İyi okumalar.
Pişmanlık hayatımda her zaman yer alan bir şey çünkü ben pişman olmadan bir işi hiçbir zaman yapmamıştım.
En basitinden saçımı boyuyorsam iki gün sonra pişman oluyordum yada kesiyorsam yada bir kıyafet alırken iki kıyafet beyendiysem ama sadece birini alabileceksem birkaç gün sonra diğerini alsaydım diyordum.
O gün şirkete Tae'yi dinleyip onunla gelmediğim için o kadar pişmandım ki her zaman olduğu gibi kendimi dövmek istiyordum.
Yoğun bir baş ağrısıyla tahta bir sandalyeye ellerim arkadan bağlanmış bir şekilde gözlerimi açmıştım.Kafamdaki ağrı o kadar şiddetliydi ki ağlamak istiyordum.
Etrafıma baktığımda eski tahta bir evde olduğumu görmemle içimdeki korku atmıştı.En son Jinyoung ile konuşuyordum ve gerisini hatırlamıyordum.
Evin içinde eşya yoktu sadece oturduğum sandalye,bir tane masa ve camlarda perdeler vardı.Ağlamak istiyordum kaçırılmıştım!Yerimde hafiften kımıldamaya çalışmıştım ama baş ağrım yüzünden durmak zorunda kalmıştım.
"Siktir!" demiştim ki içeriye Jinyoung elinde tepsiyle odaya girmişti."Uyandın mı sevgilim"demişti yanıma ilerlerken"Ne sevgilisi beh?Çöz beni çabuk Jinyoung!"diye bağırmıştım onu umursamayarak.
Gerçi oda beni umursamamıştı ya oda ayrı!Elindeki tepsiyi yere bırakmış ve gelip eliyle kafamı kontrol etmişti.Dokunduğu için ufak bir inleme dudaklarımdan kaçmıştı.
"Acıyor mu?Üzgünüm sevgilim canını yakmak istemezdim.Hadi yemeğini ye ilacını vereyim" demişti yüzündeki gülümsemesiyle.Deliymiş gibi davranıyordu!
"Ben senin sevgilin falan değilim duydun mu?Çöz beni!" demiştim hâlâ sinirli sesimle.Jinyoung beni tekrardan umursamamış ve eline kaşığı alıp yemeği ağzıma uzatmıştı.Yememek için kafamı sağa çevirmiştim.
"Ama böyle yaparsan iyleşemessin ki?" demişti "hadi aç ağzını"diyerek tekrardan kaşığı uzatmıştı." Yemek istemiyorum çöz beni "diyip kafamı tekrardan çevirmiştim.Jinyoung derin bir nefes alıp kaşığı sert bir şekilde tepsiye koymuş ve sert bir şekilde cenemden tutup ona bakmamı sağlamıştı.
"Sana yumuşak davranmaya çalışıyorum ama beni zorluyorsun Jungkook!Şimdi uslu bir çocuk ol ve yemeğini ye!" demişti sert ve otoriter sesiyle.Korkudan kafamı aşağı yukarı sallamıştım.
Ne yapabilirdim ki?
"Aferin benim sevgilime" demişti ve sinirli yüz ifadesi normale dönmüştü.Tekrardan eline kaşığı alıp ağzıma uzatmıştı ve bende mecbur yemek zorunda kalmıştım.
Birkaç kaşık daha verdikten sonra"Doydum lütfen yemek istemiyorum"demiştim.Oda"Tamam o zaman ilaç vakti"demişti ve ağrı kesici kutusundan ilacı çıkarıp ağzıma koyup ardından suyu içirmişti.
"Ne istiyorsun benden?" demiştim daha fazla sabredemeyerek.Tepsiyi masaya koyarak yanıma gelmiş ve tam önümde diz çökerek bakışlarımızı buluşturmuştu.
"Mutlu olmak"demişti" Seninle mutlu olmak istiyorum belki bir aile-"diyerke durmuş ve hafif tebessüm ederek bakışlarını kaçırmıştı.
"Ben seni istemiyorum duydun mu istemiyorum!" demiştim tekrardan bağırarak.Tekrardan gözlerime baktığında hayal kırıklığını görmüştüm ama umrumda değildi.
"Şuan böyle söylüyorsun ama zamanla sende beni isteyeceksin sevgilim biliyorum" demişti sanki olabilirmiş gibi."Ben Tae'ye aşığım ve hiçbir zaman seni sevmeyeceğim!"demiştim bende,lakin anında bana sert bakışlarını göndermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İDOL • Taekook
Fanfiction[BİTTİ] "Herkesin karanlık bir noktası vardır, benimde karanlık noktam sendin Jungkook..." 🐰🐯 #38-vkook (20.12.2019)