ağlamaktan gözlerim puslu görüyordu, Jungkookun yüzünü tam göremiyordum, gözümden düşen yaşın ardından eksilmeksizin bi tane daha düşüyordu.

"Jungkook... Ne olur aç gözlerini..."

"Buda ne böyle?"

"Kapa... Kapa çeneni!"

"Sizin aranızda ne gibi bir ilişki var?"

"Bu seni asla ilgilendirmez!!"

"Wov sakin ol "

Vücudum, her bir yanım acıyordu, Jungkooku böyle görmek beni... beni mahvediyordu.

"Jungkooku iyileştirmek istiyor musun?"

"Bu da soru mu?"

"Onu iyileştirebilirsin.."

"Nasıl?"

Adam eliyle Jungkookun yaralanmış koluna dokundu ve yaranın iyileşmesini sağladı. Ama bu.. nasıl olabilirdi ki?

"İşte böyle.."

"E t-tamam hadi iyileştir onu"

"Şartsız olacağını mı sandın?"

"Adi herif..."

"Benimle geleceksin"

"Sebep?"

"Efendinim, bilmiyor musun?"

"Sen benim efendim falan değilsin!"

"Vücudunda kimin kanını taşıdığını sanıyorusun?

"N-ne demek bu?"

"Hiçbişeyden haberin yok... özet geçeyim. Senin vücudun Jeon kanına karşı bir tepkime gösterdi ve vücudun kendini kitledi, bu kilit de Park kanıyla çözümlendi, kavrayabildin mi?"

"A-ama hala jeon simgesini taşıyo-"

"Tekrar bak istersen"

Eline aldığı bi aynayla karşıda olan aynaya yansıttı ve ensem gözüküyordu... Boynumda ki soğukluğun sebebini ve Jungkookun bahsetmek istemeyişini şimdi anlıyorum.

"Senin kanını taşıyor olmam ne gibi fark yaratabilir ki? Ben kimin yanında olmak istiyorsam onun yanında olurum!"

"Zor kullandırtma..."

"Ne olur? Öldürür müsün!! Gelmiyorum!"

Gözlerinin buz rengi daha da ruhsuz bir renge büründe ve bütün vücudumu hareketsiz hale getirdi.

"Sana istediğimi yapabilirim"

"T-tamam J-Jungkooku iyileştir artık..."

"İyi çocuk..."

"Şerefsiz..."

Elini Jungkookun alnına koydu ve bütün vücudunun kendine gelmesini sağladı. Yüzünde ki siyah şey yavaş yavaş kaybolmaya başladı, rengi yerine geldi ve düzenli nefes almaya başladı.

"Hadi, gidiyoruz"

"Hemen mi?"

"İşimiz var senle"

"Hemen gitmesek olmaz mı, önce bi kendine gels—"

"Çok konuşma ve yürü"

Jungkooka belli bi süre baktım ve gitmeden önce koskocaman sarıldım, dudağına çok uzun olmayan çok da kısa olmayan bi öpücük kondurdum, kokusunu içime çektim ve göz yaşlarımı özgürlüğüne kavuşturdum.

"Seni çok seviyorum, Sevgilim"



Bölüm hoşunuza gittiyse oy vermeyi ve fikirlerinizi paylaşmayı unutmayın! Okuduğunuz için teşekkürler🥰❤️❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm hoşunuza gittiyse oy vermeyi ve fikirlerinizi paylaşmayı unutmayın! Okuduğunuz için teşekkürler🥰❤️❤️

{𝔅𝔩𝔬𝔬𝔡 𝔗𝔥𝔦𝔫𝔤𝔰} 𝔗𝔞𝔢K𝔬𝔬k Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin