1.8

1.4K 188 103
                                    

NOT: Öncelikle iki apayrı evreni birbirine karıştırıp ortaya yeni bir şey çıkartırken Harry Potter evrenine tamamen sadık kalmam mümkün değil. Bu sebeple Harry Potter evreninde olmayan şeyler eklemek, belki var olan şeyleri çıkartmak veya bambaşka bir şeye dönüştürmek zorundayım. Kısacası okurken iki evrenden bağımsız bir evren gibi düşünün bu hikayeyi. Eminim bu şekilde daha çok zevk alacaksınız.



Olayın üzerinden 1 hafta geçmiş, okul eski düzenine geri dönmüştü. Bu sırada Bucky ve Natasha her gün aynı saatte Yasak Orman'da buluşuyor. Buldukları bilgileri analiz ediyorlardı. Çok fazla ilerledikleri söylenemezdi fakat  çok önemli birkaç adım yol kat edebilmişlerdi.

Öncelikle Ragnarok'u düşündükleri gibi bir grup insan değil, bir kişi getirecekti. Bir grup insan bu kişiye yardım ve yataklık edecekti.
Sanıyorlardı ki Natasha'nın üvey babası da bu bir grup insanın içerisine dahildi. Natasha'dan istediği şey ise Natasha'nın asasına bir tür verici büyü yerleştirmekti.
Büyük ihtimalle bu bir grup insan hala yardım ve yataklık edecekleri kişiye ulaşamamışlardı. Asalarına yerleştirilen özel büyüler sadece onun anlayabileceği bir sinyal yayacaktı. Böylece o kişi yardımcılarını bulabilecekti.

İkinci olarak Ragnarok'u getirecek kişi hakkında kaynaklarda pek işe yarar şeyler yoktu. Bir büyücü yahut yaratık mı bilinmiyordu. Tek bilinen şey Jotunheim'da doğduğu idi ki orasının gerçek bir yer olup olmadığı hakkında bile kimsenin fikri yoktu.

Bucky elindeki kağıtları hırsla önüne fırlattı ve "1 haftadır çalışıyoruz fakat elimizde koca bir sıfır var. SIFIR."diye isyan etti. Natasha buna gözlerini devirmişti. Hafta boyunca onun hakkında öğrendiği şeylerden birisi de aşırı sabırsız olmasıydı. Bir haftada ne öğrenilebilirdi ki tanrı aşkına ?

"Bir hafta için yeterince bilgi elde ettik Barnes."derken elindeki Kadim Büyücüler Tarihi kitabını dikkatlice okumaya devam etti.
Bucky derin bir nefes çekerek az önce fırlattığı kağıtları eline aldı.
Bildiği şeyleri bininci defa okurken Natasha'nın "HAH !"diye bağırmasıyla ona döndü.

"Şuna bak Bucky, bunu nasıl kaçırırız ?"derken oturduğu yerde genç adama doğru kaydı. Bucky genç kadının ona ilk defa adıyla seslenmesini görmezden gelmeye çalıştı.

Daha sonra kaşlarını çatıp gösterdiği yere bakarken Natasha devam etti "Salazar Slytherin'in soyundan olduğu düşünülen büyücüyü biliyorsundur."
Bucky'nin onaylaması için beklerken Bucky'nin boş bakışlarıyla karşılaşınca derin bir nefes verdi. Bu gerçekten zor olacaktı.

"Asla kitap okumaz mısın sen ?"

"Tarih kitapları sıkıcıdır."

Natasha tam "Sensin sıkıcı-''diyecekken duraksadı ve ''Kes şunu oyalanıyoruz." diye azarlar bir sesle konuştu.

Bucky ben suçsuzum der gibi iki elini kaldırınca Natasha kaldığı yerden devam etti.
"Frederick Blackwood. Zamanının en güçlü büyücülerindendi. Belki de Voldemort'tan bile."
Sayfayı çevirdi. Bucky oldukça sivri burunlu, kıvırcık koyu renk saçları olan adama bakarken bunu ürpertici buldu. 


"Şeye benzemiyor mu bu-"diyecekken Natasha gülümseyerek onun cümlesini tamamladı.
"Evet, Salazar Slytherin'e. Bu sebeple herkes onun soyundan geldiğine inanıyordu. Zaten bir Slytherin öğrencisiydi. Fakat safkan takıntısı yoktu. Bu yüzden onun Salazar'ın soyundan olduğunu inkar eden tarihçiler de var."
Bucky kaşlarını çatıp sert bakışlı adamın fotoğrafına bakmaya devam ederken "Peki bunun konumuzla alakası ne ?"diye sordu.

Natasha gözlerini devirdi. "Konumuzla alakası ilk söyleyeceğim şeydi fakat senin kültürsüzlüğün sebebiyle önce adamdan bahsetmem gerekti."diye sertçe yanıtladı ve Bucky'nin cevap vermesine fırsat vermeden devam etti "Frederick Blackwood'un ölümü kanıtlanamadı. Hayatının son zamanlarında da delirdiği düşünülüyordu. Çok yakın dostlarından birine ortalıktan kaybolmadan önce söylediği şey ise-"derken elindeki kitabın sayfalarını çevirdi. Daha sonra durduğu sayfada bir kısım okudu.

Aresto Momentum    | STONY, WINTERWIDOW, SPIDEYPOOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin