➕64➕ Kaçma... Savaş...

339 79 62
                                    

Vücudun bana ait olmayan kısmı tekrar canlandı ve onunla neredeyse aynı anda Yeşil de yavaş yavaş kendine geldi. Sarı başarmıştı. Yine bana daha önce söylemediği sürpriz bir beceri sergilemiş ve hücrelere gitmişti ama Yeşil'i kurtarmıştı. Fiilen olmasa da, Mor'u sesiyle ikna etmeye yetecek kadar geri dönmüştü hücrelere.

"Neydi o yaptığın?"

Sarı cevap vermeden Yeşil'e odaklandı ve "Onun hayatını kurtarmaktı." dedi. Ne sorduğumu gayet iyi biliyordu ama ya bir açıklaması yoktu ya da benimle kavga etmekten kaçıyordu.

"Zamanın gelecek Sarı efendi." dedim dişlerimi sıkarak. "Kafanda istediğin kadar planın olsa da..."

Yeşil olayın şokunu atlatıp nerede olduğunu hatırlayınca hızla ayağa kalktı ve bize saldırmak için hazırlandı.

Sarı kolunu 'Dur' anlamında kaldırdı ve "Şu an üçümüzün de baygın bedeni hala hücrelerde. Ve Mor da orda. Eğer bize bir şey olursa onun da seni öldüreceğine emin olabilirsin." dedi. Tehdit etmiyordu ama olacakları net bir şekilde anlatıyordu. Mor'u bu şekilde ikna etmişti anlaşılan. "Acele etmemiz lazım. Gri'nin durumu ciddi."

Yeşil bize doğru uzattığı elinin önündeki parlak ışığı yok etti ve "O herifi umursamam mı gerekiyor?" diye sordu.

"Onun kendi kendine ölmesine izin veremeyiz Yeşil." dedim. Bana inanmasını ve güvenmesini istiyordum. "Savaşçı için..."

"Onu biz öldürmeliyiz yani. Onu öldürebilmek için hayatını kurtarmak istiyorsun."

"En azından, öldürmekten başka bir yol bulana kadar hayatta kalması en iyisi."

"Sen gerçekten Kırmızı mısın? Yani onunla beraber?.. Onun bedeninde?" Gözlerinde hala şüphe vardı. Haklıydı da. Ben de olsam karşımda Sarı varken asla inanmazdım. Ağzından benim sesim çıkıyor olabilirdi ama bu sinsi herifin bir oyunu da olabilirdi.

"Hepimiz orda baygın yatarken, onu bırakıp sizi kurtarmaya gelemezdim." dedim. Gerçek buydu, ister inansın ister inanmasın.

Yeşil inanmadı ama yine de kolunu indirdi. Saldırı pozisyonunu tamamen gevşetmişti artık. "Gri'yi neden kurtarmamız gerekiyor. Ayrıca Beyaz?.. Beyaz ne olacak?"

"Önce Gri'yi kurtarmalıyız." diye atıldı Sarı.

Yeşil dudakların ona ait olan kısmına baktı ve "Senin de Beyaz'a aşık olduğunu sanıyordum." dedi.

Sarı'nın yanıt vermesini beklemeden ben atıldım bu kez. Aşk olaylarının konuşulmasını ve herkesçe bu üçgenin bilinmesini istemiyordum sanırım. "Beyaz'ın hayati tehlikesi olmadığına inanıyoruz." dedim.

Hiçbir şey demeden bize baktı.

"İlerlememiz lazım. Empatlar gelmek üzeredir."

Arkasına dönüp koridorun girişine baktı ve sağ elinin baş ve işaret parmakları ile gözlerini kapattı. "Artık gelseler de bizi göremezler." dedi. Gözleri kapalıydı ama kapaklarının altından göz bebekleri parlıyordu. Bizi görebildiğini hissedebiliyordum.

"Bunu yapabildiğini bilmiyordum." dedi Sarı.

"En başından görünmez olarak gücümü keşfettim. Ama onu yönetmeyi yeni öğreniyorum." diye açıkladı Yeşil.

"Bazı şeyleri de senin bilmemen iyi oluyor." dedim ve Yeşil'e yönelerek devam ettim. "Şu an kendi hayalinde hapsolmuş haldesin. Burayı yıkman gerekiyor." Her şeyi yavaş yavaş açıklamaya başladım. Koridorlar boyunca ilerleyip oluşturabildiğimiz kadar empat oluşturmayı ve onun bir şekilde paradoksu yaratması... Son kısma geldiğimde ise durdum.

(1)Yo yo yo bu gerçek olamaz! Nasıl yaptım yaa bunu?! Deliriyo muyum? Bu ne yaa?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin