Aptal.
Kelimenin tam anlamıyla aptalın tekiydi. Tamam, ben de pek akıllı sayılmazdım ama Victoria kadar karaktersiz bir insan değildim. Ya da bencil. Sadece kendisini düşünen, dünyanın onun etrafında döndüğünü zanneden düşüncesiz ve bencil bir...yılandı.
Yüce Tanrım... ben kadınlar hakkında asla hakaret kelimesi kullanmaz, onları yargılamaz veya dalga geçmezdim. Hiçbir insana bunu yapmamaya özen gösterirdim. İnsana insan olduğu için değer verirdim. Kesinlikle kendimi kaybediyordum. Sakin ol Shawn.
Amelia son söylediklerimden sonra gözlerime sadece buz gibi, hissiz bir bakış fırlatmış ve hızlıca evden çıkmıştı.
Etraftaki bilmem hangi bölümden olan ve benim tanımadığım ama beni tanıdıklarını düşündüğüm kişiler şaşkınca olanları idrak etmeye çalışıyorlardı.
Victoria ise her zamanki gibi ilgi odağı olmaya çalıştığı için yüzü aptalca şekillere sokup sahte bir şekilde üzülmüş görüntüsüne büründü.
"İşte, sen benden de suçlusun. Bir kadının gururu başka bir kadının arada olmasını kaldırmaz! Seni aşağılık!"
Elini kaldırıp yüzüme bir tokat indirecekti ki sertçe kolunu tuttum. Ürkerek bana baktığında yüz kaslarım oldukça gergindi.
"Sakın," diye tısladım tam gözlerinin içine bakarak. "Sakın deneme bile."
Sertçe yutkunup kolunu hızlıca benden çekti ve yavaşça ovuşturdu.
"Benden ve Amelia'dan uzak dur. Ve bir daha arkamızdan insanlara yalan söyleyip, dedikodu yaptığını duyarsam..." Usulca yüzümü ona yaklaştırıp alayla sırıttım. "Bu kadar kibar olmam,"
Nefesini tutmuş, kasılmış bedeniyle gözlerime bakıyordu. Belli belirsiz kafasını aşağı yukarı salladığında geri çekilip hızla evin çıkışına yürüdüm. Dışarı çıktığımda soğuk bedenimin etrafına dolansada aklımın içinde dolanan ismin sıcaklığı bana güç verdi. Hızlı adımlarla buzlu, loş sokaklarda gezdirdim gözlerimi. Çok uzaklaşmış olamazdı.
"Amelia!" diye seslendim yürümeye devam ederek. Bir anda hafif hafif küçük beyaz tanelerin üzerime döküldüğünü gördüğümde kafamı gökyüzüne kaldırıp sonsuz karanlığın üzerine işlenmiş küçük ışıkları süzdüm. Ay, yıldızlar ve kar taneleri.
"Şimdi neredesin kar tanesi?" diye fısıldadım atkımı boynuma sıkıca dolarken.
Bugün olanlar sonucunda neler olacaktı emin değildim. Yani, Victoria'nın saçmaladıkları, sonradan sinirle benim ilave ettiklerimden sonra...
Amelia'nın üzüldüğü, sıkıldığı veya herhangi farklı bir duygu yaşadığı zaman gittiği yerler sınırlıydı. Ve şu an tahmin ettiğim yerde olmasını umuyordum.
Buzlu yerlere dikkat ederek ilerlemeye çalışırken bir yandan gözlerim onun siluetini arıyordu. Daha sonra ilerideki küçük gölün üzerine kurulmuş köprüde dikelen bir beden farkettim.
"Amelia?" diye mırıldandım hızımı artırarak ona doğru ilerlerken. Bana bakmadı bile. Yanına vardığımda kollarımı ona dolayıp çenemi kafasına yasladım.
"Kar hızlanıyor, hadi eve gidelim,"
Güldü. "Ben karlar prensesiyim unuttun mu?"
Onunla ilk tanıştığımızda söylediklerim geldi aklıma.
"Anne, bu kız... çok güzel. Karlar prensesi mi o?"
Yıllardır unutmadığım en güzel çocukluk anılarım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Why
Fanfiction"Bir kız tanıyorum, o bir lanet gibi. Birbirimizi istiyoruz ama neden bu hiçbir anlam ifade etmiyormuş gibi davranıyoruz bilmiyorum. "