Umudun yuva yapıp sevdanın konduğu,
Bacasında duman tüten evler var çok uzaklarda
Bizim yolumuz çok uzun
Kaybolmuşuz yalnızlıklar sokağında
Bir akşam kızıllığında
Çıktığımız şu patika yollarda
Rüzgarla savrulan çöpler gibiyiz ayrılıklardaYıldızlar kaybolunca
Sokak lambasının altında
Sinek titremeli bir aydınlıkta
Beyaz sayfalara yazılan tüm mısrada
Loş ışıklar şairinin kaleminden dökülen kelimeler gibiyiz hayatta.Oturmuşuz geceden sabaha
Yürek yürek işlenip şu karanlıkta
Kahve köşesinde bir masada
Üşüyen ellerimizi ısıtarak
Sıcak bir kahvenin buğusunda
Ovuşturduk yıllarcaBiz asırlarca
Düşünmeden yazılan bütün cümlelerin anlamında
Duru bir su gibi aktık mısralara.
Ve küçümsenen şairlerin
Bakkal defteri gibi karalanan satırlarında
Göz yaşımızın damladığı sözcükkerde
Dağılan mürekkeb gibiyiz sayfalaraKalemimiz kırılsada
Bütün isyanımızla umut işledik satırlara
Gözlerimizin önünde hayalllele
Doğanın tüm renklerini işledik tuval tuval
Ve yalnızlığı şiir yapıp
Her gün usanmadan okuduk sokaklarda
Kırık aynalara vurdukça
Paramparça dağılıyorduk
Loş ışıklar altında bu satırları yazarken
Ellerimizin üşüdüğünü hissediyorduk
Ve yalnızlığı iliklerimize kadar yaşıyorduk
Yüreğimezde sağanak halinde sevgi yağıyordu ıslanıyorduk
Ve ürperiyorduk
Biz aslında
Loş Işıkların altında göz yaşıyla yazılmış
Çöplükleri saray yapan her mısrada
Bir masaldık bu dünyadaŞimdi bu karanlıkta Öylesine büyük yaşıyoruz ki hayallerimizi
Ardımızda bırakarak sokak lambaları altında yazılan şiirleri
Yürüyüp gidiyoruz bir İhtilalden öbür yalnızlığa
Sevgi duvarını aştık sonsuza yazıyoruz aşkımızıBiz aslında;
Bir ayrılığın yamacında
Bir evsizin sokağında
Bir kitabın arka kapağında
Yaşıyoruz ağlayan kelimelerin isyanında