16.Bölüm

1.6K 91 19
                                    

Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın canlar ve hikayeyi daha fazla kişiye önerirseniz
sevinirim😘

Kalbim acıyordu.

Vucuduma başkasının dokunduğu düşüncesi beni mahvediyordu.Ölmek istememe neden oluyordu.Tamam o kadar ileriye gitmemişti ama o anda yaşadığım psikoloji çok kötüydü.

O günden sonra tam tamına beş gün geçmişti.Jinyoung her zaman olduğu gibi yemek getirmiş arada beni lavoboya götürmüştü.Her seferinde kaçmaya çalışmıştım ama hepside yakalanmamla sonuçlanmıştı.

Jinyoung'un yüzüne bakmıyordum.O ne kadar konuşmaya çalışsa da konuşmuyordum sorduğu sorulara cevap bile vermiyordum artık.

Sinirleniyordu evet biliyordum ama umrumda değildi.Bana o gün yaptığı şeyi asla affedemezdim!

Yine sandalyede bağlı olduğum zorla da olsa uyuduğum bir gecenin ardından sabah gözlerimi her tarafım uyuşmuş bir şekilde açmıştım.Artık bu dört duvardan nefret etmeye başlamıştım.

Bir yandan Tae'yi özlüyordum bir yandan Hyunglarım bir yandan ailem..

Burada durmak işkence gibi geliyordu.Evime yuvama Tae'nin kollarına kavuşmak istiyordum.Yine gözlerim dolmuştu her gün olduğu gibi.

Jinyoung yine lanet olsun elinde bir tepsiyle odamın kapısından içeriye girmişti.Yüzüm sinirli bir hâl alırken bakışlarımı ondan kaçırdım."Yemeğini getirdim elini çözmemi ister misin?"demişti bu sefer kendi yedirmeye çalışmayarak.

Şaşkınca yüzüne bakmıştım ve yüzünde pişmanlık apaçık belli olan bir ifadeyle bakıyordu.Oda yaptığından pişmandı ama bu onu affetmem için bir sebep değildi.

"Ama kaçmaya çalışmayacaksın?" demişti.Ben de kafamı sallamıştım çünkü buradan kaçamayacağımı anlamıştım.Jinyoung'dan kaçsam bile evin önünde adamlar olduğunu biliyordum.İmkansızdı yardım gelmesini beklemekten başka çarem yoktu.

Jinyoung ellerimi çözmüş ve masaya koyduğu yemeği getirip bana vermişti.Ona sinirli olduğum için yüzüne bakmayı kesmiştim ve yemeği az da olsa yemeğe başlamıştım.

"Bana hâlâ kızgınsın"oda yere bağdaş şekilde oturarak demişti.Onu umursamamaya çalışıyordum o yönden yemeğe devam ettim sorusunu umursamadan.

" Daha kaç kere özür dilemem gerekiyor pişmanım diyorum sana ama-"demişti ki sert bakışlarımı ona yollamıştım anında susmak zorunda kalmıştı.Daha sonra yemeğe geri dönmüştüm bende.

Konuşmasına katlanamıyordum.Hiçbir şeyine katlanamıyordum artık!

"Pekâlâ ama bugün seni banyo yapsak iyi olacak" demişti konuyu değiştirerek.Bu adam susmak bilmez miydi?

"Kendim yapabilirim" demiştim sert sesimle.Yemeği yemeyi bırakmıştım zaten tadı tuzu da yoktu.Tepsiyi yere bırakarak tekrardan sandalyeye oturmuş ve ellerimle oynamaya başlamıştım.

"Evet kendin yapabilirsin Jungkook bunu biliyorum ama-"bakışlarımı yüzüne çıkarmıştım" Ama ne?Yine banyo da bana zorla sahip olmaya mı çalışacaksın!?"demiştim tüm sinirimle.Bakışlarını utançla kaçırsa da tekrardan gözlerime bakmıştı.

"Hayır öyle birşey demek istemedim yani yine kaçmaya çalışma diyecektim"dedi ve yerinden kalkıp
"Hadi gel"demişti.Yerimden kalkmış ve arkasından onu izlemiştim.

Artık ezberlediğim kolidordan geçerken banyonun önünde durmuş ve Jinyoung elime yeni olduğu belli olan kıyafetleri vermişti.Hemen elinden alıp banyoya girmiştim ve kapıyı kilitlemiştim.

İDOL • TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin