0.0

495 18 6
                                    

( Y/N = sizsiniz. )

Sabah gözlerimi güzel bir dönem ve güzel bir gün için açmıştım. Yatağımdan kalmadan telefonu alarak saata göz atmıştım. Ama ne yazık ki yine geç kaldığıma bir kez daha emin olmuştum hemde ilk dönemin , ilk gününde .
Hızla  yatağımdan kalkarak tuvalete girmiştim . Tuvalet'ten hızla çıkarak yeniden odama geri dönmüş ve elbisemi geyinmeye başlamıştım. Okul elbiselerimi geydikten sonra hızla aşağı inmiştim. Ama ne yazık ki tüm evlerdeki gibi beni kahvaltıyla bekleyen bir annem ve babam yada kardeşim yoktu  ,  artık alışmıştım.

Ben bunları düşünürken o kadar hızlı koşuyordum ki okul geldiğimi bile hissedememiştim. O hızla hemen okuluma girip hızla sınıfıma doğru yol alışmıştım.
O kadar hızlıydım ki kalp atışlarımı dışarıdaki başka biride duyabilirdi .

Ama arkamdan gelen hızlı nefes sesleriyle biraz afallamış ve arkamı dönmüştüm.
Döndüğümde ise arkamda kimseyi görememiş geri önüme dönerek kafamı hızlı bir şekilde sallamıştım. Kendi kendime konuşmak benim için artık alışkanlık haline gelmiş durumdaydı  ve bu durumda bile kendi kendime konuşmaya başlamıştım .

" O sesde nerden geldi acaba ?
Belkide bana öyle gelmiştir yadaa...... ( kafamı yukarı doğru kaldırarak ).   beni yukarıdan çağırıyolar . "

Aniden arkamda bir kıkırdama sesi duymuştum.
Kesin benim bir sorunum vardı.

Sonradan sınıfın kapısının önünde durduğum ve hala içeri girmediğim aklıma geldi ve sınıfın kapısını sesli bir şekilde çalarak tüm seslerin kapıya odaklanmasını sağlamıştım.
Sonrada sınıfa doğru yol alışmıştım.

" Y/N niye bu kadar geç kaldın ? "

" Uyuya kaldım hocam . "

" Bu seferlik tamam ama bir daha olmasın. Şimdi yerine geç . "

Direk cam kenarındaki en arka sıraya geçip oturmuştum.
Ben okulumda sessiz hiç bir zaman göze çarpmayan bir kızdım ve hiç umursanmaz çoğunlukla ezilirdim ama herşekilde cevap vermeye çalışırdım. Arkadaşım Yoona'da bana herzaman destek çıkardı. Herne kadar sınıfın sessizi olsamda Yoona hiç öyle biri değildi aksine sınıfın delisiydi ve kim ona sataşsa korkmadan cevap verirdi...

Ne kadar çalışkan olsamda bugün boş geçicek diye sıramdan hiç kalkmayarak gözlerimi uykuya kapatmıştım .

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sonunda bir gün daha bitmişti . O kadar çok yorulmuştum ki  akşam dahi uyuyamayacağımı anlamıştım .
Biraz yürüdükten sonra eve gelmiştim .

Ben aslınsa bir hayalet yazardım kendi kurgularımla birşeyler yazardım . Medya üzerinden yazdığım için hiç okunmayacağını düşünsenizde yanılıyorsunuz. Şu ana kadar yazdığım herşey çok fazla okunmuştur. Hatta beni bulmaya çalışan kitap şirketleri var .
Nedeni ise kazanacakları paralar ama ben para için yazmıyordum. Ben umutsuz insanların içinde umut kırıntıları bırakmak için yazıyordum. Ben aşka inanmayan insanların , en duygulu şekilde aşka inanmaları için yazıyordum. Ben hiçbir zaman karşılık veya ödülle ilgilenmezdim . Zaten benim için en büyük ödül mutlu etmekdi .
Ben mutlu olmasamda başkaların mutlu olması benim için herşeye bedeldir.

Hemen evime girip yukarı çıkıp üstümü değiştirmek için odaya geçmiştim.

Üstümü geyindikten sonra hemen elime telefonu almış ve yeni bir kitap yazmak için bir kurgu bulmaya çalışıyodum. Ama ne kadar denesemde aklıma hiç bir şekilde ilham gelmiyordu. Bende en sonunda yazamıyacağımı anlayarak bugün' lük yazma hayalimden vazgeçmiştim. Zaten ben öyle kolay kolay her önüne gelen şeyi yazan bir insan değilim.

Ayağa kalkarak mutfağa doğru yol almıştım.
Biraz dolabı karıştırıp  noodle , soju , içki ve atıştırmalık almıştım. İçki içen bir insan değildim ama canım sıkıldığında her zaman içerdim. Noodle için biraz su kaynatıyordum.
Su kaynadıktan sonra noodle yi içine koyup mutfak tezgah'ının üstüne oturdum. Evimde genellikle sandalye kullanmazdım çünki tezgahın üzerine oturmak benim için bir vazgeçilmezdi.

Oturduktan sonra noodle mi yemeye başlamıştım. İlk başlarda içkimi yudum yudum içsemde sonradan bardak bardak içmeye başladım. Bir süre noodle bitmişti ve yavaş yavaş başım dönmeye başlamıştı.

Yerimden kalkarak sallana sallana , duvarlara tutanarak oturma odasına geçmiştim. İçeri geçip  televizyondan BTS - Boy With Luv açmıştım. Bu dansı herne kadar bilsemde sarhoş olduğum için kesin bir deliye benziyordum.
 
" Omamama omamama "

Yine kıkırdama sesleri duymaya başlamıştım.
Her ne kadar bu sesleri umursamayarak dansıma devam etsemde bu kıkırtı sesleri bir kahkahaya dönüşmüştü.

Ben donuk bir şekilde kafamı aşağıya indirmiştim. Herne kadar sarhoş olsamada herşeyi fark edebiliyordum. Benim hala kafam aşağıdayken ses birden kesilmişti. Ben ruhlu şeylerden çok fazla korkardım. Şu anda da vucudum çok fazla titriyodu.

Kafamı yavaşça yukarı doğru kaldırmaya başlamıştım. Kafam tamamen kalktığında vucudum kaskatı kesilmişti.  Hiç bir şekilde vucudum tepki  vermiyordu. Sadece karşımdakine odaklanmış durumdaydım.

Sonra bir anda vucudum ağırlaşmaya başlamıştı , sanki gözlerimde gücünü kaybetmiş gibiydi. Gözlerimi kırptığım anda kendimi yerde bulmuştum ve onuda yanımda .

Gözlerim artık işlevini yitirdiğinde sanki kendimi ona teslim etmiş gibiydim.

Birden havalanmalıştım , sonradan anlamıştım onun kollarında olduğumu .

Sonra gözlerim teslim olmuştu ona ve karanlığa boğulmuştu tüm bedenim bir gece gibi .

Tanrısını bulmuş bir insan gibi tüm bedenim ona itaat ediyor gibiydi .

                        

Koruyucu MeleğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin