Sesi açın bakalım umarım bunuda beğenirsiniz?Kalbinize selam olsun...
Sesleri duyuyordum ama hiçbirşeyi hatırlamıyordum...
.
.
.
O kadar biçareydim ki çarptığım kadının annem olduğunu bile göremedim. Babamın ölümünden kendimi meshul tuttuğumdan o günden sonra ilk defa sarıldım boynuna :"Anneeee!! Gitti! Bıraktı bizi! Anne Leyla'mm yok artık.!"
*o sıralar Feza ortalıklarda yoktu.
"Feza nerde haberi var mı ? Yolda gelirken,sana dokundu mu ?"
* Babam yoktu ölmüştü.Nedenini sormayın! Annemin 2. Eşi vardı. Bana doğru ilerliyordu. Sert ve sinirli gözleri atacağı tokattan önce yerleşmişti suratıma. Sahi Feza bizi hiç sevmezdi yaklaştığı gibi attığı tokat ilk defa acıtmadı. Saçımdan tutması bile canımı yakamazdı. Ben kardeşimi sonsuzluğa uğurlamışken Feza'nın hiç bir dayağı kalbimi acıtamazdı. :
"Sen niye yok olmadın! Sen de yok olsaydın! Bizi niye arıyorsunuz!"
*diye hiddetle bağıran bu adam acımı görmek istememekde ısrarcıydı...
"Kardeşim öldü be adam! Kardeşim öldü! Hiç mi acımıyor kalbin.!"
*böylesine yok olmuşken,alaylı ses tonundan bir an es vermiyordu... Canımı yok etmekde kâti süratle devam etmekten kendini alı koymuyordu...
- Dışarı çıkmasaydınız olmazdı birşey! Kim ödeyecek bu kadar masrafı ben ilgilenemem.Birde özel hastahaneye gelmişler. Kızım özel hastahane neyinizeee!!!
* O an onun boynuna atlayıp sesi kesilene kadar boğmak istedim. Öldürmek,dünyadan bir pisliği öldürüp yok etmek istiyordum. Deli gibi bir his vardı içimde... Ama ben yine annemin çaresiz bakışlarında kaybolup yok olurken,yüreğimdeki acıyı tekrar tekrar yaşıyordum.
Bana atılan hiçbir tokat beni acıtamazdı. Beynimin içinde depremler varken, o pisliğin ne yaptığıyla ilgilenemezdim. Fakat yüreğimi derinden etkileyen bir davranışı vardı... Bize böcek gibi davranıyor ve etrafdaki insanlarla kibar konuşuyordu işte bunu kendime yediremiyordum...
O zamanlarda yokluğunu sürekli hissettiğim Babam yoktu.
Ve en acısı neydi biliyor musunuz? Kardeşimin cenaze işleri ile ilgilenen bendim. Gece boyunca yıldızların altında o kalabalıkta yapayalnızdım. Cenazesini ben yıkamalıydım. Sabahın ilk ışıkları ve okunan sela sesi bugün kardeşime özeldi.
Leyla'mı sonsuzluğa DUÂ'larla uğurlarken herkesin "Dostlar sağolsun." tesellileri ile karşılaşmıştım.
Tabi ki bu teselliler içimi soğutmadı soğutabilir miydi ?Herkes yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. Ben olduğum yere yığılmıştım. Toprağa akıttığım her gözyaşımda Leyla'mın yüzünün yansıması ile karşılaşıyordum.
Yaşıyordum nefes alabiliyordum ama ne yaptığımı bilmiyordum. Sessiz çığlıklar bedenimi esir alıyordu. İçimde hapis olan çocuğu özgür bırakıncaya dek bu çığlıklar kursağımda kalacaktı. :
- Geceleri tek başına nasıl uyuyacaksın? Uyan artık! Uyan ve bana sarıl. Beni benle bırakma! Ya da uyandır beni! Bu yaşadıklarım kâbus olsun!
*DUÂ'larımı semaya uğurlerken,ALLAH'a karşı gelmekten korkuyordum...
ALLAH'IM isyanım sana değil! İsyanım Bu dünyadaki kurulamayan düzene! Gitmeseydi korkmasaydı, kardeşim yerine bu toprağa sarılmayacaktım. ALLAH'IM içimi hafiflet lütfen. Leyla'm sana emanet.* diyerek güçlükle uzaklaşmıştım.Yol boyunca aldığım nefes göğsüme saplanmaktan başka bir işe yaramıyordu. Güneş bedenimde boy gösterirken,kendimden nefret ediyordum. Attığım adımlar,beynimin içinde yankılanıyordu. Eve herkesden sonra gittiğim için Feza ve kabaran öfkesi dışarıda beni bekliyordu. Bahçe kapısına istemeye istemeye yaklaşınca yerdeki kanın lekesini gördüm bir günde kurumuştu.
Yıkamışlar ama geçmemiş. Geçmez tabi daha küçüktü sıcaktı kanı. Kalbi papatya gibiydi kardeşimin.
Gözlerim kuruyan kandan ayrılmıyordu. Yerde duran kan kardeşimin kanıydı...
Feza'nın iğrenç hakaretlerini artık duymayacaktım. Kulaklarım ona sağır olmuştu.Her tartışmamda Leyla'mm bana : Beni seviyorsan ne derse desin sus! Sana vurdukça benim canım yanıyor." diye yakarıyordu. Kulağıma o tatlı sesi yine ilişmişti. "Beni seviyorsan sus!"
Kapıya yaklaşıp kan izlerinin olduğu yere oturdum. Buz gibi beton beni içine çekmek istiyordu. Soğuktu ve bu soğukluğa Leyla'mm dayanamaz ki diyerek sokaktan ona doğru ağlayarak, söylene söylene yürümeye başladım. :
- Olmaz ! Soğuk sen yapamazsın orda.! Çok soğuk gece üşürsün sen! Bırakamam seni...
İnsanların acıyarak bakması ne tuhafdı anlatamam. Yürürken Feza'nın iğrenç elleri saçlarıma dokunmuştu. Acım zaten büyüktü Feza'nın saçlarımı yolması acı sayılmazdı ki... Komşular böyle bir anda yardım etmek yerine : "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!" mantığında ilerliyordu. Sürükleye sürükleye evin içine kadar götürmüştü. Salona koyup :
- Bir daha bu eşikten dışarı adım atmayacaksın! Yoksa ömründe var olan tek insanı elinden alırım. !
Anladın mı beni !- Anlamadım,anlamıyorum. Çekil önümden hiç mi vicdanın sızlamıyor! Ne istiyorsun benden! Çekil kardeşime gideceğim!
- Otur oturduğun yerde. Öldü!Öldü! Öldü! Sen onun katilisin ! Bir de bana kötü diyordun! Sen kardeşini öldürdün! Şimdi bu kapıdan dışarı adım atarsan,geldiğinde annen ufak bir kaza geçirebilir.!
* Bir yanda annem diğer yandan kardeşim...
.
.
.
#🍁Bu bölümde bitti.
#Ne olursa olsun "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın modunda olmayın!
🍁#Kısa yazıyorum.
Bir süre sonra kitap yapıp ellerinize ulaştıracağım.
#İNŞAALLAH💃
![](https://img.wattpad.com/cover/191223618-288-k892907.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(+18) ZÎFÎRÎ...(Matem)(+18)
Teen Fiction(İnsta:@ezgiozgeabi (15K olduk☺HAMD OLSUN) (ZİFİRİİİİİ KİTAPP OLUYORRR... ÇOK MUTLUYUM AŞIRIII MUTLUYUMM... İKİ SERİ ŞEKLİNDE OLACAK İNŞÂALLAH. BANA ÖYLE GÜZEL DESTEK VERDİNİZ Kİ NE DİYİM SİZE.... HAYALİMİN UCUNDAN TUTTUNUZ. HAYALİMİ HAYAL BİLDİNİZ...