"Carol ?"
Carol ona dönmedi. Gelen kişinin ondan başkası olamayacağını biliyordu.
Thor öksürdü ve "Yani Danvers."diye düzeltti.
"Burada ne işin var ?"diye sordu ardından.
Carol hala uzaktaki bir noktaya bakmaya devam ediyordu."Senin ne işin varsa o işim var."
Thor kaşlarını çattı.
"Ne demek istiyorsun ?"
Carol gözlerini o noktadan ayırmamıştı.
"Hiç. Hiçbir şey."diye mırıldandı.Birkaç dakika süren sessizlikten sonra Thor Carol'ın gitmeyeceğini anladı ve "Burayı nerden öğrendin ?"diye sordu.
Carol geldiğinden beri ilk defa Thor'a baktı ve "Birisi göstermişti."dedi.
Sonra eliyle dibinde durdukları ağacın dallarını göstererek "Oraya çıkmıştık."diye devam etti
Thor "Burayı benden başka kimse bilmiyor ki ? Kim gösterdi ?"diye hırçınlaşmaya başladığında "Hoş biri. Tanımazsın."diye cevapladı Carol onu."İyi de ben buraya 7 senedir sürekli gelirim. Daha bir kişiyi bile burada görmedim. Buraya birisi gelmiş üstelik seni de getirmiş öyle mi ?"
Carol "Yani ?" der gibi bir bakış attığında Thor konuşmasını nasıl tamamlaması gerektiğini gerçekten bilmiyordu.
"Yani burası benim özel yerim. Git buradan."
Ağzından bir anda çıkmıştı.Carol güldü. Samimi bir gülüş değildi bu.
"Senin sözünü dinleyeceğim fikrini sana düşündüren nedir Odinson ?""İyi. Ne yaparsan yap."dedi ve Carol'dan uzak ama aynı ağacın dibine oturdu. Burası onun yeriydi ve ona bırakmaya niyeti falan yoktu.
Sinirle hızlıca yere oturunca kıçına birkaç tane taş battığını hissetti.
"Siktir."diye fısıldadığında Carol sorgulayıcı bakışlarla ona döndü.
Thor rezilliğini belli etmemek amacıyla kendini tuttu.
Sonra üzerine oturduğu taşları alıp fırlattı.
Carol bunu fark edince gülümsemesini tutamamıştı ama Thor bunu görmedi.Güneş dağların arkasından Britanya'ya veda ediyordu. Ortalık turuncu renginin tüm tonlarıyla donanmıştı.
Thor oraya oturalı yarım saati geçmişti ve aralarında tek bir diyalog da oluşmamıştı.
Thor gergin hissediyordu.
Derste neden koşarak onun yanına gittiğini bilmiyordu.
Onu ağlarken görünce neden birisi kalbini sıkıyormuş gibi hissediyordu hiçbir fikri yoktu.Tek bildiği gerçek ise onu çok korkutuyordu.
O gerçek, günlerdir içinde dolaşan sıkıntı ve mutsuzluğu yarım saattir hissetmiyor oluşuydu.
***
Peter'ın o şeyi yaşamasının üzerinden tam olarak 3 gün geçmişti. Wade'in onu öpmesinden hala o şey diye bahsediyor, düşündükçe kırmızının tüm tonlarına bürünüyordu suratı.
Wade onu öptükten sonra şokla büyümüş gözleriyle oradan koşarak uzaklaştığından beri saklanabilmek için her şeyi yapmış, başarılı da olmuştu.
Yemeklere inmiyor, hasta numarası yaparak Clint'in ona getirdiği çöreklerle besleniyordu.
Derslere hep son dakika ve koşarak gidiyor, koridorlarda onu görmemek için bütün olasılıkları hesaplıyordu.
İlk zamanlarda kimsenin dikkatini çekmese de Peggy'nin dikkatini tabii ki çekmeyi başarmıştı. Sonuç olarak tam bir salak gibi davranıyordu ve o Peggy'di. Kimse ondan kaçamazdı.
Bir şeyleri çakmış fakat Peter'a bir şey sormamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aresto Momentum | STONY, WINTERWIDOW, SPIDEYPOOL
FanficAvengers but in Hogwarts. #marvel #1 #stony #1