Önce şu yağmur öyle bir yağmur ki
Aklıma yer etmiş iki gözüm
Sonra sırıksıklam iki kurşun ile
Vurulan biz geçti gönlümden
Ah iki gözüm iki çeşmem
Akıyorum Saburhane deresinden
Son yağmurlar yağarken Muğla'da
Gözlerine bakıyorum başka biçimde
İlk kursunla vurulduğum bu şehirde
Bakışlarım düşüyor kazdığın siperlere
Islak senaryolar içinde
İçi boş replikler tekrarlıyorum
Boyut boyut başka bir biçimde
Bir yalnızlık sahnesinde yürüyorum
Akyol kaldırımda ayrı ayrı yönlere
Kırkikindiler üstünde ağır ağır gidiyorum
Oysa ki iki gözüm
Mermi gibi sağanak yağıyor üstüme
Perşembe pazarında sevdalar veresiye
Akiyor usuldan Saburhane Deresine
Belki ilk baharda yağan son yağmur
Düşüyor damla damla usuldan yüzüme
Eski bir resim persifektinde yitiriyordum seni
Oysa anılarımda yer yoktu
Ne Rüya Avm'ye nede Outlet'e
Yürürken taş sokaklarda
Ayak bileklerime dolanıyordu yalnızlık
Taş taş çöküyordu en çağdaş parkeler
El yordamı ile anılarını yitirmeye yakın
Bir geçit araıyordum sana doğru
Çünkü ben doğduğum şehirde vuruldum gözlerine
Köyden kente bağlanan kırsal bir sevgiyle
Bakıp gözlerine yazıyordum senli şiirleri
Korkmadan ve kana kana ıslanıyordum senle
Şimdi,
En uzun sağnakların altında
Damlar yüreğime ılık bir sızı
Sonra birden duyar gibi olurum
Hoyrat rüzgarlar altında
Yılanlıya karışıp giden
Çocuksu sevdamızın sesini
Belki yolun düşerse gidersin eskisi gibi
Yenice'de yürüyen küçük bir çocuğun hevesiyle
Kerimoğlu türküsü evine
Belki hatırlarsın tekrar bizi
Kirpiklere bir damla yaş düşürdüğümüz hikayemizle
Oysa ki yağmur iki gözüm
Oysa ki
Yağmur
