3.Bölüm

744 22 0
                                        

Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayınız.♥

İyi okumalar♥

...

Bazen hayatımda istediğim hiçbir şey yolunda gitmiyor. Omuzumda istemediğim halde milyon tane sorumluluk, yük taşıyorum. Hiçbir şeyin sonunu kestiremiyorum artık. Sanki her şeyi böyle salmışımda yaşadıklarıma uyum sağlar gibiyim. Önümü göremiyorum gibiyim. 1ay sonra nerede olacağımı, 1 yıl sonra neler olacağını ya da bir kaç dakika sonra yaşayıp yaşamayacağım hakkında hiçbir fikrim yok.

Bu durumdan nasıl kurtulacağımı bilmiyordum. Hayatıma nasıl dahil olduklarını bilmediğim bu üç kişinin hayatımın yönünde ne kadar etkin olacağını bilmiyordum. Ben sıçmıştım ve anlayacağınız harika sıvama yapıyordum.

"Ben sana tam kapının önünde ne dedim?" Dişlerini sıkarak konuşan Barlas'ın sinirli sesi iyice sinmemi sağlıyordu. Gözlerim kısa bir süre kapıya kaydı.

"Ne dedim!?" Masayla buluşan elleri beni yerimde sıçlatmaya yetmişti. Gözlerimi sıkıca yumdum.

"Bu... buradan dışarı çık... çıkmamamı söyledin." Gözlerimi açtım ve kendimi kontrol altına almaya çalıştım. Ondan bu denli korkmamalıydım. 'Adamın silahları var Azra. Hepsinden bu denli korkmalısın.'

"Sen naptın? Çıktın! Çünkü küçük hanım emir almaz! Çünkü hep o üstte olacak! Noldu çıktın ve noldu Azra!" Tam önümde durdu. Gözlerimi yukarıya kaldırsam gözlerimiz buluşabilirdi ama kaldıramıyordum. Biraz eğilse gözlerimiz buluşabilirdi ama eğilmiyordu.

"Ben her yere baktım. Yoktunuz. Sizi ara... aramak için indim yattan." Ben bir adım geriledim. O da açtığım mesafeyi kapattı. Ben bir adım daha geriledim. Yine bana doğru geldi. Sırtım açık krem duvara çarpınca adımlarım son buldu. Onunda bana gelmesi son buldu.

"Bu yatı bırak. Senin bu odadan dışarı çıkmaman gerekiyordu Azra." Benim direk bu yata binmemem gerekiyordu. 'Çok doğru bir tespit Azra.'

"Ba... bana ne yapacaksınız?" Dudağının sol köşesi üstte çıktı. Sağ elini duvara dayadı ve biraz eğildi.

"Bakın be... ben kimseye bir şey an... anlatmam. Bırakın beni burada siz gidin." 'Harika plan Azra tebrik ederim.' Nefes alışverişlerim hızlanmaya başlamıştı.

"Ya da şey bırakmayın çünkü burada kimse yok. Beni de İzmir'e götürün salıverin orada." Ellerimi biraz havaya kaldırınca dibimde olan Barlas'ın bedenine çarpıp geri indiler. 'Sende mi insen Azra. Mesela bu yattan aşağıya.'

"Sana bu kapıdan çıkmadan önce eğer bu odadan çıkarsan ne olur dedim?" Tenime çarpan nefesine aldırış etmeden yüzüne bakıyordum. Gözlerini yine hiç kırpmıyordu.

" 'Senin asla hoşuna gitmeyecek, benimse yapmaktan gram pişman olmayacağım seyler yaşarız.' Dedin." Harfi harfine söyledikleri dudaklarımdan dökülürken duvardaki sağ eli omuzlarıma yerleşti ve yavaşça kolumda gezinmeye başladı.

"Silah kaçakçısı mısınız?" Dudaklarımdan dökülen sözcükler kulağıma ulaştığında bir cümle haline gelebilimiş ve anlam kazanmıştı. ÇÜŞ! 'Acaba seni hangi silahla öldürecekler Azra. Umarım en pahalısıyla olur.'

Kolumda gezinen eli bir anda kolumu kavradı. Yüzüm buruşurken acıdan gözlerim kısıldı. Onunsa gözlerindeki korları görmemek elde değildi. Kolumu daha sıkı kavrayıp asla çıkmamam gereken o kapıya yöneldik ve asla çıkmamam gereken o odadan çıktık.


KARADUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin