songwriter

531 42 46
                                    

Bazen beynimin içinde dönen şeyleri ben de anlamakta zorlanıyordum. Ya da düşündüğüm ve yaptığım şeyler arasındaki farkları kavrama konusunda bir hayli sıkıntım vardı.

Kabul ediyordum, dengesizin tekiydim. Düşüncesizce davranıp onu öpmüştüm ve daha sonra ondan bir korkak gibi kaçmıştım. Oysa o önemsememişti bile. Ona göre biz en iyi dosttuk ve bir öpücük bunu bozamazdı. Aptal bir öpücüktü işte.

Bu benim saatlerce kendime de dediğim ama kafamın anlamak istemediği şeydi.

Sakin ol Shawn, sadece aptal bir öpücük.

Değildi ama! Yine olsa yine yapacağım bir şeydi! Tanrım, en yakın arkadaşını öpüp, taciz eden bir sapığa mı dönüşecektim yoksa?

Sanırım şu an cidden saçmalıyordum.

Özellikle gecenin 2'sinde o kollarımda uyurken, bir sorunlu gibi onu izleyip duruyor ve saçma sapan şeyler düşünüyordum.

Bana neler oluyordu? Onu sürekli yanımda istemem normal miydi? Sürekli bana sarılıp uyuyamaz mıydı?

Shawn, dostum, sen kafayı sıyırmış bir salaksın.

Amelia biraz kıpırdayıp kolunu belime sıkıca sardığında yutkundum. Öylesine güzel görünüyordu ki. Açık renk pek de uzun sayılmayan kirpikleri arada titreşiyor, hafif dolgun soluk pembe dudaklarını büyük ihtimalle kuruduğunu hissettiği için arada ıslatıyordu. Soluk sarı saçları ince telli olduğundan tüy gibi yüzüne dağılmış, bu onu rahatsız ediyor olmalı ki arada burnunu hareket ettiriyor ve kafası çok usul hareketlerle saçlardan kurtulmak için göğsüme iyice sokuluyordu.

"Uyu gerzek," diye mırıldandım kendi kendime ve gözlerimi kapattım. Bu sırada istemsizce elimi sıkıca ona sarmıştım.

Yüce Tanrım, bundan sonra olacaklar benim suçum değildi. Çünkü kalbim yerinden çıkmaya uğraşırken ona daha fazla direnemiyordum.

Kalbimin atışını takip edecektim.

"Uyu gerzek!" dedi Amelia aniden gözlerini açarak. İrkilip göz bebeklerimin büyümesine neden olduğumda kahkaha atıyordu. "Sen cidden hala hastasın, artık kendi kendine de konuşuyorsun!"

Gergince gülümsemeye çalıştım. Toparlanarak oturur hale geldikten sonra komidindeki saate baktı.

"Normalde bu saatte uyumuş olurdun. Uyku tutmadı galiba?"

Kafamı belli belirsiz salladım. "Shawn artık endişelenmeye başlıyorum. Neyin var?"

Benim bile cevabını bilmediğim bir soruya nasıl yanıt verebilirdim ki?

"Dediğin gibi galiba hala hastayım. Hadi uyuyalım."

Kafamı yastığa gömüp gözlerimi kapattım. Bir süre hiç bir ses oluşmadı. Daha sonra çarşaf hışırtıları duydum ve saniyeler sonra bir kol belime sarıldı.

"Sadece iyi olmanı istiyorum, Shawnie. Ne olursun iyi hisset," diye fısıldadı saçlarıma küçük bir öpücük kondurduktan sonra.

Tebessüm ettim.

Elleri bana daha sıkı sarıldı, sanki bana bir şey olmasından korkuyor gibiydi.

"Senden başka beni anlayan kimse yok, ne olur beni bırakma."

WhyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin