Nefesimi dışarıya verip gelinliğimin kenarlarından tutup havaya kaldırdım ve aramızdaki mesafeyi dördüncü adımımda kapattım. Buz gibi bakışlarını bir an olsun benden ayırmıyordu. Gözyaşlarıma inat iğrenircesine suratına bakıp gülümsedim.
"Bıçağı dok...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Eveet uzun bir aradan sonra geldim. Geciktiğim için çok özür dilerim fakat arkadaşımla yazdığımız kitapla uğraşıyordum.
Bu bölümü @ennuesudenaz 'a itaf ediyorum.
Umarım beğenirsiniz. Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayınız♡♡♡
İyi okumalar♡
İnsan yaşadığı hayatın hep başrolüdür. Ya da olmalıdır. Fakat ben yaşadığımın hayatın hiçbir zaman başrolünde hissetmedim kendimi. Buna engel olan yan karakterler hayatımda başrol koltuğuna geçmişti. Bense kendi hikayemde yan karakter olabilmiştim. Fakat şuan oturduğum şu koltukta, doldurduğum şu tabloda kesinlikle kendimi yan karakter hissetmiyordum. Ömrüm boyunca boyun eğmek zorunda kaldığım ,babam, olmadığı sürece hep gerçek Azra'yı yansıtan ben vardım şu an burada. Cesur ve korkusuz. Sağımdaki aynandan kendime bakmayı bıraktım ve soluma döndüm.
"Hazır mısın?" Kerem saklayamadığı heyecanıyla bana döndü. Bende aynı heyecanla gülümsedim ve ellerimi dizlerimin üzerine koyup birbirine bağladım.
"Hazırım." Dedim. Derin bir nefes verip sağımda kalan arabaya çevirdim bakışlarımı. Barlas sürücü koltuğunda oturmuş dikkatli bir şekilde karşısına bakıyordu. Gözleri radar gibiydi. Her yere hakim, herkesten haberdardı sanki. Fakat asla soluna bakmıyordu. Asla göz göze gelmiyorduk.
"Alacağım façanı!" Kerem alayla solunda kalan Yusuf'a takılıyordu. Yusuf orta parmağını gösterdi ve arabasının camı yukarıya doğru yol aldı.
"Terbiyesiz ya." Kerem kınar bir ifadeyle önüne döndü. Hepsi umutsuz vakaydı. 'Ve hepsi multi milyonerdi Azra.' Sanırım bende umutsuz vaka olmak istiyordum.
Yankılanan müzik sesi her yere hakimdi. Daha önce hiç dinlemediğim parçalar ev sahipliği yapıyordu bana. Fakat hiç rahatsız edici değil aksine insanı buraya aitmiş gibi hissediyordu.
İki kız, on iki arabayı ortalacak şekilde ortaya geldi. 'Podyumdan fırlamışlar sanırım Azra.' Gözlerim bacak görüyordu. Sadece bacak. Saçları uzun, siyah ve uçlarına maşa yapılmış kız üzerindeki beyaz tişörtü çıkarıp havada sallamaya başladı. Kırmızı deri eteğinin üzerine siyah transparan südyeni uyumlu durmuyordu. Ya da bana göre uyumsuzdu. Küt, gri saçlı kız, bikini altı gibi duran kot şortunun arkasına ellerine koymuş etrafta kendisine laf atanlara gülüyordu. Allah aşkına siz neyin kafasını yaşıyordunuz?
"Bayanlar ve baylar hepiniz hoşgeldiniz." İngiliz aksanıyla konuşan siyah giyimli uzun saçlı adam elindeki mikrofanla kızların ortasına geldi.
"İşte başlıyoruz." Kerem arabanın gazına yüklenmeye başlayınca emniyet kemerini daha sıkı kavradı. Burada olmam çokta mantıklı gelmiyordu artık. Görüş alanımdaki kızlar kenara geçerken uzun saçlı adam elindeki sigarayı dudağına yerleştirdi ve beş saniye sonra geri çekti. Siyah dumanı da dışarıya üflemeyi ihmal etmedi. Elindeki yarım sigarayı yere attı ve siyah ayakkabısının ucunla yavaşça ezdi. Ellerini iki yana açtı. Sesler kesildi fakat artık arabalar konuşuyordu. Kerem direksiyonu daha sıkı kavradı ve gaza biraz daha yüklendi.