☠️101☠️ Kaçın!

349 59 146
                                    

Duvar o kadar titriyordu ki henüz içinden çıkmamış olan bizleri bile etkiliyordu. Belki de bu yüzden, Meriç'in bedeninden elimde olmadan koptum ve kendimi tekrar ışıklar içindeki kendi bedenimde buldum. Işık ise giderek azalıyordu ve böylece duvar bizi dışarı çıkarıyordu. Adım adım, alıştıra alıştıra bizi bilmediğimiz bir dünyaya geçiriyordu.

Etrafımı kaplayan ışık iyice azalıp bizi artık sarmayı bıraktığında, gözlerim sımsıkı kapalıydı. Açmaya korkuyordum çünkü neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Yanımda nefes alan bir sürü kişiyi net bir şekilde duyuyordum ama kimse sesini çıkarmıyordu. Yardımcılar... Onları geçirmeyi başarmıştık anlaşılan ama onlar da tıpkı benim gibi ayak bastığımız bu yeni dünya ile tanışmayı olabildiğince ertelemeye çalışıyorlardı.

"Beyaz..." diye bir ses duydum. Uzun zamandır duymadığım ve duyduğumda nasıl tepki vereceğimi bilmediğim o ses... Yeşil!... Sesi titreyerek adımı söylemişti.

Kalbimin hızla atışına ayak uydurarak gözlerimi açtım ve onu aradım. Ama yoktu. En azından ben göremiyordum. Ben ve etrafımdaki onlarca yardımcı devasa bir kapının önündeydik. Parlak ışıktan oluşmuş, kendinden başka hiçbir yeri aydınlatmayan metrelerce uzunlukta bir kapı...

Görebildiğim kadar ileriye baktım ve Yeşil'i bulmaya çalıştım ama yoktu. Yakınlarda bizden başka hiçbir şey yoktu. Taşlarla kaplı verimsiz bir toprak ve neredeyse yeryüzüne kadar inmiş bulutlar...

Sahiiiiii!... Görüntü koyabiliyordum ben! Tamamen unutmuşum!

Nasıl yapıyorduk?

Yeşil'in gücü ve ...

...

İşte oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İşte oldu. Böyle bir dünya... Sadece bir açısı tabii...

Neyse...

Tam yanlış duydum herhalde diye düşünürken, bu kez kalbimin olduğundan daha da fazla hızlı çarpmasına neden olan o sesi duydum.

"Çiko?!."

Kırmızı'nın sesiydi!

Ama onu göremiyordum. Çok yakından gelmişti sesi! Buna emindim! Zihnimden de değil, bizzat kulaklarımla duymuştum! Benimle birlikte başkalarının da duyduğuna emin oldum çünkü IbrahimHalilKaya3 heyecanla "Kırmızı sen misin bebem?!" diye bağırdı.

Ama yakınlarda gözükmüyordu. Sonra kaplan1313 'ın bana ilerlediğini farkettim. Sadece o hareket ediyordu. O an, artık ne yardımcıların birbirleri ile ne de benim Sarı ve Mavi ile bağlı olmadığımızı anladım. Duvardan geçerken oluşturduğumuz bağ kırılmıştı ama bu geçişimize engel olmamıştı.

Bana doğru neredeyse koşar adımlarla gelen Kaplan'ın gözleri parlıyordu. Sanki beni gördüğüne inanamıyor, sevinçten elleri ayakları titriyor gibiydi. "Çiko sensin!" diye bağırdı Kaplan sevinçle! Kaplan bağırdı! Ama konuşan Kırmızı'ydı! Onun sesiydi. Kollarını açtı ve bana sımsıkı sarılmak için atıldı.

(1)Yo yo yo bu gerçek olamaz! Nasıl yaptım yaa bunu?! Deliriyo muyum? Bu ne yaa?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin