Sanırım anlamıştım herşeyi...
Jimin'in anlattığına göre tam kaybolduğu anda insan'a dönüşmüş. İnsan olduktan sonrada başına birsürü bela almış.
Yüzümü ona çevirdim. Yutkunmaları ve gözlerini kaçırmasından birşey anlatmak istediği belliydi.
Ama ondan önce benim ona sormak istediğim sorular vardı ve cevabını almadan buradan gitmiyeceğim kesindi. Derin bir nefes alıp sorularımı ona yöneltmeye başlıcaktım ki , o sorusunu yöneltmişti bile." Wo bin'i sen mi öptün ? Yoksa...
İşte anlık soru gelmişti.
Daha cümlesinin devamını getiremeden onu cevaplama ihtiyacı duymuştum vede öyle yaptım.
" Hayır "
O daha kafası yan şekilde cümlesine devam etmeye çalışırken , verdiğim cevaptan ötürü kafasını bana doğru çevirmişti. Eğer gerçekten cevabı verilecek sorularımız varsa onları cevablamak en doğru şeydi.
" Wo bin'i ben öpmedim , o beni öptü "
Ortamda derin bir sesizlik oluşmuştu.
Hadi ama , sesizlik bile bu kadar sesizken , benim kalbim neden bu kadar hareketli
Derin bir iç çekip yeniden konuştum.
" Hem Wobin beni öptüğü zaman ortadan kayabolmuştun. Bizim öpüşmemiz seni neden etkilesin ki ? "
Jimin ilk önce yüzüme bakıp , sonrada nefes almış ve kafasını aşağı indirmişti.
" Galiba anlatma zamanı geldi. Bu kadar uzun süre bekledin Jimin , artık sırası geldi. "
Kendi kendine konuşuyor , ama benim duyduğumu bilmiyor sanırım.
Hafif bir kıkırtı çıkmıştı ağzımdan. Onun saflığı yüzünden neredeyse ağlıcam.
" Jimin artık bir melek değilsin. Onun için bir daha sessiz konuşmayı dene "
Jimin sesli konuştuğunu anlayınca susmuş ve kafasını aşağı indirmişti. Bende bunu fırsat bilerek odayı incelemeye dalmıştım.
" Y/N ben seni seviyorum "
Aniden yüzüme doğru hafif, güzel bir rüzgar estiğini hissetmiştim vede kalbimin bir at yarışındaymış kadar hızlı attığını.
Lütfen kalbimle olan temasını hemen kes ,
yoksa azrailin erken geleceği kesin...Ama bu sefer ruhumu için değil , kalbim için...
Yavaşca bakışlarımı ona yönlendirmiştim. Gözlerin neden bu kadar güzel Jimin...
Gözlerin karanlık bir odada yanan bir mum kadar narin ve eşsiz...
Lütfen gözlerini sakla Jimin yoksa ,
Tanrı sana verdiği gözleri tekrar almak isteyebilir.Yutkundum ve ne kadar zor çıkarsamda , bir kelime söyledim.
" Ne ? "
Gözlerinde derinleşmişken , onun yaptığı hareketleri inceliyordum. Yavaşca iç çekti ve yutkundundu. Ayağa kalkıp bana ilerlediğini daha yeni anlamıştım.
Yavaşca yanıma yerleşti ve narin küçük ellerini benim yanaklarımla buluşturdu.
" Lütfen beni iyi dinle. Dinlerken de beyninin değil "
Sol elini çekip baş parmağıyla iki kere kafama dokundurdu.
" Kalbinin sesini dinle... Çünki kalp asla yalan söylemez. "
Bu seferde Sağ elinin baş parmağıyla kalbime iki dokundurmuş ve eli yanağımda eski yerini almıştı.
Elleri yanağıma güzel bir tablo çızermişcesine , hafif dokunuşlar yapıyordu. Bende inatla kalbimle uğraşıyordum. Durduramayacağımı anladığımda derin bir nefes aldım.
Sanki bir anda herşey durmuştu. Biz , Siz , insanlar , hareket eden herşey...
Ama hala kalbim kulakalarımda çınlıyordu.
1 2 3 4......
Kalbim galiba sen kazandın...
Yavaşca elimi kaldırdım ve teninle uyuşan tenimi es geçip boynunu tutum ve kafanı göğsüme gömdüm.
Derin nefes alıp göğsümle inen kafanı inceledim. Nefesim daha da hızlanırken yüzümü sana yaklaştırmaya başladım. Dudaklarım kafanla neredeyse temasa girecekti. Durdum...
Burnumu'la temasa giren saçlarını koklamaya başladım ve derin bir iç çektim.
" Jimin galiba kalbim seni seviyor... "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koruyucu Meleğim
ChickLitHerkesin bir koruyucu meleği olduğunu bilirdim ama koruyucu meleğimi görmeyi hayal bile etmemiştim .