~Yazardan~
Taehyung sevdiği adamın uyuduğunu düşünerek yataktan kalkacağı sırada Seokjin'in yataktan kalkmasıyla uyuyormuş gibi yapmaya devam etti. Seokjin'in bir an önce uykuya dönmesi için tanrıya dua ediyor, otobüsünü kaçırmamayı diliyordu.
Sevgilisinin uyuduğunu düşünerek yataktan kalkan Seokjin, daha öncesinde hazırlamış olduğu çantasını ses yapmamaya çalışarak yatağın altından çıkarttı. O uyanmadan önce bu evden gitmeliydi. Ama gitmeden önce ona her şeyi küçük bir mektupla anlatacaktı.
Yine daha öncesinde yazdığı mektubunu çantasının küçük gözünden çıkarıp yavaş adımlarla ilerleyip sevgilisinin baş ucuna bıraktı. Daha sonra ise kafasını çevirip sevgilisine son kez uzun uzun baktı.
O sırada Taehyung duyduğu sesleri algılamaya çalışarak Seokjin'in ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Baş ucuna yürüdüğünü hissetti, bir müddet başında dikildikten sonra da dudaklarındaki baskısını hissetti.
Seokjin, sevgilisine bıraktığı veda busesinden sonra yatak odasının kapısına ilerledi.
"Nereye gittiğini sanıyorsun?"
İşittiği sevgilisinin sesiyle olduğu yerde kalıverdi. Daha sonra bir kağıdın -muhtemelen az önce bıraktığı mektubun- sesini duydu.
Taehyung sevdiği adamın onu bırakacağını anladığında sinirle yataktan doğruldu ve ona yazmış olduğu mektubu okumaya başladı.
"Hah, bana her şeyi aptal bir mektupla mı açıklayacaktın? Öylece çekip gidecek miydin yani?!"
Her ne kadar aynısını kendi de yapacak olsa da sevdiği adamın böylesine korkak olup onu basit bir kağıt parçasıyla terk edecek olmasına sinirlenmişti.
Seokjin olduğu yerde dikildi. Ne yapacağını bilmiyor gibiydi. Ne gitmeye cesareti vardı artık ne de kalmaya. Ya ne demeliydi sevgilisine? Özür mü dilemeliydi bir de yüzsüz gibi?
Taehyung yataktan bir hışımla kalkıp sevdiği adamın yanına ilerledi. Onu kendisine çevirip yakalarına yapıştı.
"Bana cevap ver! Korkak herifin tekisin değil mi? Sana yeteri kadar sevgi veremediysem söyle! Seni onun kadar çok sevemediğim için asıl ben özür dilerim!"
Seokjin itiraz edercesine başını iki yana salladı. Hâlâ ağzını açmıyor, tek kelime etmiyordu.
"Neden hiçbir şey söylemiyorsun aptal herif?! Senin yüzünden mahvoluyorum, görmüyor musun?!"
Karşısında ağlayan sevgilisinin gözyaşlarına dayanamayan Seokjin, izin almadan gözlerindeki yaşları kurulamaya çalıştı. Ama her sildiğinde yerine yenileri gelmeye devam etti.
"Asıl sana yeteri kadar sevgiyi veremeyen benim Tae. Seni çok seviyorum ama seni mahvettiğim için özür dilerim. Seni her seferinde üzüp durdum. Asıl mahvolmayı hak eden benim. Bu yüzden gidiyordum işte. Seni daha fazla üzmemek için."
Her ne kadar kendisini mahveden sevdiği adam olsa da yine onun sarılmasına muhtaç kaldı genç adam. Dayanamadı daha fazla ve sokuldu boynuna usulca. Sardı kollarını sevdiği adamın ince belinde, koydu kafasını boynuna, kokladı derince bir daha unutmamak ister gibi.
"Yemin ederim ki seni çok seviyorum Kim Taehyung. Ama kodumun kalbine engel olamıyorum ki eskiyi unutsun. Yemin ediyorum engel olmaya çalışıyorum. Ama ikinizi de hak etmiyorum ben. Biliyorum ki sana deliler gibi aşığım fakat Taeyeon'u da seviyorum işte. Bir kalp iki kişiyi de sever diyenler de var, ilkini gerçekten sevseydin ikinciye ihtiyacın olmazdı diyen de... 2 sene boyunca hayatımda V vardı benim. O ailesinden nefret ederdi, beni tek ailesi bilirdi. Daha önce kimseye aşık olmamış mesela. Onun ilk aşkıymışım. Beni aldatacağını düşünmezdim bu yüzden. Babasının oyunuymuş beni aldatması da. Ama sonuçta beni aldattı, ortada bir aldatılma var. Seninle ise 3 aya yakındır beraberiz. Her şeyi verdin bana. Seni üzsem de sabrettin, birlikte bir şeylerin üstesinden geldik. Senin de ilk beraber olduğun kişiyim mesela. Ama bana yapılanı ben de sana yaptım. Seni aldattım ve ortada bir aldatılma var. Her ne kadar beni sevsen de affetme beni bu yüzden. Çünkü ben, bunu sana yaptığım için kendimi hiç affetmeyeceğim."
İkisi de birbirlerine sarılarak ağlıyordu. Taehyung sevdiğinin dediklerini dinlemiş ama bir şey diyememişti. Ne demesi de gerektiğini bilmiyordu. Sadece ona sımsıkı sarılmak istiyordu. O ana kadar onu bırakmanın, kendisinde ne kadar derin boşluklar bırakacağını düşünmemişti. Ama şimdi onsuz ne yapacağını düşünüyordu.
"Gitme Seokjin. Yalvarırım gitme. Yine birlikte gelelim her şeyin üstesinden. Ama beni tek bırakma yalvarırım. Bir başıma kalırsam, sensiz yapamam. Aşamam hiçbir şeyi, daha ilk engelde takılırım. Lütfen Jin, beni bırakma. Lütfen. Affederim, affetmeyip ne yapacağım. Affederim tabii. Ama lütfen bırakma beni. Seni anlıyorum. Yemin ederim anlıyorum. Sana yardım edeceğim. Eskiyi unutmak istiyorsan, sana yardım edeceğim. Birlikte mutlu olalım. Ben sensiz yaşayamam ki mutlu olayım. Gitsen daha mı iyi olurum sanıyorsun? Artık üzülmem mi sanıyorsun? Kahrolurum Jin. Sensiz kahrolurum."
Seokjin boynundaki sarılı elleri istemeyerek de olsa indirdi ve sevgilisinin gözlerinin içine baktı.
"Gideceğim."
Daha lafını tamamlamaya fırsatı olmadan sevgilisi hıçkırarak ağlamaya başlamış sıkı sıkıya onu sarmıştı.
"Tae, dur... Gideceğim ama seninle. Birlikte gidelim buradan. Tatil gibi. Kafa dinleyelim bir müddet. Kendimizi toparlayalım. Sonra tekrar geliriz buraya. O kadar yalvardın bana, senin tek sözün bile beni durdurmaya yeterken senin o kadar yalvarmanla hâlâ gitmek isteyecek değilim. Seni daha fazla üzmeyeceğim söz veriyorum. Seni çok seviyorum."
Taehyung duyduğu sözlerle, sevgilisinin göğsüne gömdüğü kafasını kaldırıldı yüzündeki geniş gülümsemesiyle.
"Gitmeyecek misin yani? Bırakmayacaksın beni. Birlikte olacağız."
Seokjin onaylar biçimde kafa salladı.
"Seni seviyorum. Seni çok seviyorum Kim Seokjin. Seni bırakmayacağım."
Taehyung'un sözlerine gülümseyen Seokjin, gülüşünde sevgilisinin dudaklarını hissetti. Gülüşlerini buluşturdu ikisi de. Sonrasında Taehyung'un da dediği gibi barışmalarının sonu yatakta olmuştu. (Y/N: Burası anlatılmaz ayıp skxhdksj)
~~~~~☆☆☆~~~~~
O gece iki kişi bu şehirden ve birbirinden gitme kararı almıştı ama hesaba katamadıkları şey asla birbirlerinden gidemeyecek oluşlarıydı.
O gece diğer bir kişi de bu ülkeden gitme kararı almıştı. İkiz kardeşiyle bir gün geçirdiğinde onun, sevdiği adama ne kadar değer verip sevdiğini görmüştü. Gözü arkada kalmayacaktı bu yüzden. Kardeşi sevdiği adama emanetti, sevdiği adam da kardeşine... En yakın arkadaşı da kendine göre birini bulup şaşırtmamıştı onu. Bir müddet oyunculuk kariyerine ara verecek, kendini toparladıktan sonra -belki- geri dönecekti bu ülkeye tekrardan.
Ayrılık kararı her zaman zor alınan kararlardan biri olmuştur. Ama V'yi durduracak kimsesi olmadığı için onun açısından terk etmek çok da zor olmayacaktı. Ki öyle de olmuştu. Şu an uçaktaki herhangi bir cam kenarındaki koltukta oturmuş, başını cama yaslamış ve son kez sevdiklerini düşünüyordu.
O gece üç genç de gitmeyi düşünmüş, sadece biri cesaret edebilmişti birinden gitmeye.
~~~~~☆☆☆~~~~~
Bu bölümün final olup olmaması konusunda emin değilim yardım ediiin.
Kurgu burada bitmeli mi yoksa devam mı etmeliyim? Devam edeceksem de batırmaktan korkuyorum çünkü yazacağım bir şey kalmamış gibi hissediyorum.
Bir de Vjin isteyenlerden de özür dilerim. Ben de Vjin istiyordum aslında (çaktırmayın smxjfksjkth) ama sonra dedim ki kitabın adı Serendipity yani baştan Taehyung ve Jin'le ilgili nereye Vjin yapıyon? Hem zaten Taejin isteyenler çoğunluktaydı (aslında çok kişi yorum yapmadı aradaki fark da 1 mi ne)
Her neyseeee bu final bölümü mü olmalı yoksa devam mı etmeliyim lütfen görüşlerinizi bildiriiin.
Sizi seviyorum ♥ Taejin'i sevin ♥♥♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERENDIPITY- TAEJIN ✔
FanficSerendipity: Şans eseri değerli bir şeyler keşfetme, mutlu tesadüf.