muse

306 21 11
                                    

Bölüm playlisti;

I Fell In Love With The Devil - Avril Lavigne

Gift Of A Friend - Demi Lovato

To Die For - Sam Smith

Gözlerimi araladığımda etraf karanlıktı. Kıpırdanmaya çalıştım ama belimde sarılı bir kol ve göğsümde kıvırcık saçlı bir kafa vardı. Gülümseyip onu uyandırmadan kalkmaya çabaladım. Brian karşıdaki koltukta kendinden geçmişti. Geç saatlere kadar fotoğraflar için uğraştığımız için hepimiz ne zaman uyuyakaldık hatırlamıyordum. En son kahve içtiğimizi anımsıyordum sadece.

Shawn'ı hafifçe ittikten sonra kalkıp biraz esnedim. Vücudum uyuşmuştu. Daha sonra telefonumdan saate bakıp 4 olduğunu gördüm. Sehpahadaki kupaları alıp mutfağa bıraktıktan sonra yukarı çıkıp Brian için bir battaniye aldım. Ev karanlık olduğundan dikkatlice yürüyordum. Salona tekrar girip Brian'ın üzerini örttükten sonra arkamı dönecektim ki bir çift kol belimi sardı. Başta ses çıkaracak gibi olsam da kendimi toparladım.

"Ne yapıyorsun?" diye fısıldadım Brian'ı uyandırmamak için. Yüzünü boynuma gömüp derin bir nefes aldı. Birkaç saniyeliğine gözlerim kapandı.

"Kokunu içime çekiyorum. Sen?"

Elleri üstümdeki kapşonlunun eteklerine uzandı. Kollarını daha da sıkıştırıp bedenimi bedenine iyice yasladı. Eli hafifçe kapşonumdan sıyrılan tenime dokundu. Yavaşça yutkundum. Sıcak teni tenimi nedensizce üşüttü.

"Shawn..." diye fısıldadım elini tutarak. "Doğru bir zaman değil,"

Gözlerim Brian'a kaydı ve onu kontrol etti. Uyuyordu.

Saniyeler sonra Shawn bedenimi kucaklayıp hızlı ama sessiz adımlarla yukarı çıkmaya başladı. Kollarımı boynuna doladım. Karanlık evde sadece onun nefes alışverişini duyup, sıcak nefesini hissetmek karnımdaki kelebekleri uçurdu.

Odasına girdiğimizde kapıyı örtüp beni yatağa oturttu. Odada soluk bir gece lambası ışığı vardı.

Kendisi de yorganı sıyırıp yatağa uzandı ve beni kendine çekti. Kafamı göğsüne yaslayıp bacaklarımı bacaklarına sardım. Saçıma küçük öpücükler kondurup belimdeki eliyle  tatlı dokunuşlar bıraktı. Sıcak kolları beni mayıştırırken kendimi kısa süre içinde uykunun kollarına teslim ettim.

Ve onun ne kadar düşünceli ve nazik olduğunu düşünmeden edemedim.

"Tanrım, bu dersten geçmem gerek."

"Sakin ol, geçeceksin." derken elimle Brian'ın omzunu sıvazladım. Bana gülümseyip kafasını salladı.

"Şans dile, küçük."

Kıkırdayıp yanağına küçük bir öpücük kondurdum.

"Bol şanslar, beyin."

Göz devirip güldü ve sınıfa girdi.

Shawn' a döndüm. Kollarıyla belimi sarıp gözümün önündeki saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Bana iyi şanslar yok mu?"

Güldüm ve yanağına bir öpücük bıraktım.

"Hayır, sevgiline başka bir şekilde şans dilersin."

Dudağımı büzdüm. "Nasılmış?"

Dudağıma hızlı bir öpücük bıraktıktan sonra güldü. "İşte böyle."

WhyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin