Kapı açılma sesi duyduğunuz anda İnk bana döndü ve dedi ki
-Ses çıkarma Blue ve Dream gelmiş olmalı.
Tamam dercesine kafamı salladım ve İnk'in kapıyı kapatışını izledim. İnk odadan çıktığı anda odayı incelemeye başladım göz ucuyla. Beyaz duvarlı bir odası vardı. Kemik beyazı, aynı kendi rengi gibi. Gerçi duvarlarının olduğunu yeni farkettim sayılır. Duvarlarında bütün AE'lerin Sans'larının çizimlerini asmışdı. Hatta lust bile vardı. Küçük bir tebessümle duvarları izlemeye devam ettim. Ve bir şey farkettim.
Bir saniye...
Bütün kağıtlar aynı büyüklükdeydi. Ama... Benim resmin, bütün çizimler a4 kağıdının üzerindeydi fakat benimki 35X50 kağıdının üzerindeydi, hani şu resim defterlerindeki kağıtlardan. Sesli bir şekilde,
-İnk benim düşmanım neden bunu yapsın ki? Y-YOKSA!?
Son kelimeyi hafiften bağırarak söylemiş olmalıyım birkaç ayak sesi duydum. Buraya doğru yaklaşıyorlardı. Sanırım... Sesler kapının önünde durdu. Ve ben sesli bir şekilde öksürdüm, aniden Dream kapıyı açtı ve beni görünce şok oldu. Yanıma koşarak yakamı tuttu ve bağırdı
-SEN NE HAKLA BURADA BÖYLECE YATARSIN HA? CEVAP VE-
Öksürmeye başladım. Kendimi durdurmaya çalıştım. Denedim... Artık gözlerimden yaşlar gelmeye başlamıştı.
Blue bağırdı,
-İ-İNK ŞU GETİR! KOŞ!
Ne yani benimle ilgileniyorlar mıydı?
Öksürmeye devam ettim çünkü durmuyordu, durduramıyordum...
İnk suyu getirdi yavaş bir şekilde suyu içtim. Sonunda öksürmem durmuştu. Dream bana bakıyordu, yakamı çoktan bırakmış, hatta olan biteni kenardan izliyordu.
Dream derin bir nefes aldı,
-Şimdi Error bana neler olduğunu anlat, İnk sen değil
Parmağıyla beni gösterdi Dream
-O!
Konuşmaya başladım,
-Anlatıyorum, sabah uyandığımda doğum günüm olduğunu öğrendim ve en sevdiğim yer outertale'a geldim. Outer!sans beni rahatsız etti. Ona zarar vermedim sadece uçurumun kenarında oturdum. Sonra outer'a bugün doğum günüm olduğunu ve en azından bugün kavga etmek istemediğimi söyledim. Oda gitti. Sonra 10-15 dakika sonra İnk geldi aynı sohbeti kurduk ama bu sefer ağlıyordum. Sonra biraz daha konuştuk ve benim gözlerim karardı, sonra burada uyandım. O kadar.
Dream şaşkın gözlerle bakıyordu. Bana bakarkenki gözleri... O ruhsuz ifadesi... Bana özel miydi yoksa hep böyle miydi?
-Peki ama sana neden inanayım ki? Söy-
Dream'in sözünü kesti İnk.
-Dream, E-Error doğru söylüyor. S-sakın yanlış anlama, onu korumuyorum ama aynen anlattığı gibi oldu...
Blue şaşkındı büyük ihtimalle bu cümleleri sorgulama istedi,
-P-Peki İnk ama onu neden buraya getirdin
İnk biraz düşündü ve hafiften kıkırdayarak dedi ki,
-Hehe, ama sen Dust'ı getirince biz bişey demedikki, hehe.
Blue'nun yüz renginin değişimi çok iyi görebiliyordum. Anında odadan koşarak çıktı. Ve Dream,
-İnk seninle bu konuyu daha sonra konuşacağız. Ben Blue'nun yanına gidiyorum, bu arada Error... Afedersin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKKUŞAĞIM-Bitti
RomanceSiyah ve beyaz, Gökkuşağı ve karanlık, Negatif ve pozitif, Yaratıcılık ve yok edicilik... İki zıtlık birbirini sevdiler, ama ayırıldılar. Yapmaması gereken birşey yapınca yok edici, yaratıcıyı kaybetti hayatını. Bu tüm yaşama şamsını yok edecekt...