Birkaç ay sonra -tahmini 14 skxjdksjd-
"Tanrım, şuanda evlenmek için Hollanda'da olduğumuza inanamıyorum! Bu gerçek değil mi Seokjin?"
Birkaç saate evleneceğimiz için -doğal olarak- aşırı gergin olan Taehyung'a gülümsedim. Yaklaşık 1 saattir aynı soruyu soruyordu ama yine de her an bu rüyadan uyanacak gibiydi.
"Evet, Hollanda'dayız seni aptal. Geldiğimizden beri aynı soruyu sorup duruyorsun."
Yoongi, Taehyung'a söyleyecekleri bitince bana döndü.
"Dostum, yol yakınken vaz mı geçsen? Sana hemen bir uçak bileti ayarlayabilirim. Sana bu iyiliği gerçekten yaparım. Tabii parasını verirsen."
Yoongi'ye gözlerimi devirip müstakbel eşimi kollarımın arasına aldım.
"Ağla Yoongi. Mutluluğumuz seni kudurtsun. Sen hâlâ Hoseok sana vermiyor diye yakınıp dur."
Bu sefer Yoongi gözünü devirip ağzında bir şeyler geveliyordu. Neyseki Hoseok burada değildi, bunu söylediğimi duyduğunda utançtan yerin dibine girerdi.
"Ah Hobi! Benim minik unicornum. Onu çok özledim."
Joon kalçasıyla Yoongi'ye vurdu.
"Abartma hyung. Alt tarafı düğün arabasını hazırlatmaya gittiler. 2 saattir görüşmüyorsunuz alt tarafı."
Onlar atışırken papyonunu takmakta zorlanan sevgilimin yanına gittim ve papyonunu düzelttim. Başımı kaldırdığımda bana aşkla bakan gözlerle karşılaştım.
"Biliyorum bana aşıksın bebeğim ama bu bakışını sonraya sakla. Düğünden önce kıyafetlerin kırışmasını istemeyiz."
Taehyung utanıp başını göğsüme gömerken Yoongi yine mızmızlanıyordu.
"Iyy, pislik herifler. Utanmasalar düğünden önce gerdeği yapacaklar şuracıkta."
Tae, göğsümden kafasını kaldırıp Yoongi'ye dil çıkardı.
"Çatla hyung, biz o işi kaç kere yaptık. Sen daha Hobi bekle."
Yoongi kendini ordan oraya atıyor, Hoseok'un adını bağırıyordu.
Telefonumun çalmasıyla Yoongi'yi susturup telefonuma ilerledim.
Sırıtık Herif arıyor...
"Efendim Taeyeon?"
Birkaç hışırtıdan sonra cevap verdi.
"Seokjin, Hazel'la pastayı hallettik. Oraya mı gelelim yoksa düğün yerine mi geçelim direkt?"
Taeyeon'un sorduğu soruyu ben de odadakilere yönelttim.
"Pastayı halletmişler. Buraya mı gelsinler, gitsinler mi?"
Namjoon buraya gelsinler derken, Yoongi gitsinler demişti. Taehyung'a soran gözlerle baktım.
"Buraya gelsinler. Hep beraber gidelim."
Taehyung'un dediklerini aynen iletirken Yoongi yine ve yine göz devirmişti.
Odanın kapısı çalınıp içeriye Hoseok'un kafasının girmesiyle Yoongi koşarak yerinden kalktı.
"Hobie~ iyi ki geldin! Yoksa ben bunlarla kafayı yiyecektim."
Hoseok'u çekiştirmeye başlamasıyla birlikte içeri girdiler.
"Ama Yoonie, alt tarafı 2 saattir görüşmüyoruz. Sense Taehyung ile 18 yıldır tanışıyorsun. Bunca zaman kafayı yemediysen daha hiç yemezsin korkma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERENDIPITY- TAEJIN ✔
FanficSerendipity: Şans eseri değerli bir şeyler keşfetme, mutlu tesadüf.