"Alara! Uyan kızım, ilk günden geç kalacaksın!"
Cümlenin başında koridordan gelen annemin sesi cümlenin sonunda odamın kapı sesiyle birlikte içeri girdi arkasından da annem.
Kapıyı kapatıp yatağıma oturdu. Başımı okşayarak bir daha seslendi.
"Güzel kızım hadi kalk bakalım sabah oldu. Hem sen yine mi alarm kurmayı unuttun?"
"Yine mi derken? Ben ne zaman unuttum anne?"
"Her sene okul başladığında ilk iki ay alarm kurmayı öğretmeye çalışıyorum ya kızım sana."
"Doğru" dedim gülerek.
" Tamam, yeter bu kadar çene kalk bakalım. Dün akşam Oğuzla konuştum birlikte gidip gelmeniz için. Kabul etti o da, gelir yarım saate seni almaya. Acele et!" dedi odadan çıkarken. Ne olduğunu anlayamadan bakakaldım.Kalkıp yatağımı topladım. Banyoma gidip duş aldım ardından dişlerimi fırçaladım. Giyinme odamda siyah, omuzları düşük bir bluz ve altına yine siyah dize kadar pileli bir etek giydim.
Altına beyaz converse giydim ve odadan çıktım. Saçımı taradıktan sonra el kremimi sürüp akşamdan ayarladığım küçük sırt çantasını alıp odamdan çıktım ve aşağıdaki kahvaltı masasına oturdum.Çok geçmeden kapı çaldı ve Oğuz geldi. İçeri geçti.
"Oğuzcuğum gel sen de atıştır bir şeyler." dedi annem.
"Sağol Ayla abla yeni yedim."
"Peki, sen bilirsin oğlum."
"Anne eline sağlık çok güzel olmuş her şey, hadi biz çıkalım Oğuz." dedim ve çantamı kapıp kapıya yöneldim.
Oğuz da geldi arkamdan ve çıktık. Annem yine seslendi "İyi dersler çocuklar."Biraz yürüdükten sonra okul bahçesine girdik. Bir sürü insanı görünce hafif panikledim.
"Heyecanlı mısın sen biraz?" dedi Oğuz.
"Hayır, nereden çıkardın bunu!" dedim biraz kızarak.
"Tamam, sakin ol. İstersen elimi tutabilirsin, rahatlarsın belki biraz." dedi sırıtarak.
Sertçe koluna vurdum. Bakışlarımdan kızdığımı anlamış olacak ki ciddi olup "Peki, sustum." dedi.Biraz ileride bizimkileri gördük ve onların yanına gittik. Sadece bizimkiler değil yanlarında tanımadığım birkaç erkek vardı. Oğuzun söylediğine göre takımdan arkadaşlarıymış.
"Hoş geldiniz. Sizi bekliyorduk bizde." dedi Brooke.
"Merhaba, sen şu yeni kız olmalısın biraz önce bahsettiler senden. Ben Zach." diyerek elini uzattı bana. El şıkıştıktan sonra diğeri de elini uzatarak kendini tanıttı "Ben de Lucas" dedi. Onunla da el sıkıştıktan sonra "Memnun oldum." dedim tebessümle.Rebecca "5 dakikaya ders başlayacak, dağılsak iyi olur" dedi.
Brooke "sen de hemen boz ortamı, insanlar iki kelime söyleyemedi daha, neyse o zaman" dedi ve ekledi "teneffüsler kısa olduğu için buluşmamız pek mümkün değil o yüzden öğle arasında klüp derslerinden hemen önce buluşsak daha iyi olur, ne dersiniz?"
"Tamamdır" dedi Lucas ve Ashley.
"Bana uyar" dedi Oğuz.
"Bana da" dedi Chris, Zach ve ben.
"Hiç farketmez" dedi en son Rebecca.
"Güzel o zaman öğle arasında görüşürüz çocuklar" dedi Brooke. Ardından binalara ve sınıflara dağıldık.Sözel sınıfların olduğu binaya yöneldiğimde Zach' in de arkamdan geldiğini gördüm. O da beni farketti ve koşar adımlarla yanıma geldi.
"Hey, ilk dersin ne?"
"İngilizce, senin?"
"Tarih..." dedi Zach.Binaya girene kadar konuşmadık. Farklı yönlere gideceğimiz sırada bana dönerek;
"Hangi öğretmenin dersine giriyorsun?" dedi.
"Bir saniye ders programıma bakmam gerek... İşte burada, evet. Hımm... Bayan Connor."
"Çok şanslısın, o çok iyi bir öğretmen. Geçen sene dersime o giriyordu. Şimdiyse Bay William."
"Asık suratından anlamam gereken onun eğlenceli bir öğretmen olmadığı herhalde."
"Evet, çok doğru" dedi gülerek. Ardından bende güldüm.
Saatime baktım "Üzgünüm gitmem gerek sonra görüşürüz ve sen de acele etsen iyi olur." dedim.
"Görüşürüz" dedi ve sınıfa gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bileklik
Teen FictionEski arkadaşlar yıllar sonra karşılaşır ve düşünüldüğü gibi hiçbir şey eskisi gibi kalmamıştır... Bu hikayeyi baş karakterden dinleyeceksiniz. Bazen bir günlük olacak bazen de bir hikaye. [kısa hikaye] Keyifli okumalar. - Elif ☀