➖75➖ Mavi takım

482 77 265
                                    

Mor'dan planımda ufak aksaklıklar da olsa kurtulmuştum.

Ufak?..

Çok da ufak değil aslında. Kırmızı'ya verdiğim sözü tam anlamıyla tutamamaya sebep olacak bir aksaklık...

Beyaz'ı bir şekilde kurtaracağım,Evet. Ama sonra hücrelerden nasıl çıkacağım? İşte bunu hiç bilmiyorum. Çünkü Mor, üç kişilik çıkış biletimizi tek başına içmiş! Hepsini!

En büyük tesellim, zamanı geldiğinde kulağıma fısıldayan kadının söylediklerinden bir şeyler hatırlayacağıma olan inancım... Beyaz'ı kurtardıktan sonra kulağımda yankılanacak o kurtuluş yolu ve çıkıp gideceğiz buradan. Umarım...

Ya da sonsuza kadar onunla bu tarafta sıkışıp kalacağız. Bu da bir olasılık tabii. Kadının, hücrelerden çıkmak için hatırladıklarımdan ekstra başka bir şey söylememiş olma ihtimali de var sonuçta. Benim açımdan çok da kötü sayılmaz bu aslında. Umurumda değil daha doğrusu. Kalırsak kalırız burda... Orasını da Arman efendi düşünsün!

Neyse... Beyaz'ı kurtardıktan sonra düşünürüz bunları. Şimdi gelelim Mor gittikten sonra olanlara.

Demir yığınındaki herkes, onun beyaz duvarlarda kaybolan bedenini sessizce izledi. Nereye gittiğini hiçbirimiz bilmiyorduk ama en azından Kırmızı ve Yeşil'in gittiği yere olduğunu umut ediyorduk. Tabii bu iyi mi yoksa kötü mü, açıkçası emin değilim.

Mor inanılmaz bir öfkeyle kaplı ve bunu karşısına çıkacak herkese yöneltebilecek durumda. Yeşil de eğer onun anlattığı doğruysa Beyaz'a ihanet etmiş ve aynı şeyi Kırmızı'ya da yapabilir. Tabi ihanetinin sebebi Kırmızı değilse... Kırmızı ise... Ona söylenecek laf yok zaten. Ne zaman ne yapacağı asla kestirilemeyen biri. Mor'un söylediklerine inanıp Yeşil'i de yok edebilir, Mor'un konuşmasına bile izin vermeden onu da... Tam bir muamma...

Eğer Beyaz'ı kurtarmayı başardıktan sonra burdan çıkmanın da bir yolunu bulursam büyük bir savaş bizi bekliyor olacak. Evet bir savaş... Ama bu Arman'ın bahsettiği savaş değil. Kendi aramızdaki savaş... Bunu engelleyebilecek tek kişi ise o... Sevdiğim kız... Beyaz... Bir şekilde şimdiye kadar bizi bizden korumayı başardı. Yine başaracağına eminim. Kimsenin ölmesine gerek yok çünkü. Hepimiz bir takım olabiliriz ve asıl büyük savaşta bir fark yaratabiliriz. Ben buna inanıyorum. Her birimiz, kendi takımızla oldukça güçlü olabiliriz.

Herkesin takımı neredeyse oluştu zaten. Kırmızı, Yeşil, Mor, Beyaz ve ben...

Hatta Mavi! Sahi zaten onları anlatacaktım! Of! Dağıldım yine! Beyaz'ın yardımcıları ve Mavi'nin...

Pekala... Baştan alalım!

Mor gittikten sonra...

emredemir00 elektrik akımından oluşan orta parmağını kaldırıp "Siktr git! Orrrrrspu!" diye bağırdı arkasından. Bana döndü ve yavaşça yanıma doğru ilerlemeye başladı.

"Sana karşı önlem almak zorunda bırakma beni." Ne yapmak istediğini anlayamıyordum. Bedeni sadece bir elektrikten oluştuğu için, mimiklerini ve beden dilini de çözemiyordum ama içindeki öfkenin her saniye arttığı belliydi.

Yavaşça yanıma kadar geldi ama sadece sessizce bekledi. Akımdan oluşan göz kapaklarını açtı. Gözlerinin içinde minik şimşekler çakıyordu. "Buna dayanmam imkansız." dedi usulca. Kendini kaybetmemek için çaba sarfettiğini ses tonundan anladım.

"Mavi'ye mi?" diye sordum saf saf.

"Başka neye olacak salak herif! Bir canavara bağladın beni! Vicdanı olan bir canavara!" Gözlerini sımsıkı kapadı ve ardından tekrar bağırmaya devam etti. "İçindeki tüm öfke, şiddet dürtüsü ve caniliği hissetmem yetmiyormuş gibi bir de bunları bastırmasına yardım ediyor, üzerine de hissettiğim bu duygular için pişmanlık duyuyorum! Aynı anda hem de herkesi her şeyi yok etmek isteyip hem de bu histen utanç duymak nasıl bir şey haberin var mı senin aşağılık?!"

(1)Yo yo yo bu gerçek olamaz! Nasıl yaptım yaa bunu?! Deliriyo muyum? Bu ne yaa?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin