Koruyucu Meleğim

-0.9 -

  ( Jimin' den )

-- 1 yıl sonra --

Şu anda karşımdaki denize bakıyordum.

Deniz bile benim büyük aşkımdan etkilenip , en gürültülü şekilde dalgalarını vuruyordu.

Onu çok özlemiştim... Sesini, Gözlerini vede dudaklarını...

Eğer bunların olacağını bilseydim , daha çok bastırırdım dudaklarımı , onun dudaklarına.

Bu acı boğazıma gerdanlık gibi takılmış , çığlıklarımla inletiyordu beni...

Sonradan öğrenmiştim herşeyi...

Meleğim ben kaybolduktan sonra doktara gitmiş. Beyninde timör olduğunu ve alınamıcak kadar büyüdüğünü söylemişler.

O da çaresizce ölümü bekliyormuş.

Son söylediği söz hala aklımdaydı.

" Bugün benim doğum günüm değil Jimin "

" Bugün... senin doğum günün "

Meleğim doğduğu ilk anda beni yaratıp , onu korumaya adamışlardı görevimi.

Aslında biz aynı anda doğmuştuk ...
aynı anda gelmiştik bu dünya'ya

Ağlamamak için bastırdığım dudaklarımı açıp , gözlerimin sel olmasına izin verdim.

Şu anda karşımda ki denize bağırıyordum.
Tek suçlu oymuş gibi

Bu dünyada ki herşeyin öldüğü gibi bizde ölmüştük. Yabancı cisimlere vurmuştu aşkımız...

Bu sefer yeşeren aşkımız değil.
Meleğimin mezarının üstündeki çıçekler olmuştu.

Dizlerimin üstüne oturarak saçlarımı çekiştirmeye başladım. İçimdeki ateş sönmek yerine , daha çok körükleniyordu.

Hiç bir anı atılmaz...
Sen attım diye sadece kendinden saklarsın.

Ne kadar topallasamda sonunda ayağa kalkabilmiştim. Biraz yürüdüm, sokaklara geldiğimde , duvarlara tutunarak yürüdüm.
İnsanlar beni gördüğünde çok fazla içtiğimi falan düşünüyorlardı.

Görünüşüm çok kötüydü. Gömleğimin ilk iki düğmesi açıktı. Dağılmış saçlarım ve elimdeki ceketle sokak'ta kalan insanlara benziyordum.

Hayır hayır...
Ben sarhoş olmamıştım , ben sadece

Ölmüştüm...

Eve vardığımda direk yukarı çıktım. Meleğimin odasına.
Herşeye detaylıca bakmaya başladım. Onun bıraktığı her bir detay benim için çok değerliydi.

En sonunda lavaboya gittim. Hala yıkanmayan havlu askıdaydı , yıkamayıda düşünmüyordum.
Onun tenin deydiği , dudaklarının temas kurduğu havluyu alıp yüzüme yaklaştırdım.

Kokusu çok güzeldi.

Havluyu son kez koklayıp indirdim ve aynaya baktım.

Arkamda biri vardı...

Arkamı dönüp küçük popomu lavaboya yaslayıp ona bakmaya başladım.

Meleğime çok benziyordu...

Sonunda dudaklarımı aralayıp , bir kelime söyledim.

" Sende kimsin ? "

Gömleğimin içinde sanki ateş vardı.
Umarım... kalbimi yakmaz.

" Ben senin koruyucu meleğinim "

Tanrım...

İlk kitabım , ilk deneyimim olduğu için burda yapılan yanlışlıklar için sizden özür diliyorum.

Sizi diğer kurgularımda da görmekten mutluluk duyarım...