☣ Red Moon ☣

549 71 22
                                    

☣ Red Moon
⤿ Kırmızı Ay
Drops of Jupiter - Train (Cover By: Iris Zhang)
⤿ Kızın sesine bayıldığım için her kitaba bu kızı koyuyorum ejkfhewıof

Kim Jennie:

Yaklaşık iki saattir ayılmasını beklediğim Park Jimin, bana kıçını dönmüş yatıyordu.
Bende daha fazla beklemek ile uğraşmak istemediğimden Jisoo ile dizi izliyordum.
Jimin'i pratik odasına yatırmıştık.

Jisoo: Kıza bak! Bacağım kadar boyu var neler neler yapıyor. Kıskandım.
Jennie: Harbi he... Amuda kalkıp yemek yapsa şaşırmayacağım.
Jisoo: Jendeuk evleneceğim adamı dövmüşler. Çok mutluyum.
Diyerek büyük bir kahakaha patlatmıştı.
Jennie: Kim dövmüş?
Jisoo: Ne bileyim ben dövmüşler işte.
Gülüp avcumu patlamış mısırla doldurup ağzıma tıktım.

Jisoo: Filmi durdur, çişim geldi.
Jennie: Tamam koş, yap gel.
Yağlı ellerimi umursamadan kumandayı kavrayıp gerekli düğmeye bastım.

Son iki gündür havalar soğumuştu ve yağmur yağıyordu. Üstümdeki ince pike ile kendimi daha sıkı sarmalamış ve camdan dışarıyı izlemeye başlamıştım. Cama vuran damlaların çıkardığı ses bir süreliğine rahatlamamı sağlamıştı.
Gözlerimi kapatıp bedenimi tamamen cama çevirdim. Kafamı koltuğun sırtına yaslayıp derin nefesler aldım.

Mavi, ayı terk etmişti.
Ay artık etrafa kırmızı ışık hüzmeleri saçıyordu.
Yıldızlar artık eskisi gibi parlamıyordu.
İnsanlar dışarıda gezmiyordu.
Sonra gözüme kırmızı bir ışık çarptı.

Gözlerimi ovalayarak, rahatça yatırıldığım koltuktan terler içinde, hızla kalktım ve mavi aya baktım.

Park Jimin:

Camdan dışarıya baktım.
Kırmızı ışıklar, beyaz mermerden olan yapıya vurdu.
Fıskiyenin içindeki büyük su topluluğu, kandan farksız oldu.
Uzun, tiz bir çığlık duydum.

Tanıdık gelmişti bu haykırış.
Diğer bir ışık hüzmesini takip etti gözlerim bu sefer.
Güzeller güzeli bir kızın üstüne düşmüştü ışık bu sefer.
Kızın cam kadar parlak, süt kadar beyaz olan teni,
Kırmızı rengini yansıtıyordu, oldukça hızlı bir şekilde koşuyordu.

Ay kayboldu, Güneş'in sarı ışıkları doğdu tekrar.
İnsanlar çıktı dışarıya.
Ben ise camdan dışarıya bakıyordum.
Bu küçük kasabadan dün gece iki şey çalınmıştı.

Merkezdeki fıskiye de, kız da:
Kızıllarla birlikte kaybolmuştu.

Kang Seulgi:

Elimdeki telefonu kapatıp kendimi koltuğa bıraktım.

Yerim: Kalksana! Sabah olacak daha yeni mi yatıyorsun?
Seulgi: Sus be yer cücesi!
Yerim: Yer cücesi? Hah!

Kenardaki yastığı alıp üstüme atlamıştı.

Jung Hoseok:

İnce pikeyi Yoongi'nin üstünden çekip konuştum.

Hoseok: Yah! Kalk artık! Sözün var, bu gün sabah yürüyüşü yapacağız.
Yoongi: Ben seninle konuşmuyorum, git sevgilinle beraber yap!
Hoseok: Onu uyandırmaya kıyamam ben~
Yoongi: Hoseok!
Hoseok: Sanada şaka yapılmıyor! Sen kaç yıllık arkadaşımsın, o ise bir gündür çıktığım.
Yoongi: Banane ya, yatacağım ben.
Hoseok: Bende gidip senin yeni aldığın nevresim takımını atayım bari~
Yoongi: Tamam geliyorum! Dur!

Hızla yataktan çıkıp terliklerini ayağa geçirmişti.

Kim Jisoo:

Susadığım için uyanıp aşağı kata indim. Mutfağa girdiğimde tezgaha oturmuş bir adet Jennie gördüğümde kaşlarımı çatmıştım. Kenarda duran sürahi ile bir bardağa su koyarken konuştum.

Jisoo: Ne oldu? İyi misin?
Jennie: Garip bir rüya gördüm... Sonrada geri uyuyamadım.
Bardaktaki suyu iki yudumda bitirip tekrar bardağımı doldurmaya başladım.
Jisoo: Ne tarz bir rüya, korkutucu mu?
Jennie: Daha çok rahatsız ediciydi.
Suyumu tekrar içip temiz bir bardak çıkardım.

Jennie'ye temiz bardağı uzattım. İçine doldurduğum suyu hızlıca içmiş bardağı kenara koymuştu. Elinin tersiyle ağzını silmişti.

Jennie: Jimin hala uyanmadı mı?
Jisoo: Galiba hayır... Neden bayıldı demiştin?
Jennie: Fazla yorgunluktan herhalde... Ben bir bakayım ona.
Jisoo: Tamam bak.

Diyip odama geri çıktım.

Kim Jennie:

Kapıyı yavaşça aralayıp içeri girdiğimde oturur pozisyonda duran Jimin'e baktım.
Kafasını kaldırıp bana baktığında terler içinde kaldığını fark etmiş, küçük bir telaşa kapılmıştım.
Kapıyı sessizce kapatıp yanına oturdum.

Jennie: İyi misin?
Kafasını sağa sola salladı.
Jimin: Kâbus gördüm... Sen kayboluyordun.
Dedi oldukça alçak bir sesle.
Jimin: Kırmızı bir ay, seni alıp götürüyordu Jennie.
Jennie: Ama buradayım... Gitmiyorum.
Jimin: Annem gibi bırakıp gitme beni Jennie.
Jennie: Seni bırakmaycağım J-

Dudaklarıma kapanan sıcaklık ile sözüm kesilmiş, gözlerimi usulca kapatmıştım.

-W_Rosie
Diğer karakterlerinde ev hallerini küçük bir şekilde açıkladım bu bölümde. Aranızdan bazılarının 'Sonunda!' dediğini duyabiliyorum. "İkiside birbirini seviyor o zaman öpücük zamanı" deyip yazıverdim.
Muah Red's!


Ghost -JenMin-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin