➖87➖ Kapı

412 78 350
                                    

Atladım!

Tüm samimiyetimle, içimde hiçbir şüphe olmadan, korkunun zerresini duymadan kendimi uçurumun sonundan aşağı attım!

Ama Estes gölü beni kabul etmedi! Uçurumun sonuna gelip, bacaklarımdaki tüm kuvvetimle havaya sıçradım ama bir santim bile aşağı düşemedim. Havada asılı kaldım! Gölden bana doğru yükselen inanılmaz bir rüzgar vardı ve beni sanki uçurtmaymışım gibi olduğum yerde asılı tutuyordu.

Beni kabul etmiyordu!

Aniden her iki bacağımda ve belimde bana sarılan birilerini farkettim. Az önce yoklardı. Ama göle düşemediğimi anlayınca hiç düşünmeden gelmişlerdi yanıma. Uçurumun ucundan boşluğa atlayıp beni yakalamışlardı.

Asker ve Narsi... En az bebek kadar deli... En az onun kadar sözünün eri...

Bacaklarımdan dişi ve erkek Narsi, belimden ise Asker 13 sarılmıştı. Beni aşağı çekebilmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Gerçek dünyaya geçmenin yolu o gölün içine düşmekten geçiyordu ve onlar da beni alıp aşağı inmeye çalışıyordu.

"Sana olmaz dedik! Demedik mi! Dedik aşkım dedik! Ölürsün! Saçmalama! Dedik!" Bir dişi olan bir erkek olan Narsi bağırıyordu. Daha diğerinin sırası bitmeden öbürü lafa atlıyordu. Kulaklarımda hem yüzüme çarpan şiddetli havanın gürültüsü hem de onların sesleri vardı. "Öleceksin işte! Öyle diğerlerinin ölümü gibi de olmayacak! Estes bu! Bize n'olacak aşkım! Muhtemelen odamıza gideriz bitanem!"

'Ölmeyeeğim!' diye geçiriyordum içimden. Bende daha önce bunu deneyenlerden çok farklı bir güç var! Avcı olmam değil! Hayır! emredemir00 , IbrahimHalilKaya3 , yeterli_bakiye , 95busra , kaplan1313 , DuyguNurTunc , 4firedouseaqua ,Angelofdeath0738 ,birsengoks  ve diğerleri... Onlar sayesinde ölmeyeceğim! Buna inanıyorum!

"Estes'in gerçek dünyaya geçebilmem için ölmemi isteyeceğini biliyorum. Ama ölmeyeceğim!" dedim suratıma çarpan rüzgar yüzünden zorlanarak. Sesim çıkmış mıydı, emin değilim ama ben bağırdığımı düşünüyordum.

Ben cümlemi bitirir bitirmez kilometrelerce aşağıdaki gölün parlamaya başladığını hissettim. Sanki bana bir şey demek istiyordu. Ya da anlatmaya çalışıyordu. Belki de söylemeye çalıştığım şeyi duymuştu ve cevap vermeye hazırlanıyordu.

Parlaklık giderek yaklaşmaya başladı. Gücümü kullanıp onu yakından görmek istedim ama yapamadım. Hiçbir şeyi kullanamıyordum. Hiçbir gücü... Ne kendi üstün görmemi ya da üstün gücümü, ne Beyaz'ın kanı ile elde ettiklerimi, ne Gri'nin ne de Mavi'nin gücünü... Estes'in sınırlarında bırak özel güç sergilemeyi, en basitinden nefes almakta bile zorluk çekiyordum.

Ben bir şeyler yapmaya çabalarken parlaklık ise havada süzülen bir kuş tüyü misali bana yaklaştı, yaklaştı, yaklaştı...

Bir süre sonra bir görüntü haline büründü. Sanki genç bir adamın bedenine sahip, parlak bir görüntü... Bir tür varlık...

Ayrıntılarını seçmekte hâlâ zorlanıyordum ama bana yaklaşmaya devam ettikçe onun bir insan olduğunu anladım. Sadece parlaklıktan oluşan bir beden... İnsan bedeni... Yüzü, gözü, ağzı olmayan parlak ışıktan bir varlık...

(1)Yo yo yo bu gerçek olamaz! Nasıl yaptım yaa bunu?! Deliriyo muyum? Bu ne yaa?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin